MUSTAFA MUTLU
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Üst Kurulu, İrticayla Mücadele Eylem Planı’ndaki ıslak imzanın Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’e ait olduğuna karar verdi...
Üst Kurul’daki 11 kişiden 7’si “Evet”, 4’ü “Hayır” dedi...
Hatırlarsınız; bu konudaki ilk karar, 15 Ekim 2009’da Adli Tıp İhtisas Kurumu’ndan da aynı yönde çıkmıştı.
Dünkü gazetelere bakınca gördük ki; bu kararların doğruluğu ve güvenilirliği konusunda kamuoyunda bazı şüpheler belirmiş.
Örneğin Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi eski Başkanı Yrd. Doç. Ömer Kurtaş, imzanın doğruluğu lehinde oy kullanan bazı uzmanların yetersizliğinden söz ediyor...
***
Bu konu; sadece Ergenekon sürecinin doğru gelişmesi için değil, aynı zamanda Adli Tıp Kurumu’na duyulan güvenin sürmesi bakımından da büyük önem taşıyor..
Bu nedenle Adli Tıp Kurumu Başkanı Sayın Haluk İnce’ye bazı sorular yöneltmek istiyorum:
***
1) Bu dosyayla ilgili olarak, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Adli Tıp Kurumu’na geldi mi? Makam odanızda sizinle görüştü mü?
2) Onun odanızda olduğu iddia edilen saatlerde, bitişikteki toplantı odasında Fizik İhtisas Kurulu toplanarak o ıslak imzalı belgeyi inceledi mi?
3) Bu ilk inceleme sırasında belge resmi olarak kurumunuza giriş yapmış mıydı?
4) Belgenin önce incelenip, sonradan kayda alınması söz konusu olabilir mi? Öyleyse, neden?
5) “Belgedeki imza Dursun Çiçek’indir” diyen uzmanlarınızdan Hacı Mehmet Akın’ın, dosyanın geldiği cuma günü ilgili birime atanıp, pazartesi günü yazılan rapora imza attığı doğru mudur?
6) Aynı belgeye imza atan Dr. Lokman Başar, bu incelemenin yapıldığı tarihte “eşinin doğum yapması” nedeniyle izinli miydi? Eğer izinliyse; Kurum’da bu incelemeyi yapabilecek nitelikte başka bir uzman yok muydu ki; Dr. Başar raporlu olduğu halde göreve davet edildi?
7) İlk incelemeye yapılan itiraz üzerine toplanan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Üst Kurulu’nda görevlendirilen ve “Islak imza Dursun Çiçek’e aittir” diye görüş bildirenlerden Başkan Bülent Üner, “atış mesafeleri”, İsmail Çakır ise “sahte değerli metal tetkikleri” konularındaki uzmanlıklarıyla biliniyor. İmza tetkiyle ilgili uzmanlıkları nereden geliyor?
8) Aynı yönde oy kullanan Dr. Eyüp Kandemir, Bülent Özata ve Gürol Berber’in ses görüntü laboratuvarında çalıştıkları, grafoloji konusunda uzman olmadıkları söyleniyor... Bunların çoğunun sadece son üç aydır grafolojide çalıştırıldıkları doğru mudur?
9) Uzun yıllardır ilgili birimde çalışan Tuncay Çınar, Hasan Karasu, Uğur Günaydın ve Kaan Gürpınar’ın “İmza Çiçek’e ait değildir” demelerine karşın, Kurul’un yeni ve uzmanlıkları tartışmalı üyelerinin oylarıyla alınan bu kararın “yanlış” çıkma olasılığı size göre yüzde kaçtır?
***
Dursun Çiçek’i tanımam; imzanın ona ait olup olmaması da umurumda bile değil...
Ben sadece Adli Tıp Kurumu’nun, bir kişinin hayatını etkileyebilecek kararları verirken yeterince titiz ve yansız davranıp davranmadığının peşindeyim...
Umarım Sayın Başkan yukarıdaki soruları yanıtlar da gerçekleri hep birlikte öğreniriz!
***
GÜNÜN SORUSU
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin CHP’li üyeleri Şişli’deki Ergenekon Caddesi’nin adının “Hrant Dink Caddesi” olarak değiştirilmesini önermiş; öneri AKP’li üyelerin oylarıyla reddedilmiş...
Bu işte bir terslik yok mu?
***
Yine aynı soru: Neden?
Ankara Valisi’ne, Ankara Emniyet Müdürü’ne, Emniyet Genel Müdürü’ne defalarca sordum...
Dedim ki:
“Mahkeme, bazı eski DTP’lilerin görüldükleri yerlerde yakalanıp getirilmesine karar verdi... Bu kişiler her gün parti genel merkezine gidiyorlar, toplantılara katılıyorlar... Üstelik polis de güvenliklerini sağlamak için onlara bizzat eşlik ediyor... İyi de mahkemenin kararı bu kadar açıkken; polis, adı geçen bu şüphelileri neden mahkemeye götürmüyor?”
Sorum bu kez İçişleri Bakanı’na:
Türkiye eğer hâlâ bir hukuk devletiyse, size bağlı emniyet güçleri mahkemenin bu kararını neden iki aydır hayata geçirmiyor?
Yoksa o DTP’liler “yargı kararları”ndan muaf mı tutuluyor?