Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kariyer Planlama Komisyonu tarafından düzenlenen 6. Sektörle Buluşma ve Kariyer Günleri Toplantıları, Ziraat Fakültesi Dekanlığı’nda başladı.
         Ziraat Bankası Genel Müdürü Çağlar, burada yaptığı konuşmada, tarım ve hayvancılığın günümüzde çok kritik bir sektör haline gelmenin ötesinde daha bilimsel metotlarla yapılması ihtiyacının da ortaya çıktığını belirterek, kaliteli üretim, verimlilik, ölçek ekonomisi ne kadar önemliyse finansmanın da bir o kadar önemli olduğunu söyledi.
         2002 yılından bugüne kadar banka olarak sürekli artan oranda kredi kullandırdıklarını belirten Çağlar, “Bu denli kredi kullandırılan bir ortamda artık farklı bir kavramla yolumuza devam etmek istiyoruz. Sanayicinin KOBİ’sine karşı tarımın TOBİ’sinden, tarımsal orta ve büyük işletmelerden bahsetmek istiyoruz. Bundan sonraki süreçte ülkemizde artık tarımın sadece geçimlik ekonomi boyutuyla değil, bir anlamda geleceğe de yatırım yapabilecek dünyayla rekabet edecek büyüklüğe ulaşmasını istiyoruz. TOBİ kavramı bundan sonraki süreçte belki sizler için birer iş kapısı olacaktır” diye konuştu.

“10 BİN DOLAR MAAŞA RAĞMEN ELEMAN BULAMIYOR”
Birkaç tarımsal işletme sahibinin “uygun eleman var mı?” diye kendisine de sorduğunu, 10 bin dolar maaş vermeye hazır olmalarına rağmen eleman bulamadıklarını anlattığını aktaran Çağlar, öğrencilere, kamudan iş beklememelerini, özel sektör fırsatlarını da değerlendirmelerini önerdi.
         Ülkenin gelişmesinin bundan sonra özel sektör eliyle olacağını, sadece sanayide, ticarette değil, tarımda da özel sektör eliyle ciddi merhaleler kaydedildiğini anlatan Çağlar, 30-35 milyon dolarlık kredi kullandırdıkları tarımsal işletmeler bulunduğunu, birçok sanayicinin tarıma yatırım yaptığını, bu büyük işletmelerin gelecek dönemde iş kapısı olacağını söyledi.

“DEVLET YATIRIMLARI MEMUR HALİNE GETİRDİ”
“Devleti artık iş kapısı olarak görmemek gerekiyor” diyen Çağlar, 2 gün önce Sivas’a gittiğini, Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda Türkiye’de 8. büyük ekonomiye sahip ilin bugün 54. sıraya düştüğünü, Sivas’ta cumhuriyet döneminde devletin yaptığı yatırımların yöre insanını memur haline getirdiğini anlattı.
         Çağlar, Ziraat Bankası’nda 735 ziraat fakültesi mezununun çalıştığını da ifade etti.

“DAHA BİR HAFTA OLDU, BİRAZ HEVESİMİ ALAYIM”
Öğrencilere, iş başvurularının nasıl olması gerektiği konusunda önerilerde de bulunan Çağlar, salondakileri güldüren şu anısını anlattı:
         “Ziraat Bankası’na atandığımın birinci haftası ısrarla randevu talep eden biri geldi. Elinde CV’si var. CV’sinde istediği görevler şöyle, Hazine Müsteşarı olmak, olmazsa müsteşar yardımcısı, olmazsa Ziraat Bankası Genel Müdürü, olmazsa Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı, olmazsa Ziraat Bankası’nda Daire Başkanı, o da olmazsa bankada şube müdürü olmak. CV’ye bakınca, (bana yanlışlıkla mı geldiniz) dedim. (Beni Hazine Müsteşarı yaparsanız) dedi, ben de (o benim patronum öyle bir yetkim yok) dedim, (olmazsa müsteşar yardımcısı), (o da beni aşar, o da benim patronum sayılır. Ziraat Bankası Genel Müdürü de benim.  Daha bir hafta oldu, biraz hevesimi alayım, sonra sen gelirsin) dedim.”
         Öğrencilere, böyle bir iş müracaatı olmayacağını anlatan Çağlar, gittikleri kurumları çok iyi analiz etmelerini, müracaatlarını buna göre yapmalarını, yaptıkları iş ne olursa olsun o işi çok iyi yapmalarını ve bu bilgiyi başkalarına ulaştırmalarını önerdi.

“FİDAN DİKMEK İÇİN EN UYGUN ZAMAN”
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ da, Çinlilerin “Fidan dikmek için en uygun zaman 10 yıl önceydi, ikinci en güzel zaman şimdi” dediğini belirterek, “Kariyer planlaması mesleğe ilk girdiğinde yapılmalı, bu o dönem yapılmadıysa şimdi gereken önem verilmeli” dedi.
         Taluğ, öğrencilerin istihdam edilebilirliğini artırmak için sektörle işbirliğinin gereğine de işaret ederek sektörün beklentilerini bilmenin önemini vurguladı.
         Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çolak da hedeflerinin, tüm dünya ülkeleriyle rekabet edebilir bir öğretim ile yaşanabilir çevre, güvenilir gıda ve geleceğin gıda güvencesini sağlamak olduğunu söyledi.
         Gübretaş Genel Müdürü Mehmet Koca ise öğrencilere bugünü doğru değerlendirmenin önemini anlattı. Bugünü doğru değerlendirmek ve mesleki olarak etkin, kabiliyetli olmak gerektiğini belirten Koca, “Bir işe girerken referans önemli ama işe girdiğinizde başarı, kabiliyet, kapasite, kuruma, şirkete sağlayacağınız yarar önemli” diye konuştu.
         Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş da, Türkiye’nin 50 yıl önce de günümüzde de, ancak kendine yeten bir üretim yaptığını belirterek, verimli topraklara rağmen 50 yılda ancak kendine yetecek üretim yapıyorsa bu işte bir sorun olduğunu söyledi.
         Karakuş, Türkiye’de tarım-sanayi entegrasyonu geliştirilemediği için işsizliğin de büyük bir sorun olduğunu ifade etti.
         Sektöre, “düzgün eleman gelmesi gerektiğini” belirten Karakuş, öğrencilere, kendilerini iyi yetiştirmeleri ve mutlaka yabancı dil bilmeleri önerisinde bulundu.
         Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın da, Türkiye’de nüfusun sürekli arttığını, artan bu nüfusu doyurabilmek için daha fazla üretim yapılması gerektiğini kaydetti. Geçmişe oranla daha az maliyetle daha yüksek verim almanın, daha çevre ve tüketici dostu bir üretim yapmanın gereğini vurgulayan Günaydın, “Bu bilgi ve teknolojinin kullanımıyla mümkün. Babadan kalma yöntemlerle yapılan üretimin rekabetçi olamayacağı açık. Bu göreve hazır olacak şekilde yetişmek gerekiyor” diye konuştu.
         Bu arada, kuraklık, küresel ısınma gibi nedenlerle suyun tasarruflu kullanılması gerektiğini, bu çerçevede sulama sistemlerine yatırımların da arttığını anlatan Günaydın, bu yatırımların, kaynakların heba edilmemesi için projelerde ziraat mühendislerinin imzasının aranmasını istedi.
         Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Oğuz Yılmaz ise öğrencilere, bireysel yarar için değil, toplum için çalışma ilkesini benimsemelerini önerdi.