Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu iddia edilen belgenin düzmece olmadığını iddia eden Güzel, "Siz bunları sahte mi sanıyorsunuz? Bunlardan binlercesini gördüm,ifşa ettim.Kimse bize hikaye anlatmasın. TSK'da darbe odakları var" dedi. Güzel, darbecilere zehir zemberek sözlerle de yüklendi:"Bundan daha aşağılık, şerefsizce iş olabilir mi? 2009'a geldik siz Honduras mısınız?Herkesin darbeye karşı elinde tırmık mı olur, süpürge sopası mı olur ortaya çıkması lazım""

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof.Dr.Burhan Kuzu ve emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel'le birlikte Görüş Farkı programına katılan Radikal Gazetesi Yazarı, eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, askere sivil yargı yolu açan düzenlemeyi savunurken halen askeri darbe tehlikesinin sürdüğüne işaret etti. Güzel, programda Ömer Şahin'in sorularına şu cevapları verdi:

Ömer Şahin:Siz diyorsunuz ki askere sivil yargı yolu açılması da darbe tehdidini ortadan kaldırmaz. Ama bu devirde darbe olmaz diyenler de var. Sizin kaygılarınız abartılı mı?

Hasan Celal Güzel: Şimdi efendim daha bundan aşağılık bundan şerefsizce bir iş olabilir mi? Hakaret etmek için söylemiyorum kimseye. Geçmiş darbecileri de sadece saymıyorum. Darbe teşebbüsü. 2009 yılına gelmişsiniz siz Tayland mısınız? Allah aşkına siz Honduras mısınız? Ki o Honduras tarihi olmayan kültürü olmayan yani hiçbir şeyi olmayan küçümsemek için söylemiyorum. Honduras'ta bile halk darbecilere karşı sokaklarda mücadele veriyor. Yav bu 6000 senelik tarihi olan Türk Milleti arkadaş. Bin senedir biz bu topraklardayız. Kanun-i Esasi ta 1876'da yapılmış. 3.büyük anayasa olarak ortaya çıkmış. 1950'de hepsini bir tarafa bırakın 14 mayısta siz demokrasiye geçmişsiniz. 60 yıl geçmiş aradan. Kaç tane demokrasi 60 yıllık demokrasidir. E siz geliyorsunuz böyle bir millete darbeyi reva görüyorsunuz. Ben şunu merak ediyorum hep. Hocalıklarını da yaptım Kara Harp Okulunda falan. Ben Türk Milleti olarak bizim sivil kişiler olarak demokrat insanlar olarak değil sadece. Asker kişilerin bu kadar dünyayı tanıyan , yabancı lisan bilen , iyi yetiştirilmiş Nato'da , ABD'de ki muhataplarıyla arkadaşlarıyla bu kadar içli dışlı olmuş insanların nasıl olurda hala darbe lafını düşünebilecek kadar aşağılık haline geldiğini anlamıyorum. Utanıyorum. Utanıyorum. Böyle bir şeylerin Türkiye'de konuşulmasından utanıyorum. Hukukçu olarak utanıyorum. Vatandaş olarak utanıyorum. Eski bakan olarak utanıyorum. Herkesinde utanması lazım ve herkesin darbe olduğunda eline tırmık mı alır orak mı alır süpürge sopası mı alır ortaya çıkması lazım. Bundan daha alçakça bir şey düşünülebilir mi?

Ömer Şahin: Hala darbenin konuşulduğu mahfiller var mı?

Hasan Celal Güzel: Evet,var. Bütün mesele şu Ergenekon davasında da soruşturmasında da böyle. Niye bu iş böyle sonuna kadar tam olarak gelmiyor. Çünkü ne yazık ki başımızın üstünde taşımaya amade olduğumuz bir milliyetçi vatansever bir insan olarak muazzez , mukaddes , mübarek bildiğimiz, peygamber ocağı kabul ettiğimiz. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde bugün darbe odakları var. Adamlar oturuyorlar , planlar hazırlıyorlar. Siz bunları sahtemi zannediyorsunuz. Ben bunların kaç tanesini 28 şubatta götürdüm ifşa ettim ifşa ettiğim için gözaltına alındım. Yani darbe suçu işleyenlere hiç bir şey yapmadılar beni gözaltına aldılar düşünebiliyor musunuz? Bu ne büyük bir haysiyetsizlik.

Ömer Şahin: Peki , elinizde belge var mı ?

Hasan Celal Güzel: Gayet tabi var. Gayet tabi var. Daha evvel de vardı şimdide var.Türkiye'de bütün devleti idare eden mahfillerin bu işlerin nasıl karıştırıldığını biliyorum. Ben geçmişte mareşalden sonra çok sevilen bir Genelkurmay Başkanı biliyorum. O da Özkök Paşa. Ne yazık ki Yaşar Büyükanıt'da işte yarı demokrat yarı değil diye giderken gittiğimiz 7 nisanı karıştırdı. Şimdi Başbuğ Paşa'nın söylemlerinden hoşlanıyoruz. Diyor ki ben demokrasiye hukuka bağlıyım diyor. Bağlı olmayanları da barındırmam diyor. Bunu da asker teminatı sözü olarak söylüyor. Bizde onun şerefli asker sözüne inanıyoruz. Takip etmek şartıyla inanıyoruz. Ve şu anda Sayın Başbuğ'un ve üst kademenin böyle bir darbe hazırlığı içinde olduğu kanaatinde değiliz. Temennisinde değiliz. Ama ne yazık ki Türkiye'de ta 2003 yıllarından itibaren aslında 28 şubattan evvel bir darbe örgütleri vardır. Ne yazık ki bir ara mezhepçi daha sonra belirli cunta münasebetli , erenler grubu koymalar adını daha sonra Şener Eruygur Paşa... Ben size göstermiştim bir defa hatırlıyorsunuz. Şener Eruygur'un hazırlattığı bakanları fişletme meselesiydi. Ben bunu Ankara Savcılığına götürdüm verdim biliyor musunuz.?

Ömer Şahin: Ne oldu o ?

Hasan Celal Güzel: Takipsizlik kararı alındı ne olacak. E gayet tabi. Çünkü mesele ne biliyor musunuz ? bana bazen soruyorlar. Ergenekon ne olacak falan diye. Diyorum ki bir Nasreddin Hoca fıkrası var. Nasrettin Hoca anahtarı kaybetmiş. Arayıp duruyormuş evin içinde. Karısı da ne yaptığını sorunca anahtarı kaybettim demiş. Peki nerde kaybettin diye sormuş hocaya bodrum da kaybettim demiş. Orada niye aramıyorsun hoca efendi demiş. Bodrum karanlık korkuyorum demiş. Artık biz anahtarı kaybettiğimiz yerleri aramak mecburiyetindeyiz ve bize şerefli Türk subayı , şerefli Türk askeri de yardım etmek zorunda. Biz bu utançtan artık kurtulmak mecburiyetindeyiz. Demokrasinin kılıcı gibi başımızın üstünde bir darbe kılıcı olursa Türkiye'de. Demokrasiyi bir yere götüremeyiz. Türkiye'yi bir yere götüremeyiz. Ben iktisatçıyım. 1960'tan itibaren Türkiye'de darbeler olmasaydı. Yaptığım bir araştırmaya göre fert başına düşen milli gelir şimdiye kadar 35000 dolar civarında olacaktı. Türkiye ilk 10 ülkeye girecekti. E çok dertliyim bu konuda Ne yazık ki Türkiye'nin en büyük ayıbı en büyük kayıbı budur.

Ömer Şahin: Demokrasi daha içselleşti geçmişe göre onu kabul etmek lazım.

Hasan Celal Güzel: Mutlaka ama mutlaka herkes bunu iyi bilsin ki evet Türk Silahlı Kuvvetleri'nde darbe odağı vardır. Yanlış işler yapılmaktadır. Bu son albayın hazırladığı söylenen evrakın da çok büyük ölçüde doğru olduğuna inanıyorum. Düzmece falan olduğunu hiçbir zaman zannetmiyorum. Bunun gibi binlerce evrak gördüm. Bir çoğunu da ifşa ettim. Biz bunları biliyoruz. Kimse bize hikaye anlatmasın. Herkes dürüst olsun. Namuslu olsun ve bizi ele güne bütün dünyaya 2009'un ortasında rezil rüsva etmesinler.

Ömer Şahin: Sayın Güzel ,şimdi cayar mısınız bilmiyorum ama önceden tankın üzerine çıkacağınızı söylemiştiniz?

Hasan Celal Güzel: Tankın üzerine çıkarım. Ama beni hiç bişeye değilse bile devlet malına zarar verdim diye içeri atabilirler. Ama çünkü ağır olduğum için...şaka bir tarafa aslında ben herkesi tankın üstüne çıkmaya davet ediyorum. Bu eski 312 şimdi 216. maddenin halkı isyana teşvik meselesi değildir. Bu tam tersine herkesi kendi hakkını müdafaya teşvik meselesidir. Niye Paris'te tanklar yürümezde Ankara'da yürür. Çünkü Paris halkı kaldırır, O tankı Sen nehrine atar. Biz ne yaparız Ankaralılar olarak köşedeki marketten on kilo unlan 10 kilo şeker alıp eve kapanırız korkup. Böyle rezalet olmaz