Kutlamaların huzur ve güven içinde yapılabilmesi için herkesin yasalara ve kurallara uymasının önemine değinen Köksal, ''biz bir taraftan polisimizin kendisini yenileyip, olaylara müdahalede şeklinden tutun, yasaların kendisine verdiği yetkiyi en yapıcı şekilde kullanmasına kadar bir dizi önlemler alırken, bir taraftan da bu olayları yapanlar kanun ve nizamlara uyacak'' diye konuştu.

-ZORU KULLANMA ZORUNLULUĞU-

Köksal, polisin yasalara saygılı vatandaşlara karşı herhangi bir yanlış davranışının söz konusu olmadığını, ancak yasalara ve kurallara uymayan kişi ve kuruluşlara karşı yasaların hakimiyetini sağlamak için müdahale yetkisinin bulunduğunu belirtti.

Emniyet Genel Müdürü, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yani polis, normal görevine giden, normal işini yapan vatandaşa da karşı zor kullanmıyor. Zoru kullanma zorunluluğu doğan işler oluyor. Nedir bu? Kanunsuz, izinsiz yürüyüş, yapılıyor, güvenlik kuvvetleri tarafından konulan barikatlar aşılıyor. Dikkat edin ekranlara da hep bu görüntüler yansıyor. Bu izinsiz gösteri ve yürüyüşlere rağmen, polis ilk olarak megafonla uyarıyor, 'bu yaptığınız toplantı yasa dışıdır, dağılın' diye ikaz ediyor. Dağılmayınca da dağıtmak zorunda kalıyor.

Biz önümüzdeki günlerde bu işlerin gittikçe azalacağına inanıyoruz. Netice itibarıyla bizim insanımız da bir değişimden, Türkiye yeni bir evreden geçiyor. Halkımız da bu yasak ve kuralların kendilerinin huzur ve mutluluğu için konulduğunu gördükçe, toplumsal olaylar gün geçtikçe hızla azalacak.''

Her ilde valiliklerin kentin belirli bölgelerinde toplantı ve yürüyüş yapma alanları belirlediğini ifade eden Köksal, ''buna herkes uyacak. 1 Mayıs ile ilgili tüm önlemlerimizi aldık. Başta İstanbul Valimiz olmak üzere tüm valilerimiz gerekli önlemleri almış durumda. Hiçbir sorun çıkmaz'' şeklinde konuştu.

-''POLİSİMİZ AB'YE HAZIR''-

Köksal, bundan sonraki hedeflerinin polis teşkilatını daha fazla projeli çalışmaya yönlendirerek vatandaşın huzur ve güvenliğini en iyi şekilde sağlayan bir kurum haline getirmek olduğunu vurgularken, işlenebilecek suçları olmadan önce önleyen, vuku bulan olayların faillerini de en kısa sürede bulup adalete teslim eden bir kurumu hedeflediklerini belirtti.

Türk halkının polise olan güvenini daha fazla artırmak için çeşitli projeler üzerine çalıştıklarına dikkati çeken Köksal, ''bu çalışmalarımızla hedefimiz, AB üyeliğine aday olan ülkemizin polis teşkilatını AB ülkeleri arasında en iyi yere getirmek. Bunları yaparken bir taraftan da hizmet kalitesini artırmaya yönelik yeni personel alımları yaparak yeterli sayıya ulaşmaya çalışıyoruz'' dedi.

-ÜNİVERSİTE MEZUNU 10 BİN YENİ POLİS-

Emniyet Genel Müdürlüğü olarak polis memuru ihtiyacını iki kanaldan karşıladıklarını ifade eden Köksal, Polis Meslek Yüksekokullarının her yıl verdiği yaklaşık 6 bin 500 mezunun yanı sıra, 4 yıllık üniversite mezunlarını imtihanla alıp 6 ay eğittikten sonra kadroya dahil ettiklerini anımsattı. Köksal, bu kapsamda geçen yıl aldıkları 8 bin 500 üniversite mezunu polis adayının kursunun devam ettiğini söyledi.

Bu yıl da hedeflerinin 10 bin üniversite mezunu genci emniyet kadrosuna dahil etmek olduğunu bildiren Köksal, şöyle konuştu:

''Polis teşkilatımızın kalitesini artırmak için aldığımız önlemler kapsamında artık yüksekokul mezunu olmayanları polis yapmıyoruz. Bu kararımızla polisimizin yüzde 75'i yüksekokul mezunu haline geldi. Amacımız bu oranı daha da artırmaktır. Bir taraftan da meslek içi eğitimler yaptırarak polisimizin göreve geldikten sonraki değişen şartlara ayak uydurmasını sağlamak. Geçen yıl 210 bin civarında polisimizin yüzde 54'ü meslek içi eğitimden geçirildi. Demek ki her yıl personelimizi yarı yarıya meslek içi eğitimden geçiriyoruz.

Bu eğitim çalışmaları, değişen dünya şartlarında yeni uygulamaya koyduğumuz projelerin uygulamasını kolaylaştırıyor. Başarımızın altında yatan sırlardan birisi de eğitimdir. Polisimize bir taraftan bilgi eğitimi verirken, bir taraftan da tatbikat ve zihniyet eğitimi veriyoruz. Bunların hepsi bir araya geldiği zaman daha başarılı oluyorlar.''

-''POLİS DE İNSANDIR''-

Çevik Kuvvet polisini, ülke genelinde oluşturdukları bölge eğitim merkezlerinde amirlerinden başlayarak ciddi bir eğitime tabi tuttuklarını anlatan Köksal, şu bilgileri verdi:

''Çevik Kuvvet polisimize olaylara nasıl bir fiziki müdahalede bulunacağını, o anki psikolojisinin nasıl olması gerektiğini ve her şeyden önemlisi de sabretmesini öğretiyoruz. Ama nedir, polis de bir insan; sabretmesi gereken yerde bazen sabredemiyor, patlıyor. O zaman da birkaç münferit olay oluyor. Maalesef ekranlara da bu birkaç münferit olay yansıyor. Toplumsal etkinliklerde bir olay çıkmıyorsa maalesef basında yer almıyor.

Bir gösteri anında bir memurumuza taş atılıyor, küfür ediliyor, hakaretler ediliyor, memur da o anda bir anlık kontrolünü kaybediyor. Sonuçta o da bir insan. Ama biz şimdi öfke kontrolünden başlayıp, toplumsal olaylarda nasıl davranılacağını, nasıl müdahalede bulunulacağını kapsayan bir dizi eğitim semineri veriyoruz. Psikolojik ve öfke kontrolünden tutun fiziki müdahale biçimine kadar bir dizi önlemler üzerinde eğitimlerimize devam ediyoruz."(haber7)