Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Lokal değil, nereye kadar gidiyorsa gideceğiz" açıklaması ve muhalefetin desteğiyle başlayan Şemdinli araştırmasından, "Sis çok, iz yok" tarzında 'aklayıcı' bir taslak rapor çıktı. TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonu'nun çalışmaları sırasında "Savcı bizim düşündüklerimizi yazmış" diyen AKP'li üyeler açıklamalarının arkasında duramadı.
Bombalama olayları üzerine tartışmalar başlamış, başta AKP ve CHP olmak üzere tüm partiler bölgeye heyetler göndermişti. Başbakan Erdoğan, soruşturma sürerken şu açıklamayı yapmıştı:
'Bedelini ödeyecekler'
"Lokal bir meseleye benzemiyor. Arkasında bir anlayış bulunuyor. Bu anlayış ideolojik bir yapılanmaya da dayanıyor olabilir, bir grubun duygusal hareketi sonucu ortaya çıkmış olabilir. Arkasındaki neyse kazımaya kararlıyız. Hukukun çiğnenmesine, kimilerinin devletle milleti düşman etmesine göz yumulmayacak. Genelkurmay Başkanı'yla ortak karar verdik. Nereye kadar gidiyorsa oraya kadar gideceğiz. Aynı kanaatteyiz. Cumhurbaşkanı da böyle düşünüyor."
Erdoğan, ilerleyen günlerde de, "Bu konunun sonuna kadar, şahsım ve arkadaşlarım, takipçisi olacağız. Asla ortada bırakamayız. Kim tarafından yapılmış olursa olsun bunun bedelini ödeyecektir. Yargı burada üzerine düşeni en ideal şekliyle yapacaktır" demişti.
Gül: Kapatılmayacak
Aynı günlerde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül "Ne gerekiyorsa bunlar yapılacaktır. Başbakan gerekli kişilere talimat vermiştir. Kesinlikle kapalı kalmayacaktır. Tereddüt olmamalı, Türkiye eski Türkiye değildir, kimse merak etmesin" demiş, Adalet Bakanı Cemil Çiçek de şöyle konuşmuştu: "Hükümet olarak yakın takibe aldık. Bu konuda gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için herkese her türlü desteği vermeye hazırız. Bu noktada bir siyasi kararlılığımız vardır. Bundan herhangi bir tereddüt söz konusu olmamalıdır."
Bu açıklamalardan sonra soruşturmaya Van Savcılığı el koyarken, görevlendirilen Mülkiye Müfettişleri de inceleme başlattı. TBMM'de AKP, CHP ve Anavatan Partisi'nin ortak önergesiyle Araştırma Komisyonu kuruldu.
Komisyonun dinlediği Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, "Hırsız içeride" yorumunu yapınca yoğun tepki gördü. Uzun'a ilk tepki Çiçek'ten geldi. Çiçek, komisyona ifade verenleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Çiçek, komisyonun Anayasa aykırılığını da gündeme getirdi.
Bu gelişmeler yaşanırken Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ı da içine alan geniş bir yelpazede üst düzey askerleri de suçlayan bir iddianame hazırladı. İddianame siyasette bomba etkisi yarattı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iddianameyi 'sivil darbe' diye nitelerken, askerlerin tepkisi sert oldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, önce Başbakan sonra da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile görüştü. Erdoğan, bu görüşmelerden sonra "Ordu ve yargı yıpratılmak isteniyor" diye konuştu.
Bu gelişmelerin ardından komisyon ismi geçen komutanları dinlemekten vazgeçti. Başlangıçta oluşan Büyükanıt'ı dinleme tavrından da dönüldü. TBMM İnsan Hakları Komisyonu ise Büyükanıt'ın adını raporundan çıkardı. AKP'li üyeler Hakan Taşçı ile Faruk Ünsal, "Bizim yapamadığımızı savcı yaptı" itirafında bulundu.
Komisyon: Bulgu yok
Sonuçta Şemdinli Komisyonu, dört aylık çalışmasını Hakkâri ve ilçelerinde dinlediği 30 tanıkla tamamladı. Taslak rapor da dün tartışmaya açıldı. Raporda, Hakkâri, Şemdinli ve Yüksekova'daki geçen temmuz ayından 9 Kasımdaki bombalamaya kadar yaşanan 18 ayrı patlamadan 5'inin 'şüpheli' olduğu tespiti yapıldı. Ancak bunu kim ya da kimlerin yapmış olabileceği konusunda bir ifadeden kaçınıldı. Raporda, "At izinin it izine karıştığı sezinlenmektedir. İzler takip edilememekte, nereye ulaştığı kestirilememektedir. Sisli bir ortamda iz sürülmektedir. Ne jandarma ne de devletin diğer güvenlik birimleri içinde merkezi bir yapı kurgusu içinde hukuk dışılığa izin verecek illegal bir varlığa erişilememiştir. Devlet içinde illegaliteyi benimsemiş, terörle mücadelede hukuk dışı usul ve metotları kendine rehber edinmiş, bu mücadeleyi ülkemizin AB hedefinden sapmasında zemin olarak kullanmak, bölgede suni gerginlik yaratmak, olayları tırmandırmak, böylece olağanüstü şartları hazırlayarak bölgede olağandışı yönetimi empoze etmek isteyen bir odağın varlığına da rastlanmamıştır" denildi.
Olayın açığa çıkmasını sağlayan CHP'li Esat Canan ise, rapora şöyle tepki gösterdi: "U dönüşü yapıldı. Sanki kanıt yokmuş gibi olay kapatılıyor. Komisyon baskı altında. Başbakan tutumundan caydı, Adalet Bakanı açıkça tehdit etti. Şemdinli olayı çok güneşlidir, sis yok ve iz aramaya da gerek yok. Susurluk gibi Şemdinli de kapatıldı. AKP de CHP de bir fırsatı harcadı, sınıfta kaldı." (Radikal)