ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye'nin Esad gitmedikçe hiç bir şekilde huzurlu, istikrarlı ve demokratik olamayacağını belirterek, "Uluslararası camia olarak belli bir plan çevresinde toplanmanın ve Suriye'den Esadı göndermenin zamanı geldi" dedi. 
Türkiye ile ABD’nin eş başkanlığını yürüttüğü "Terörizmle Mücadele Küresel Forumu'nun-Global Counterterrorism Forum (GCTF)" kapsamında bakanlar düzeyinde toplantı gerçekleştirildi. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantı sonrasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ortak basın toplantısı düzenledi. 

-"ÖNEMLİ GELİŞMELER KAYDETTİK"- 

İlk olarak söz alan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Terörizmle Mücadele Küresel Forumu'nun bakanlar toplantısını yaptıklarını belirterek, ilk toplantının geçen yıl New York'ta Eylül ayında gerçekleştirildiğini, aradan geçen dokuz ayda çok önemli gelişmeler kaydettiklerini söyledi. Forumun, şiddete ve teröre varan her türlü aşırıcılıkla, sivil yöntemler kullanarak, mücadele etmenin, karşılıklı olarak uzmanlıkları paylaşmanın önemli bir aracı haline geldiğini ve şu anda forumun 20'yi aşkın üyesi olduğunu bildiren Davutoğlu, birçok ülkenin de üye olmak istediğini kaydetti. 
Terörizmle Mücadele Küresel Forumu bünyesinde ilk aşamada 3'ü bölgesel, 2'si tematik olmak üzere 5 çalışma grubunun oluşturulduğunu açıklayan Davutoğlu, "Bunlardan bölgesel olanlar, Afrika Boynuzu Çalışma Grubu, Sahil Bölgesi Çalışma Grubu, Güneydoğu Asya Çalışma Grubu, tematik olanlar da Ceza Adaleti ve Hukukun Üstünlüğü Çalışma Grubu ile Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadele Çalışma Grubu. Biz AB ile birlikte Afrika Boynuzu Çalışma Grubu'nun eş başkanlığını yürütüyoruz" bilgisini verdi. Terörle mücadelede işbirliğinin önemine değinen Davutoğlu, "PKK ile mücadelede uluslararası toplumdan dayanışma bekliyoruz. Bu konuda Türkiye'nin edindiği tecrübeler var" dedi. 

-İMZALANAN MUTABAKATLAR- 

Türkiye'nin AB ile birlikte Afrika Boynuzu Çalışma Grubu Eş Başkanlığı'nı yürüttüğünü açıklayan Davutoğlu, "Yaklaşık 30 yıldır teröre karşı verdiğimiz mücadele çerçevesinde, PKK ile verdiğimiz mücadelede uluslararası toplumdan destek bekliyoruz. Kaçakçılık ve uyuşturucuya karşı biz etkin mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız" dedi. Forum kapsamında iki mutabakat imzalandığını da açıklayan Davutoğlu, bunları Roma ve Rabat mutabakatı olarak sıraladı. Davutoğlu, oy birliğiyle kabul edilen mutabakatların, şiddete varan aşırcılıkla mücadele çerçevesinde hapishanelerde bulunanlarla, bunların rehabilitasyonunu içerdiğini belirterek, "Mahkumların rehabilite edilmesi için bu insanların sosyal hayata kazandırmaları önemli. Cezaevleri, hukukun üstünlüğü konusu da etkin ceza adaletinin sağlanması yönünde bütün ülkelerin kabul ettiği mutabakatlar" dedi. Soruları da yanıtlayan Davutoğlu, Suriye konusunda 14 Nisan'dan bu yana Annan planının devrede olduğunu, bu yönde çaba gösterdiklerini ve destek verdiklerini belirterek, "Maalesef Suriye yönetimi tarafından birçok kereler by-pass edilmiştir, ihlal edilmiştir" diye konuştu. 

-"SURİYE'DE 15 AYDIR DİPLOMASİ UYGULANIYOR"- 

Bir gazetecinin, "Suriye'de diplomasi yollarında başarı sağlanamazsa, bugünkü yaptığınız toplantıda masada gündeminizde askeri müdehale de var mıydı?" sorusu üzerine Davutoğlu, diplomasi yolunun herkesin tercihi olduğunu ve bu kapsamda herkesin Suriye nezdinde 15 aydır yoğun diplomasi uyguladığını hatırlattı. Suriye halkının fazla birşey istemediğini, geçen yıl olaylar başladığında da bir yönetim değişikliği bile talep etmeden sadece reform talep ettiklerini belirten Davutoğlu, bu barışçıl gösterileri şiddetle bastıran ve son olarak Elhude'de olduğu gibi kendi düzenle ordusu ile yapmıyormuş gibi görüntüsü içinde ancak arkada Şebbihalar üzerinden kadınları çocukları katleden bir anlayışın, her şeyden önce meşruiyetini yitirdiği yönünde herkesin açık bir tutum benimsemiş olması gerektiğinin altını çizdi. 

-"SURİYE'NİN DOSTLARI GRUBUNU FRANSA'DA TOPLAYACAĞIZ"- 

Kendi halkıyla savaşan hiçbir yönetimin ayakta kalmasının mümkün olmadığını vurgulayan Davutoğlu, hala diplomasinin yapabileceği şeylerin olduğu kanatini taşıdıklarını vurguladı. Bu konuyu dün akşam da paylaştıklarını ve bundan sonra diplomatik olarak atılabilecek adımları gözden geçirdiklerini açıklayan Davutoğlu, bu kapsamda Rusya ile yapılabilecek görüşmeler, BM Güvenlik Konseyi içinde yedinci fasıl da dahil olmak üzere gözden geçirdiklerini söyledi. Suriye ile diplomasi griişimi konusunda önümüzdeki ay ise Suriye'nin Dostları Grubu'nu Fransa'da tekrar toplayacaklarını açıklayan Davutoğlu, "Yine Sayın Annan'ın BM'nin Güvenlik Konseyi'nin Genel Kurulu'nu bilgilendirmesi var. Sayın Annan'ın bu konudaki raporlarını tabiki gözden geçireceğiz. Rusya'nın, Çin'in bu konudaki tutumu önemli olacak. Onlarla da temaslarımız olacak" dedi. 

-"ASKERİ MÜDAHALE OLARAK ALGILANMASIN"- 

Davutoğlu, yine bu kapsamda muhtemelen G-20 çerçevesinde Başbakan Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Viladimir Putin ile bir görüşmesi üzerinde çalıştıklarını açıklayan Davutoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: 
"Dün toplantı sonrasında da Sayın Başbakanımıza toplantıyla ilgili bilgileri arz ettim gece geç bir vakitte. Diplomasiyi sonuna kadar kullanacağız ama diplomaside ilkeler önemli. Bu ilkelerden kimenin taviz vermemesi lazım. Ve diplomasinin tıkandığı düşünülen yerlerde de bütün alternatiflerin ve sivil halkın korunması yönünde ve Türkiye olarak da kendi sınır güvenliğimiz ve kendi ulusal güvenliğimiz bağlamında, tabiki bütün senaryoların, alternatiflerin düşünülmesi lazım. Bundan kast ettiğim, hemen bir askeri müdehale gibi bir yaklaşım olarak algılanmasın. Bu anlamda birşey değil. Fakat gidişin çok yoğun bir iç çatışmaya gitmesi görnütüsü veriyor. Burada herşeyden önce uluslaararası toplumun tek bir ses, yöntem, politika getirilmesi lazım. Şu andaki çalışmalarımız bu yönde sürüyor ve gerek ABD ve gerekse diğer ülkelerle bu yöndeki çalışmalarımızı yoğunlaştırarak artıracağız." 
Aynı soruya ise Hillary Clinton, "Evet çok kapsamlı bir cevaptı bu. Ben buna birşey eklemek istemiyorum" demekle yetindi. 

-"SURİYE'DE ŞİDDET İKİ KATINA ÇIKTI"- 

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Suriye'de Esad rejiminin şiddetini iki katına çıkardığını, bu konuda dün akşam gerçekleştirilen zirvede bu kapsamda yapabilecekler ve birlikte atabilecek adımların tartışıldığını söyledi. Buradaki bir takım ana bileşenleri ve prensipleri söylemek istediğini dile getiren Clinton, öncelikle Suriye Hükümeti'nin, Annan Planı'nın tüm altı noktasının uygulaması, bunun içerisinde gerçek bir ateşkesin de bulunması ve her tarafın da buna saygı göstermesi gerektiğini söyledi. İkinci olarak Esad'ın Suriye'den ayrılmasını ve üçüncü olarak geçici temsili hükümetin müzakereler aracılığıyla oluşturulması gerekliliğini anlatan Clinton, "Bizler, bu kapsamda bu prensiplere son derece bağlıyız ve biz aynı zamanda adaletin takipçisi olmak ve Suriye halkının beklentilerine cevap vermemiz gerektiğini düşünüyoruz" dedi. 

-"ESAD REJİMİNİ SAVUNANLAR HALA VAR"- 

Burada demokratik temsiliyete ve içermeci bir hükümete geçiş yapılması gerektiğini, askeri güçler ve güvenlik üzerinde sivillerin kontrolün olması; bu süreç hukukun üstünlüğü ve eşitlik ilkesi kapsamında tüm Suriyelileri içerecek bir şekilde yaplandırılması gerektiğine işaret eden Clinton, "Hepimiz biliyoruz ki, Esad rejiminin savunucusu olan kişiler var hala. Çünkü, değişiklikten daha fazla korkuyorlar. Biz ısrarlı bir şekilde pozitif, içermeci ve demokratik geçiş yol haritası üzerinde konuşuyoruz. İnsanların bu noktaya gelmesini, bu vizyona sahip olmasını da sağlamamız lazım. Onları Esad rejiminden uzaklaştırmamız lazım ki, onlar da daha iyi br geleceğin kendileri için hayalini kurabilsinler, hem kendileri, hem Suriye için. Aynı zamanda uluslararası camiayı da bu planın ardında birleştirmemiz gerekiyor. Erişilebilir bir plan kapsamında Suriye içerisinde protesto yapanlar, ayaklananlar, ölenleri de kapsayacak şekilde evrensel insan haklarına ulaştırmamız gerekiyor" diye konuştu. 

-"TÜRKİYE'DE YENİ BİR TOPLANTI YAPILACAK"- 

Bu kapsamda tüm uluslara bu türden yaptırımları uygulamaları, gereken boşlukları doldurmaları için destek vereceklerini açıklayan Clinton,aynı zamanda bu kapsamda birlikte çalışan ülkeler arasında koordinasyonun da sağlanmasının çok önemli olduğunu, bu anlamda bir uzmanlar toplantısı beklediklerini ve sivil muhalefetin katılımı ile yine bu toplantının Türkiye'de yapılacağını ve bu toplantının gelecek haftanın sonunda yapılmasını planladıklarını bildirdi. Clinton, konuyla ilgili olarak "Ben Kofi Annan'la yarın görüşeceğim. Washington'da bir araya geleceğiz" dedi. 

-"ÖLÜMLERİN DEVAM ETMESİNDEN KİMSE MEMNU DEĞİL"- 

Clinton, Suriye konusunda uzman olan danışmanından yarın Moskova'ya gitmesini istediğini anlatarak, "Kendisi Rusya Hükümeti ile politik geçişi tartışacak. Kimse bu süreçte bu ölümlerin devam etmesinden memnun değil, herkes rahatsızlık duyuyor ve bir arada ilerlemeye kararlıyız ve bu taahhüdümüzü dün bir kez daha tekrarladık. Dışişleri Bakanınız ve ben, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile birlikte ülkelerimizi ilgilendiren konuları gözden geçirebildik. Bu kapsamda ekonomik ortaklıkları özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki geçiş sürecinde güçlendirmek de var. Türkiye'ye yaptığım her ziyarette tekrarlıyorum, ABD, Türkiye'nin PKK ile olan mücadelesinde Türkiye'nin yanındadır, desteklemektedir. Bu süreçte yaşanan uzun süreli şiddet Türkiye'de binlerce yaşamın kaybına neden olmuştur" diye konuştu. 

-"MASUM İNSANLARIN HAYATINI KURTARACAĞIMI İDDİA ETMİYORUM"- 

ABD Dışişleri Bakanı Clinton, Suriye'deki geçiş döneminde Esad'ın görevi nasıl bırakmasını beklediklerine ilişin olarak, burada vurgulamak istediği bir takım örneklerin olduğunu ve bunlardan en yenisinin Yemen'de yaşanan geçiş süreci olduğunu söyledi. Bu sürecin açıkçası bir yıldan fazla sürdüğüne ve pek çok uluslararası çabayı gerektirdiğine işaret eden Clinton, böylelikle o zamanki yönetimin değiştiğini hatırlattı. Clinton, şöyle devam etti: 
"Çünkü kurulan baskı ve yaptırımlar, izolasyon çok fazlaydı ve kendisi de bir takım ölümler, çatışmalar ve iç savaş tehditlerinden sonra görevden ayrıldı. Şimdi yeni bir başkan var. Bu anlamda, sosyal anlamda istikrar ve güvenin bir miktar sağlandığını söyleyebiliriz. Birtakım öngörülerde bulunmak için çok erken ama bu verebileceğimiz yakın, bölgeden bir örnek. Biz burada bunun gibi birşeyin olabileceğini düşünüyoruz ama burada ekonomik baskıyı, dışlamayı sürdürmek, süreci şekillendirmek ve alternatifler konusunda kaygı duyanları veya Esad'ın destekçilerini fikir değişikliği yaratacak şekilde ikan etmek diplomasi gerektiriyor. Ben, burada durup, masum isanların hayatını kuratacağımı iddia etmiyorum. Burada söylediklerimizin hepsini tartıştık. Önümüzdeki sürecin zorlu çaba ve daha fazla katılım gerektirdiğini biliyoruz." 

-"KONGREDE RESMİ OLARAK İNSANSIZ HAVA ARACI ONAYLANMADI"- 

ABD'nin Türkiye'nin PKK ile mücadelesine nasıl destek verdiği yönündeki bir soru üzerine Hillary Clinton, "Terörizmle mücadele konusunda söz konusu olduğunda, biz birlikte çok sıkı çalıştık. Esasen her hafta nasıl daha yakın çalışabileceğimizi, işbirliği yapabileceğimizi ve Tükiye'nin terörle mücadelesini, PKK ile mücadelesini destekleyebileceğimizi öğreniyoruz" dedi. Clinton, "Türkiye'nin PKK ile mücadelesine destek verdiğinizi söylediniz. Türkiye'nin beklediği insansız hava araçları var. Bunun onayını en azından bu sene olmasını bekliyor musunuz?" yönündeki bir başka soruya, "Ben burada potansiyel silah transferi konusunu tartışmayacağım. Çünkü bu resmi olarak kongrede onaylanmadı ama bizim bu aşamada sunmakta olduğumuz kapsamlı bir destek var. Bu destek yoğunlaşacak, bunu yaparken de daha yakın planlama ve işbirliği yapacağız. Hem dışişleri bakanı, hem de ben hükümetlerimizin odaklanmış ve koordineli bir şekilde çalışması konusunda elimizden geleni yapacağız ve Türkiye ve Türk vatandaşların hayatlarını tehdit edenler konusunda bu anlamda birlikte çalışacağız" karşılığını verdi. 

-"İRAN'IN DURUŞUNA KARŞI, EYLEM ALMAYA HAZIRIZ"- 

Clinton, "İran'dan ne beklediğinizi söyleyebilir misiniz? Somut eylemleri görmezseniz, neler olacak?" sorusu üzerin, bir kez daha hedeflerini vurgulamak istediğini belirterek, Türkiye, ABD ve uluslararası caminın İran'ın nükleer silah yapmasını engelleme hedefini paylaştığını söyledi. Bunu da zaten her zaman takipçisi olduklarını ve burada diplomasi ve baskıyı birarada kullanarak bunu yapmaya çalıştıklarını söyleyen Clinton, ABD'nin bu anlamda barışçıl bir çözüm bulma taahhüdü olduğunu vurguladı. Bu kapsamda Moskova'daki toplantıya bakıldığında kendilerinin, İran'ın o toplantya gelmesini ve yapması gereken ciddi işlere başlamasını istediklerini dile getiren Clinton, "Çünkü diplomatik bir çözüme ulaşmak için bunların yapılması gerekiyor. Biz onların gelmesini istiyoruz ve somut adımlar atmaya hazır olmalarını istiyoruz. Özellikle yüzde 20 uranyum zenginleştirme konusunda. Çünkü bu, ortak aldığımız bir duruş. Bu müzakerelerde bulunan Rusya ve Çin'in birlikte aldığımız bir duruş. Onların eylemlerine karşı olarak biz de kendi adımıza eylem almaya, eyleme geçmeye hazırız. Uluslararası camianın bu kadar biraraya gelmesi İran için kaçışı güçleştirmesi önemliydi. İran'ın anlaması gereken ya müzakere masasına oturması gerektiği, ya da çok dışlanacağıydı. Bunun ekonomik sonuçlarına da katlanmak zorunda kalacaktı ve ülkelerine zarar verecekti. Biz o nedenle Moskova'dan somut adımlar bekliyoruz. Ve ben burada hiçbir şekilde sonuçlarla ilgili bir önyargı getirmek istemiyorum. Herkes çok çalışıyor bunun olumlu bir toplantı olabilmesi için" diye yanıtladı. 

-CLINTON, BABACAN İLE 1 SAAT GÖRÜŞTÜ- 

Diğer taraftan, forumun yapıldığı Conrad Otel'de basın toplantısının düzenleneceği salonda, Hlilary Clinton'un konuşma yapacağı kürsü, ABD İstanbul Başkonsolosluğu tarafından getirilen kürsü ile değiştirilmek istendi. Bunun üzerine hangi kürsünün konulacağı konusunda yaklaşık 15-20 dakika süren kararsızlıktan sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından getirilen kürsünün konulmasına karar verildi. Basın toplantısının düzenleneceği salon ise ABD İstanbul Başkonsolosluğu tarafından getirilen bir köpekle, bomba imha ekipleri tarafından güvenlik kontrolünden geçirildi. Forum kapsamında gerçekleştirilen bakanlar düzeyindeki toplantı sonrasında Hillary Clinton, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile yaklaşık bir saat görüştü. (ANKA-SON