"Biz burada bugün aslında milletin iradesini gösteren çok önemli bir görüşme yapıyoruz. Herhangi bir kitabevine giriniz, yüzlerce hatta binlerce Kürt sorunuyla ilgili kitap görürsünüz. Ortada bir sorun yoksa bu kadar literatür niye ortaya çıkıyor. Peki hükümet obeziteyi gündeme getirseydi aynı konuşmalar yapılacak mıydı?

Siyasetçiler bu sorunları sümenaltı edemezler, bunları çözmek zorundalar. Bunlar yüksek siyasi sorumluluk gerektirir. Risk almayı gerektirir. Biz AK Parti olarak bu risklerden kaçıyor, bu riskleri göze alıyoruz.

Her zerresine kadar milli olan bu projeyi yabancı odaklara bağlayanlar, iktidarları döneminde bu sorunu yabancı güçlerin himayesinden çıkarmak için ne yaptılar? Bu sorunu demokrasi dahilinde çözmezsek bundan kim ne kazanacak?

Utanmadan Damat Ferit benzetmesi yapıyorlar. AK Parti Damat Ferit Hükümeti'ne değil benzetilse benzetilse Kuva-i Milliye'ye benzetilir.

Bu kadar bizi eleştiren muhalefetin somut önerileri var mı? Yok. Sadece diyorlar ki; "Dağdakilere söyleyin, silahları bıraksınlar" Kolaysa gidin Irak'a siz söyleyin.

(Milletvekili sıralarından laf atılması üzerine) PKK ile mutabakat yapan birilerini arıyorsanız kapıdan çıkacaksınız, orada bir ayna var, ona bakacaksınız.

Bu Meclis'i demokrasi bölmez, kardeşlik bölmez. Demokrasi karşıtlığı böler. Hak ve hakkaniyetin engellenmesi böler.

İlk defa bir siyasi parti kendisinin bir hiç olduğunu ve dağdakilerin muhatap alınması gerektiğini söylüyor. Bunu kabullenmek mümkün değildir.,

Özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bunların tavırları Kürt kardeşlerimizin daha özgür olması için değil, kendi kurumsal kimliklerini korumak içindir.

Bu sorunların çözümüğ için muhalefetten hükümete baskı gelmesi gerekiyordu. Hükümet bu işe soyundu muhalefet itiraz ediyor.

Vergisini verirken, askere giderken ayrım yapılmayan vatandaşlarımız hiçbir konuda ayrıma uğramamalı.

Milletimiz müsterih olsun. Devletin, milletin, demokrasinin sahibi var.