NECATİ DOĞRU
Süreç yaman bir hızla işliyor. Baş döndürücü tempo; “Kürt açılımı-Ermeni barışması-İsrail’e kapanma-İran’la tokalaşma-Başkan Obama ile bir daha kucaklaşma” türü unutulmaz kompozisyonlar yaratarak sürüyor.
Sahne içinde sahne!
Numara içinde numara!
Adada yatmakta olan Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla “hem Kandil’deki dağlardan hem de Avrupa’daki şehirlerden PKK’lıların 5’er-10’ar kişilik barış elçileri oluşturarak Ankara’ya gelmeleri ve teslim olmaları” emrini verdiği, Türkiye Başbakanı da 9 bakanıyla Irak’a tam entegrasyon (ekonomik, siyasi, kültürel bütünleşme, tasada ve kıvançta birlikte olma hali) gezisine çıktığı gün ABD de numarasını çekti.
Başbakan’ın Irak gezisi!
Apo’nun teslim olun emri!
ABD’nin son numarası!
Aynı güne denk geldi.
Ne müthiş tesadüf!
ABD Hazine Bakanlığı, terör örgütü PKK’nın lider kadrosunda ilk üç sırayı tutan Murat Karayılan, Ali Rıza Altun, Zübeyir Aydar’ı “özel olarak belirlenmiş uyuşturucu kaçakçısı” olarak listeye aldığını açıkladı. Bu kararıyla ABD, bütün dünyaya “PKK’nın son kullanma tarihinin bittiğini” ilan etmiş oldu.
Amerika işte bu!
Böyle numara çeker!
Halkının bağımsızlığı ve özgürlüğü için savaşan diye ilan edip yıllardır desteklediği, beslediği, koruduğu, eğittiği, helikopterlerden malzeme atarak savaşma gücünü canlı tuttuğu PKK’yı bugün “eroin kaçakçısı” ilan eder.
Süreç şimdi hızlanıyor.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin yeni başkanı Behram Salih’in gazetecilere söylediği; kulaklara ABD üfürmeli plan uygulamaya konulacak.
PKK bitirilecek.
Üst düzey küçük kadrosu Kuzey Avrupa’da İsveç, Norveç, Finlandiya gibi ülkelere “sığınmacı” olarak yollanacak. Büyük bölümü Türkiye’ye paketlenecek ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da utangaç ifadeyle söylemeye çalıştığı gibi “teröristlik yapmış değil teröre teşvik edilmiş insanlardan sayılıp” hapse konmayacak, annelerinin yanına gönderilecek. Bir kısmı Irak Kürdistanı’na entegre edilecek. Geri kalanı da İran’a, Suriye’ye postalanacak.
Ortadoğu’da petrol bitmez.
ABD’de de numara bitmez.
Bir numara daha çekebilir.
Karayılan’ı yakalar.
Tayyip Erdoğan’a teslim eder.
Öcalan’ı Ecevit’e teslim etmişti.
Tarih yazılmıştı!
Karayılan’ı da Erdoğan’a paketler.
Yine tarih yazılır!
ABD, “bu tarih yazmaların” karşılığında Türkiye’den ne ister!
Seçkin dikkat beklerim!
*****
Ceylan’ı unutma!
İçişleri Bakanı Prof. Dr. Beşir Atalay, sivil kurumlara “üç koldan” çok detaylı araştırma yaptırdı ve “Ceylan’ın ölümüne neden olan bombanın havan mermisi olmadığını, askeri birlikten ya da karakoldan ateşlenmediğini, tüfekle atılmış ve patlamadan orada kalmış bir Launcher bombası olduğunu” açıkladı.
Bu bomba kime ait.
Komandoya mı?
Jandarmaya mı?
Polise mi?
Yoksa PKK’ya mı?
Bu bölgede bir çatışma oldu da bu bomba atıldı, patlamadan orada toprakta mı kaldı? Ya da tersi mi oldu? Bu bomba eğitim sırasında atıldı fakat patlamadı. Eğer böyle olduysa; komando ya da jandarmanın sorumlu komutanlarının rapor tutup kayda alarak, bombayı imha etmeleri gerekirdi. Bunu yapmadılar mı?
Bu soruların cevabı olmalı.
Meclis ne güne duruyor!
Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, bu soruların cevabını verecek araştırmayı yapıyor mu?
Ceylan’ı unutma!