CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye'de 500 işçinin üzerinde işçi çalıştıran 350 tane büyük fabrika var, bunların yarısı kapanmıştır. Diğer yarısı da kapasiteyi düşürdü" dedi. Baykal, Başbakan Erdoğan'ın 13 yaşındaki bir çocuğun boynunu sıkmasını da sert sözlerle eleştirdi.
Deniz Baykal, Aydın'da partisinin Eski Garaj mevkisinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, iktidarın uyguladığı ekonomik politikaları eleştirdi.
Tütünün tüm Türkiye'de bitirildiğini iddia eden Deniz Baykal, sigara tüketiminin bitmediğini ve dışardan getirilen ithal tütünü içtiklerini kaydetti.
Baykal, dışardan tütün ithal ederek sigara yapma aşamasına geldiklerini belirtti.
Baykal, "Pamuğu Yunanistan'dan ithal ediyoruz. Yurt dışından pamuk ithal ediyoruz. Türkiye'deki pamuk ekimini karlı olmaktan çıkardık onu da inişe geçirdik. Pamuk ta ekilmez hale geldi. Narenciye ne oldu. Narenciye dalında kaldı. Eken pişman toplayan pişman" dedi.
Sözlerini, "Tarımda dünyada en ileriye gitmiş ülkelerin arasındaydık" şeklinde sürdüren Baykal, "Kendi kendimize yetiyorduk şimdi dışarıdan tarım ürünü ithal ederek ayakta kalabiliyoruz. Çiftçiliği cezalandırdık, çiftçiliği geri plana ittik. Türkiye ekonomisini böyle kurtaracağımızı zannettik. Türkiye mısırını da ithal ediyor, buğdayını da ithal ediyor. Pamuğunu da meyvesini de ithal ediyor. Türkiye'nin böyle bir noktaya gelmesi iyi olmuştur diyebilir miyiz? Bunun doğru bir politika olduğunu söylemek mümkün mü?" diye sordu.
Deniz Baykal, 2002-2009 arasındaki 7 yıllık dönemde, Türkiye'de tarımın en büyük sıkıntıyı çeken kesimlerin başında olduğunu öne sürdü.
Birbiri ardına kaygı verici haberler geldiğini iddia eden Baykal,"Türkiye'de fabrikalar kapanıyor. Şimdi fabrika açma fabrika yapma çağı dönemi bitti. Bu iktidarla şimdi Türkiye fabrika kapatma dönemine geldi. Bu iktidar, fabrika satan, fabrika kapatan iktidar olarak hatırlanacaktır. Türkiye'de 500 işçinin üzerinde işçi çalıştıran 350 tane büyük fabrika var. Bunların yarısı kapanmıştır. Diğer yarısı da kapasiteyi düşürdü" görüşünü dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, sanayideki 10 tezgahtan 4 tanesinin çalışmadığını ileri sürerek, "Tezgah kurulmuş tezgahı kurmak için para harcanmış. borç alınmış döviz bulunmuş. Satın alınmış, getirilmiş monte edilmiş o fabrika çalışacak diye işçi tutulmuş. Ustabaşı mühendis tutulmuş çalışıyor. Şimdi birden bire, 10 tezgahtan 4 tanesi kapandı. 4 tezgahtan geçimini sağlayan insan işsiz. Mühendis işçi işsiz. O fabrikalara para yatırmış iş adamı o borcu nasıl ödeyeceğim diye kıvranıyor" dedi.
Baykal, "Faizi üzerine geliyor... Bunun doğru bir politika olarak söylemek mümkün mü? 2008 kasımı 2009 kasımı, 1 yılda Türkiyede 1 milyon insan işini kaybetti. İşsizlik en temel sorun haline geldi. Yeni gençlerimize iş vermek bir yana işini bulmuş, fabrikasını bulmuş işini kurmuş olan insanlar işini kaybetme noktasına geldi" diye konuştu.
"13 yaşındaki çocuğun ümüğünü sıktı"
Aydın'daki AKP mitinginin ardından Başbakan Erdoğan ile 13 yaşındaki M.S.Ö. arasında yaşananları hatırlatan Baykal, "IMF ümük sıkacak diyordun. IMF milletin ümüğünü sıkmadan sen 13 yaşındaki çocuğun ümüğünü sıkmaya başladın" dedi.
Baykal bu konuyla ilgili olarak "Başbakan partisinin otobüsüne oyuncakları doldurup çocuklara dağıtıyor. Oyuncak gören çocuklar ilgi gösteriyor, hareket oluyor. Buna alışmış. Ama 13 yaşında, babası işini kaybetmiş, ailesi boynu bükük, perişan bir çocuk, tam otobüs geçerken diyor ki 'Allah bu seçimde cezanı verecek.' Bu duyuyor çocuğu ve hemen otobüsü durduruyor. Korumalar yaka paça çocuğu otobüse getiriyor. Bir yandan arkadaki polis çocuğu baskı altında tutarken Başbakan elini çocuğun boynuna sarıyor ve hırsla sıkıyor, parmakları, tırnakları iz bırakıyor. Çocuğun boynunda tırnak, parmak izleri var. Çocuğun ümüğü sıkılıyor" dedi.
Bu durumun utanç verici bir manzara olduğunu ifade eden Baykal, konunun yargıya intikal ettiğini hatırlattı.
Baykal, "Bir ülke böyle mi kucaklanılır, böyle mi sahiplenilir. Mersin'de de çiftçiye 'ulan ananı da al da git' demişti o terbiyeli ve nazik uslubuyla. Şimdi miting için gittiğinde çiftçiye hemen başbakanın geleceği saatte gözaltına aldılar. Bu bir siyaset anlayışıdır. Bu bir kişilik yansımasıdır. Ne demokrasiye ne örfümüze, kültürümüze, geleneklerimize uygundur. Büyük üzüntüyle tanık olduk. Seçim döneminde insanların kişiliği, karakteri iyice ortaya çıkıyor. Ama gereğini hep beraber yapacağız" diye konuştu.
CHP lideri Baykal, Erdoğan'ın sana koruma verelim gel meydanlara teklifine de "Ben eskortlarla dolaşmam. Hiçbir zaman eskort talebim olmadı. Hayatın, toplumun içindeyim. Gelsin Başbakan bir gün birlikte koruma, polis, jandarma almadan iki normal insan gibi pazarda filemizi dolduralım. Birlikte pazara çıkalım. Benim herzaman yaptığım işi o da yapsın. Sana Allah cezanı versin diyen çocuğu polislerine aldırtıp arabanda ümüğünü sıkmak marifet mi. Şöyle bir çık dolaş bir pazar yerinde halkı dinle, var mısın. Eskortunu sen kendin kullan benim ihtiyacım yok" yanıtını verdi. CNNTÜRK