Hilton Oteli'nde düzenlenen panele, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın yanı sıra İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Akıncılar, İzmir'deki ulusal, yerel televizyon ve gazetelerin yöneticileri katıldı. Oturum başkanlığını RTÜK üyesi Prof. Dr. Davut Dursun'un yaptığı panelde, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Göksel, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Poyraz, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mete Çamdereli ile RTÜK İzmir Bölge Müdürü Ebubekir Akkaymak, konuşmacı olarak bulundu.
"TELEVİZYON VE RADYOLARIN İMAJI YERLERDE"
Panelin açılış konuşmasını yapan Zahid Akman, genellikle yazılı basının, medya etiği konusunda ilkelerini ve oto kontrol mekanizmalarını oluşturduğunu söyleyerek, geçmişi çok az olan televizyonların, yayıncılık hayatında oto kontrol mekanizmalarını bir türlü oluşturamadığını kaydetti. Akman, "Bir tarafta gelir elde etmek isteyen sektör temsilcileri, diğer yanda bunları denetlemek isteyen RTÜK. 2 ayrı kuruluşun, sürekli birbirini takip ederek yaptıkları uygulamaları değerlendirmeye çalışması, sektörün gelişmesini olumsuz yönde etkiliyor. RTÜK'e 13 ay önce seçildik. Televizyonların ve radyoların, şu anda yerlerde sürünen imajını daha olumlu, daha güvenilir hale nasıl getiririz, cevaplarını birlikte konuşarak bulmaya çalışacağız" diye konuştu.
"TELEVİZYON PROGRAMLARINA İZLEYİCİ ETKİSİ FAZLA OLACAK"
Ulusal televizyonların yetkililerine, oto kontrol mekanizmalarını kurmaları için öneriler götürdüklerini anlatan Akman, bu şekilde televizyon kuruluşlarının, yayınlayacakları programların hem medya etiği hem de RTÜK kuralları açısından uygunluğunu tartışabileceklerini söyledi. Oto kontrol mekanizmasını, yayın kuruluşları içersinde kurumsallaştırmak istediklerini ifade eden Akman, "Bu şekilde, müdahaleciliğin artması, basın özgürlüğünün sınırlanması gibi konuları da engellemiş olacağız. Özdenetimin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Yaklaşık 1 ay içersinde görüşmeler sonuçlanacak, ulusal yayın kuruluşları, kendilerinin oto kontrollerini ve kurumsallaşmalarını sağlamış olacak" dedi. RTÜK olarak 2. önemli çalışmalarınınsa izleyicilerin beklentilerinin çok sağlıklı bir şekilde RTÜK'e ve yayıncılara ulaşmasını sağlayacak mekanizmaları geliştireceklerini belirtti. RTÜK'ün kurduğu şikayet hattının yetersiz kaldığına dikkat çeken Akman, "Ekim ayında kampanyamızı başlatacağız. İzleyicilerin, şikayet ve beğenilerini RTÜK'e ulaştırmalarını sağlayacak sistemi hayata geçireceğiz. Yayıncılar da izleyicilerin düşünceleri hakkında bilgi sahibi olabilecek. Daha önce şikayet hattımıza günlük, ortalama 125 civarında gelen şikayet ve dilekleri, bine kadar çıkarmayı planlıyoruz. Yayın kuruluşları, böylece, raiting ölçüsü dışında kamuoyunun konuyla ilgili kendilerine ulaşan görüşlerini de dikkate alacak. Düzgün ve istatistiki bilgiler, birçok programın içeriğinin netleşmesi için onlara rehberlik yapacaktır" şeklinde konuştu.
Akman, en çok güvenilen kurumlar içersinde televizyon ve gazetelerin en alt sıralarda yer almasının, kendilerini üzdüğünü, daha itibarlı bir medya için etik kuralların yaygınlaşması gerektiğini ve bu kurallara uyulmasının şart olduğunu ifade etti.
İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal ise medyanın, etik kurallara uyması durumunda toplumu da uyduracak yaptırımı elinde tuttuğunu ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi.