Komisyon, tasarıyı alt komisyon raporu üzerinden görüştü.
Tasarı hakkında bilgi veren Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, şu anda
idari bir mekanizma olarak İnsan Hakları Başkanlığı’nın bulunduğunu ama hem
ülkedeki çalışma sitemi hem de uluslararası ihtiyaçları karşılama açısından Paris
Şartı’nı karşılayan daha özerk ve bağımsız bir yapıyı getirdiklerini söyledi.
İnsan Hakları Kurumu’nun, kamu tüzel kişiliğine haiz idari ve mali
özerkliğe sahip özel bütçeli bir kurum olacağını ifade eden Atalay, kurumun
Başbakanlık ile ”bağlı” ve ”ilgili” değil daha az bağlantısının olması
amacıyla ”ilişkili” olacağını belirtti.
Kurumun Hükümetle sadece bütçe anlamında bir bağının olacağını, bunun
dışında bütün tasarruflarını kendisinin yürüteceğini kaydeden Atalay, hiç bir
organ ve makamın kuruma emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde
bulunamayacağını bildirdi.
Atalay, ombudsmanlık ile ilgili tasarının da bu da hafta komisyonda
görüşüleceğini anımsatarak, ”İki tasarı birbirini tamamlayan, çok önemli
tasarılar. Tasarıların Haziran ayında Meclis tatile girmeden yasalaşmasını
planlıyoruz” dedi.
Alt komisyon Başkanı, AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, tasarı
üzerinde yaptıkları değişiklikleri anlattı. Kurula, suçla ilgili bilgi sahibi
olduğunda ihbar ve şikayet etme yetkisi tanıdıklarını belirten Dağ, kurul
üyelerinin devlet memuru gibi algılanmaması için değişiklik yaptıklarını
söyledi.
Kurul üyelerine hakim ve savcılara tanınan teminatın aynısını
verdiklerini ifade eden Dağ, ”Mevcut düzenlemede kurulun gündemini ve toplantı
zamanını başkan belirliyordu, 5 üye ile olağanüstü toplantıya çağırma imkanı
getirdik. Tasarı, Paris prensipleri ile uyumludur” diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, alt komisyon çalışmaları sırasında
dinledikleri STK temsilcilerinin ”bu tasarının komisyonda gündeme gelmesinin
insanlarla alay etmek anlamına geleceğini” söylediklerini anlattı. Komisyonunun,
STK’ların değil, iktidarın tercihlerini ortaya koyduğunu iddia eden Gök, ”Bu
tasarı geri çekilmelidir. Bağımsız İnsan Hakları Kurumu değil iktidarın güdümünde
kamu kurumu oluşturulmaktadır ve de Paris ilkelerini aykırıdır” iddiasında
bulundu.
”Bütün üyelerini Bakanlar Kurulu’nun atadığı bir kurum bağımsız olabilir
mi?” diye soran Gök, kurumun bütçesinin önceden belli olması gerektiğine işaret
etti.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, kurulun, bağımsız ve özerk
olduğu olacağını söyledi.
Hükümetten pay alan bir kurumun denetim dışında olmaması gerektiğini
savunan Metiner, ”(Hiç bir kurum emir ve talimat veremez) deniliyor. Durum böyle
iken kurumun bağımsız olmadığını söylemek doğru değil” görüşünü dile getirdi.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, tasarıyla, sadece İnsan Hakları
Başkanlığı’nın İnsan Hakları Kurumu’na dönüştürüldüğünü iddia etti.
AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, herkesin söylediği görüşlere
dayalı bir komisyon çalışması olamayacağını belirtti.
Tartışmaya neden olan sözler
”Bağımsızlık” kelimesiyle ne kastedildiğinin iyi bilinmesine
gerektiğini ifade eden Bostancı, ”Bağımsız olan kimse yoktur. Kim bağımsızdır?
Herkes bir ideoloji ya da görüş ile bağlantılıdır. Marks’ın, insanların belli
sınıfsal ilişkileriyle ilgili sözleri vardır. Hiç bir çıkar kümesinin içinde yer
almayanlar, bir baltaya sap olamayanlar, serseriler, başına buyruk insanlar,
toplum hakkında daha genel olarak vicdani kanaati temsil etme bakımından daha
uygun şartlara sahiptirler” diye konuştu.
Bostancı’nın bu sözlerinin ardından komisyonda tartışma yaşandı.
MHP’li Halaçoğlu, ”Size cevap versem konuşamazsınız” diyerek
Bostancı’ya tepki gösterdi.
CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, Bostancı’nın ”öğrencilere ders
verir gibi konuşmasının doğru olmadığını” söyledi.
Bostancı’nın, ”İşin arkasındaki felseyi bilmeden olmaz” sözleri üzerine
Eryılmaz, ”Siz çok iyi biliyorsunuz felsefeyi” karşılığını verdi.
Halaçoğlu’nun, ”Bizi gerzeklikle suçluyorsunuz, bir baltaya sap
olmamakla suçluyorsunuz” sözlerine ise Bostancı, ”Ne alakası var? Hiç bir
alakası yok. toplumun vicdanı olmaktan bahsediyorum” yanıtını verdi.
”ETÖ’nün avukatlığını yapma”
CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, komisyonun çalışmaları ve
yöntemine ilişkin eleştirilerde bulundu.
”Bir yılda 11. toplantıyı yapıyorsak, komisyonun iyi çalıştığını
söyleyemeyiz” diyen Özdemir, cezaevlerindeki şartların giderek kötüleştiğini
savundu.
Özdemir’in ”Evet Türkiye’de bir terör örgütü gibi çalışan bir örgüt var,
o da özel yetkili mahkemeler. Bu terör örgütünün yöneticisi de Adalet Bakanı ve
Başbakan” sözleri ikinci tartışmaya neden oldu.
Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, ”Bir bakana böyle hitap
edemezsiniz” diyerek Özdemir’e tepki gösterdi.
Özdemir, bu mahkemelerin yasadışı örgüt gibi çalıştığını, adalet
dağıtmadığını, adaleti katlettiğini ileri sürerek, ”Bir insanın 70 yaşındaki bir
kadının terör örgütü üyesi olduğunu söylemesi için akıldan, mantıktan yoksun
olması lazım. Özel yetkili mahkemeler, yok etme, imha etme hukuku katletme adına
çalışıyor. Sorumlusu da tepesindeki Adalet Bakanı’dır” dedi.
AK Parti’li Metiner, ”Sayın Kılıçdaroğlu için kullanılsa uygun olur
mu?” diye sordu.
Özdemir’in ”Saygılı olun ve beni dinleyin” sözleri üzerine Metiner,
”Asıl siz saygılı olun. Temiz bir dille konuşun” dedi. CHP’li Özdemir, komisyon
Başkanının kimseye danışmadan gündemi belirlediğini iddia ederek, ”Herhalde
Başbakan’ın talimatı içinde muhalefeti konuşturmama talimatı da var” diye
konuştu.
Başkan Üstün, kimsenin komisyona talimat veremeyeceğini belirtti.
Metiner, karşılıklı tartışma sırasında Özdemir’e ”ETÖ’nün avukatlığını
yapma” diye seslendi.
”Sen cinayet taraftarı mısın?”
Özdemir, ”Kürtaj konusunda Diyanet İşleri Başkanı ile yarışıyorsun,
televizyon televizyon gezip fetva veriyorsun. Senin görevin bu mu kardeşim başkan
olarak?” sözlerine Üstün, ”İnsan hakları boyutuyla ilgili açıklama yaptım. Sen
cinayet taraftarı mısın? Adalet Bakanı’na da terörist diyemezsiniz” karşılığını
verdi.
CHP’li Özdemir, ”Türkiye giderek elden kayıyor. Türkiye’nin ve
cezaevlerinin tablosu kötü. Özel yetkili mahkemelere bir an önce dur demezseniz
korkarım en son özel yetkili mahkemelerin sanıkları Sayın Başbakan ve sizler
olacaksınız” diye konuştu.
Başkan Üstün, bir çok yerde inceleme yaptıklarını ve hiç bir şeyin
üstünün örtülmesi ve saklanması taraftarı olmadıklarını belirtti.
AK Parti Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ, 1965’te yapılan Mardin
Cezaevi’nde fiziki şartlardan kaynaklanan bir sorun olduğunu kabul ettiğini
söyledi. Akdağ, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e yönelik sözlerinden dolayı
Özdemir’i kınadığını ifade ederek, ”70 yaşındaki bir kadının orada olması
vicdana aykırı. Cezaevinde kalanlar istedikleri kitapları okuyabildiklerini,
istedikleri kanalı izleyebildiklerini söylediler” dedi.
Tartışmaların ardından tümü üzerindeki konuşmaları tamamlanan tasarının
görüşmeleri yarına ertelendi. VATAN