Elitaş, Kayseri İl Başkanlığı'nın nöbetçi vekil uygulamasına katılarak, vatandaşların sorunlarını ve taleplerini dinledikten sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

TBMM'DEKİ OLAYLAR

Geçen hafta TBMM'de yaşanan olaylara değinen Elitaş, hem Peygamber ile alay edildiğini hem Başbakan'ın eşiyle ilgili alaycı bir dil kullanıldığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu kadar sağlıksız bir kafanın 3,5 yıl sağlık bakanlığı yapması, 57. Hükümet döneminde sağlık sektöründen istifade eden insanların ne kadar büyük bir mağduriyetle karşı karşıya kaldığını düşündürüyor. Eski il başkanımızın iyi niyetle ama amacını aşarak densiz bir şekilde kullandığı bir terimi çarpıtıp, 'Peygamber olarak anılan' diye ifade eden o şahsın, TBMM'ye geldiğini görüyoruz.
Bunlar planlanmış, provası yapılmış provokasyonlardır. MHP'nin teşkilatları, fısıltı gazetesinde yalan yanlış haberler yayarak, Ak Parti aleyhine propaganda geliştiriyorlar. Buradaki bir il başkanı da herhalde bilgisizlikten, 21 Ocak 2010 tarihinde, TBMM'deki görüşmeden 15 gün önce, Sayın Başbakan'ın yurt dışında verdiği bir cevaba karşılık bu sefer 'Başbakan peygamberliğe soyundu' diyerek, ince çizgiyi bilemeyenlerin düştüğü duruma düştüğüne inanıyorum. O ikisinin önce bir müftüye danışıp, iman tazelemeleri gerekir.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin “1 metreden fazla yaşlaşmama” çıkışıyla ilgili olarak da “Sayın Bahçeli'ye daha önce 'iki yüzlü, iki ruhlu' tanımlaması yapmıştım ve kendisi buna çok üzüldüğünü söylemişti. Sayın Bahçeli iki ruhlu, iki yüzlü tanımlamasından hariç binbir suratmış. Şu anda gerçek yüzünü gördük. Sayın Bahçeli, Türkiye'yi 12 Eylül 1980 öncesi hale dönüştürmek için gayret gösteriyor. '1 metre yaklaşın da göreyim' diyor. Vücut kimyası, zihin kimyası bozulmuş. Önce Osman Durmuş'a havale edelim, teşhis koyamazsa ikisi birlikte başka bir yere giderler, teşhis koydururlar. Yoksa Oktay Vural var. Her şeyi bilen bir arkadaşımız, müneccimbaşı. O da teşhis koyabilir” dedi.

'BAYKAL KORKU ÜZERİNDEN SİYASET YAPIYOR'

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili “rejim sorunu doğuracağı” yönünde yorum yapmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Elitaş, Baykal'ın hiçbir zaman projeleriyle vatandaştan oy istemediğini öne sürdü.

Baykal'ı, korku üzerinden siyaset yapmakla suçlayan Elitaş, şöyle konuştu:
“Sayın Baykal, 40 yıla yakın siyaset hayatında hep tehditlerle, şantajlarla, 'rejim elden gidiyor, din elden gidiyor, irtica geliyor, faşizm geliyor, sosyalizm geliyor' gibi farklı söylemlerle hep korku üzerine kurulmuş siyasetiyle gündemi belirleyerek, vatandaştan oy istemeye kalktı. Şu anda bu konuda hukukçular arasında bir tartışma var. Bu farklı görüşlerin tartışılmasından rejim tehdidi ortaya çıkabilir mi? Bu memlekette demokrasiyi taçlandırmanın en önemli özelliği, insanların fikirlerini rahat bir şekilde ifade edebilmeleridir. Eğer fikir hürriyeti olmazsa orada totaliter rejimden, faşizmden, komünizmden söz edilir. Biz diyoruz ki 'herkes fikrini beyan etsin, son sözü söyleyecek TBMM'dir veya Yüksek Seçim Kuruludur'. Zihinlerinde fikir kırıntısı olmayan insanlar, tehditlerle siyaset yapmaya çalışıyor. 40 yıldır siyaset hayatında sadece konuşmaktan başka, Kayseri tabiriyle 'bir dalda kertiği, bir duvarda heliği olmayan' Sayın Baykal, Türkiye'yi korkularla idare etmeye çalışıyor ve bu korkularla birilerine mesaj veriyor herhalde.”

ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI

MHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez'in, partilerinin 7 Kasımda seçim yapılmasını istediği yönünde açıklamada bulunduğunun hatırlatılması üzerine, Elitaş şöyle konuştu:
“Sayın Bahçeli, 3 Kasım 2002 seçimlerinde, kendisiyle ilgili bir komplo teorisinin olduğu üretimiyle, rüyasında birden bire korkarak uyandığını, '3 Kasım 2002 tarihinde seçim olsun' diye Bursa'nın bir yaylasından seslendiğini biliyoruz. Sayın Bahçeli, 7 Kasımı hangi yayladan söyledi, bilmiyorum. Eğer düzde söylediyse o tarih geçersizdir. Bursa ya da Erciyes yaylasında söylemesi gerekir. O Genel Başkan Yardımcısı bunu bilmiyor. Yeni genel başkan yardımcısı olmuş olabilir. Eski genel başkan yardımcısı olsaydı, bir yayladan söylendiğinde o tarihin dikkate alındığını bilirdi.”

“BALYOZ EYLEM PLANI” İDDİALARI

“Balyoz Eylem Planı”na karşı bazı hukukçuların ortaya koyduğu tepkileri haklı bulduklarını ifade eden Elitaş, “Eğer 'Balyoz eylem planı' doğruysa, birilerinin tokmaklarına davul olmak için gayret gösteren bazı ekipleri harekete geçiriyorlar ve bazı siyasi partilerin de eline balyoz da olmasa 100 gramlık çekiç verip, ses getirmeye gayret ediyorlar. Türkiye'nin huzurunu, istikrarını ve uzun yıllardır ilk defa sağlamış olduğu güven ortamını bozarak, Türkiye'de huzuru kaçırıp, farklı demokrasi dışı kurum ve kuruluşlara adeta davetiye çıkarıyorlar” diye konuştu.