MHP’den Bağış’a aynı tonda yanıt geldi. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Maide Suresi ’nin 51. ayetinde, ‘Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin’ ifadesi bulunduğunu söylerken, “Egemen Bağış, Maide Suresi ’nin 51. ayetini okusun, aynaya baksın.”

Cami çıkışında başladı
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Ramazan Bayramı’nda genel merkezde partililerle bayramlaşırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da bayram namazı sonrası yaptığı konuşmayı eleştirmişti. Bahçeli, Başbakan’ın kışladan siyaseti çıkarmaya çalışırken siyaseti camiye taşıdığını öne sürmüştü.

Tam da Erdoğan ile Bahçeli arasındaki cami-siyaset polemiği unutuldu derken MHP Trabzon’daki Sümela Manastırı ile Van’daki Ahtamar Kilisesi’nde ayin yapılmasına misilleme yapma kararı aldığı ortaya çıktı. Bahçeli, Meclis’in açıldığı 1 Ekim günü Ani’ye cuma namazı kılmak için ilk defa antik kente gitti.

İyi bir başlangıç!
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Ani’de cuma namazını değerlendirirken, “MHP yönetiminin namaz kılması, dua etmesi olumlu bir gelişme, iyi bir başlangıç. Hazır başlamışken kendilerine tavsiye ederim, Mâ’ûn suresini de okusunlar. Orada dikkat etmeleri gereken bazı uyarılar var” dedi.

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da Bağış’a sureyle yanıt verdi.
Bağış’ın açıklamasını ‘uygun bulmadığını’ söyleyen Şandır, Maide Suresi’nin 51. ayetinde, “Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o, onlardan olur” ifadeleri bulunduğunu söyledi.

Şandır, “Egemen Bağış, Maide Suresi’nin 51. ayetini okusun, aynaya baksın. MHP’nin ibadetini tartmak, onun haddi değildir” dedi. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı da “Dini istismar ederek, iktidara gelip, hala istismar edenlerin bir başkasını bu mealde suçlamaya hakkı yoktur” diye konuştu.

Mâûn Suresi’nde ne deniliyor?
Mâ’ûn Suresi’nin, İslam tarihinde Müslümanlara karşı savaşları ile bilinen ‘Ebu Cehil’ (cehaletin babası) lakaplı Amr bin Hişam’ın bir yetime hakkını vermek istememesi üzerine ‘indiği’ rivayet ediliyor. Ebu Cehil’in bir yetimin vasisi bulunuyordu. Bir gün o yetim çırıl çıplak Ebu Cehil’e gelerek kendi malından bir şey istedi. Ebu Cehil ise yetimi iterek aldırmadı. Kureyş’in büyükleri de çocuğa: “Muhammed’e git de sana şefaat ediversin” diyerek alay ettiler. Olayın ardından indirilen yardım ve zekat anlamına gelen Mâ’ûn Suresi’nde şöyle deniliyor:

“Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar namazlarıyla gösteriş yaparlar. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.”

İlahiyat görüşü: Kuran’ı noter gibi kullanıyorlar
Radikal’in sorularını yanıtlayan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaş, polemikten duyduğu rahatsızlığı gizlemiyor. Cumhuriyetin kuruluşundan beri hem sağ partilerin, hemde sol partilerin dini siyaset aracı olarak kullandığını söyleyen Kırbaş, hem AKP’nin hemde MHP’nin dinde, “işine geleni” dile getirdiğini söyledi.

İslamiyetin en önemli özelliğinin paylaşımcılık olduğunu anlatan Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaş, AKP’nin bu tanıma çok da uymadığını, MHP’nin ise milliyetçi söylemi ile Ermeni ve Rumlara karşı düşmanlık yaptığını söyledi. Kırbaş, “İki tarafın yaptığı da yanlış, şık değil” dedi.

“Ayetleri sadece siyaset değil, genel hayat penceresinden anlayıp bakmak gerekiyor” diyen Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu eski başkanı Prof. Dr. Saim Yeprem ise “Maide suresinde Hristiyanları ve Yahudileri dost edinmeyin denmiyor. Kendinizi himaye edecek kişiler, veliler olarak seçmeyin deniyor. Müslüman erkek Hristiyan veya Yahudi kadınla evlenebilir. Peygamberimizin de böyle evliliği vardır” dedi. “Mâ’ûn suresini sadece siyasette kullanmak doğru değildir” diyen Yeprem, “Bu tartışmalar İslamiyete zarar verir mi?” sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Herkes kendi menfaatine göre Kur’an-ı Kerim’i noter olarak kullanmış olur.” 04/10/2010