"Sabah 08:00'de geldiler. Çok efendi davrandılar. Kararı okuyun dediler okudum. Avukatlarımı çağırdım. "İki komşu isteriz" dediler, arkadaşlar geldi. Aramaya başladılar. Müzik CD'lerini aldılar. Birçok makalemi aldılar. Basılmış kitabımı aldılar. "Yapmayın bunları okuya okuya yorulacaksınız" dedim. Yarım çuval çıktı evden. Zaten ev küçük. Kitaplara çok baktılar, aradılar.

DARBE TARAFTARI DEĞİLİZ
Biliyorsunuz mitinglere katıldım. İstanbul'da konuşmalar yaptım. İzmir'de konuşmama izin verilmedi. Biz darbe taraftarı değiliz. 12 Eylül'ü yaşadık zorlukları gördük. Bunu söylediğimiz halde basın her hafta yazı yazdı. "Bu kadın ne zaman tutuklanacak?" diye yazdılar. Biz PKK'lıymışız. Tanımadığım insanlar beyanat verdi. Savcı karşısına çıkıyorum, birşey yok ama olan olmuş oluyor.

ÖĞRENCİLERİN LİSTESİNİ GÖTÜRDÜLER
Şubelerimize de gittiler, şubelerimizin başkanlarıyla yönetim kurulu üyelerimizi tutukladılar. Bana yapılana kızmam ama başkalarına kızmam. 29 bin üniversite öğrencisine, 36 bin kız öğrenciye burs veriyoruz. Bu öğrencilerin listelerini alıyorlar. Listeleri kopyalamadan alıp götürdüler. Arkadaşlar savcılığa başvurdu. Eğer uzun sürerse öğrenciler burslarını alamayacaklar. Ekmeklerinden olacaklar.

TÜRKİYE'Yİ KÜÇÜK DÜŞÜRMEYELİM
ÇYDD kendi doğrultusunda gidiyor, biz bu ülke için gerekliyiz ama çocuklarımızın burslarını alamaması yönetim kurulu üyelerimizi başkanlarımızın tutuklanması beni çok üzdü. Hukuksal açıdan bağırarak değil, bunun hukuka uygun olmadığını zaten insanlar biliyor, bunun mücadelesini yapalım dedim. Bunun çalışmasını yapacağız. Türkiye'yi küçük düşürücü davranışlardan kaçınmak gerekiyor ama bunları yapıyorlar. Kim bilir ABD basını AB basını neler diyor. Bugün burslarla ilgili her şube savcılığa gitsin dedik, bizimkiler gitti haber bekliyoruz."