Meclis Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl, kapalı yerlerde sigara içilmesini yasaklayan sürece müdahil isimlerin başında. Çünkü kendisi, hem yasanın hazırlayıcılarından hem de keskin savunucularından. Bu nedenle yasayı delme çabalarına en sert tepkiyi o veriyor. Erdöl'e göre, sorun kahvehanelerin kazanç kaybından çok, sigara şirketlerinin lobisinden kaynaklanıyor. Yani tartışmanın ana ekseni 'sağlık' değil, 'para!'
Çok çaba harcadığınız düzenlemelerden biriydi bu yasa; şimdi
delinme ihtimali var. Kahvehaneler yasak kapsamı dışında kalabilir.
Danıştay'ın değerlendirmelerini nasıl buldunuz?
Danıştay, 'Sağlık için çok önemli bir kanundur' diyor. Ancak sonra 'Kahvehane sahiplerinin ticari kaygıları, insanların sağlığından daha önemlidir' vurgusu yapıyor. Yüksek Mahkeme olarak bir karar vermişlerdir, saygı duyarız; ama Türk milletinin yüzde 95'inden fazlasının kabul ettiği bir kanun, Türk milleti adına 'bozulsun' diye Yüksek Mahkeme'ye götürülmemeliydi. Kaldı ki, kahvehaneye gidenlerin de yaklaşık % 80'i kanunu olumlu buluyor.
Yasağın kapsamı konusunda gelen itirazlarda hiç haklılık payı yok mu?
Kahvehane sektörünü Türkiye'de bazı gruplar ayaklandırmışlar. 'Mahvolduk, öldük, bittik' diyorlar. Oysa, kahvehane sayısında bir azalma yok, aksine artış var. Üstelik ikram sektörünün karlılığına ve vergi oranlarına baktığımız zaman, Maliye'nin resmi verilerine göre % 6 civarında bir büyüme var. Danıştay, bu oranları göz önüne almamış. 'Kahvehaneye giden her insan sigara içiyor' anlamına da gelmez. Danıştay kararının gerekçesinde beni hayrete düşüren bir başka detay daha var. Diyor ki; 'Ülkemizde 400-500 yıldır kahvehane kültürü vardır, burada çay kahve içilir, beraberinde tütün tüketilir' yanlış. Kahvehane değil, kıraathane kültürü var. Biz buraların kıraathane haline gelmesini, insanların okuyup, dinlenmesini istiyoruz.
MAHKEMEYE MESAJ
Son sözü artık Anayasa Mahkemesi söyleyecek. Danıştay'ın tespitleri yönünde karar çıkar ve yasa delinirse ne yapacaksınız?
Ben, Anayasa Mahkemesi'nin, sağlığı ön planda tutarak konuyu değerlendireceğini düşünüyorum. Bir gedik açılarak kanun uygulanmaz hale getirilir. Bunu da isteyen Türk milleti değil, sigara lobileri.
GÜRÜLTÜYE 'SAYGI' KRİTERİ
Kamuoyu son dönemde bir başka tartışmalı konuyu da konuşuyor; o da 'gürültü yasağı'. Müzikte '23.59' kuralına yoğun itiraz var. Bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Belli saatler içinde gürültü desibelini düşürmenin insani açıdan gereklilik olduğunu düşünüyorum. Ancak, bunun ne zaman, hangi desibelde, nerede olması gerektiğini iyi planlamak lazım. Yasaktan ziyade, başkasına saygı duyma esası gündeme getirilmeli.
GERİLİM BEYİNLERDE
Son siyasi tartışmalarla toplumda gerilimin arttığı konuşuluyor. Sizce toplumun tansiyonu yüksek mi?
Toplumda hiçbir zaman gerilim olmadı; gerilim bazı kişilerin kendi beyinlerinde var. İnsanlar, gerilim görmek isterlerse, her şeyi 'gerilim var' gibi görüyorlar. 12 Eylül öncesi günleri bilen biri toplumsal stresi de gayet iyi bilirim. Öyle olumsuz bir tablo Allah'a şükür yok. Sadece, Doğu ve Güneydoğu'da askerlerimizin şehit olması hepimizi üzüyor.
Referandum süreci ülkede bir gerilim yaratabilir mi?
Zannetmiyorum. Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğuna inanan bizler, milletin sağduyusuna başvuracağız.
Niye gerilim olsun?