Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar katılmazken, olayda yaşamını yitiren Kutlu'nun eşi Gülseren ve oğlu Muhammet Kutlu ile avukatları Abdullah Çağer katıldı.
Adli Tıp raporu
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulu'nun olayda yaşamını yitirenMithat Kutlu ile ilgili raporu okundu.Raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Kafatasının Morg İhtisas Dairesinde ve kurulumuzda yapılan incelemesineticesi; söz konusu travmatik değişimlerin başa yönelik sert ve künt bir cismindirek vurulması ile meydana gelebileceği gibi şiddetle düşme, düşürülme sonucu başın sert bir zemine çarpması sonucu da olabileceği, ayrıca başın geniş yüzeyli sert bir cisimle sert bir zemin arasında sıkışması veya ezilmesiyle de oluşabileceği yönünde bulgular saptanmıştır. Ancak üzerinden araç gibi bir cismingeçmesiyle oluşamayacağı oy birliğiyle mütalaa olunur."
Savcıdan beraat talebi
Cumhuriyet Savcısı, hazırladığı mütalaasını okuduktan sonra mahkemeye sundu. Mütalaada, tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlarına karar verilmesi talep edilerek, şöyle denildi:
"Her ne kadar sanıklar hakkında adam öldürmek suçundan cezalandırılmaları için kamu davası açılmış ise de aksi sabit olmayansavunmalara, oluşa uygun Adli Tıp Kurulu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulu'nun raporuve bu rapor dikkate alındığında şüpheden sanık faydalanır ilkesi gereği atılı suçları işlediği sabit olmayan tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlarına karar verilmesi mütalaa olunur."
Aile: "Şikayetçiyiz"
Duruşmaya katılan Mithat Kutlu'nun eşi Gülseren Kutlu savunmasında sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Muhammet Kutlu da sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, "Şu ana kadar yoksulluk içinde kaldık. Babamız olsa daha farklı olacaktı" dedi.
Avukat Çağer de iddia makamının mütalaasına karşı savunma hazırlamak üzere mahkemeden süre talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti verdiği kısa bir aranın ardından sanıklara mütalaayı içerir bir zabıt örneğinin gönderilmesini ve karar duruşmasında hazır bulunmalarının istenilmesini kararlaştırdı.
17 yıllık yargılama
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Bismil ilçesinde 18 Nisan 1992 tarihinde gerçekleştirilen izinsiz gösteriye polisin müdahalede bulunduğu belirtilerek, şöyle denildi:
"Bismil'de kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşü yapan ve bölücü içerikli sloganlar atan 200 kişilik gruptan dağılmayan şahıslar güvenlikgüçlerince zor kullanarak dağıtılmıştır. O sırada maktulün olay mahallinde bulunması esnasında, kafatasından almış olduğu künt darbesi sonucu kaldırıldığı hastanede öldüğü, böylece sanıkların üzerlerine atılı bulunan müsnet suçu işledikleri tüm hazırlık evrakı kapsamından anlaşılmıştır."
İddianamede, aralarında 1 Emniyet amiri, 4 komiser, 25'i özel harekat ve19'u çevik kuvvet olmak üzere 52 polis memuru hakkında 765 Sayılı TCK'nın "adam öldürmek" suçunu kapsayan 448. maddesi uyarınca 30 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep ediliyor.