"İrticaya Mücadele Eylem Planı" diye adlandırılan belgeye ilişkin görülen davanın 11. duruşmasında alınan ara kararlara gelen cevaplara ilişkin yazılar sanık avukatlarına verildi.

“GENEL MÜDÜRLÜĞE SORUN"

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yürütülen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" davasında Dursun Çiçek'in Erzincan'a gittiği iddiaları ile ilgili olarak mahkeme, Erzincan Havalimanı’na gelen yolcu listesi kayıtlarını istemişti. THY Erzincan Satış Şefliği’nde gelen yazıda “İstenen yolcu seyahat bilgileri Uluslararası Havacılık Kuralları gereği yolcunun bilgisi olmadan üçüncü kişilere tarafımızca verilmemekte olup, konunun THY Anonim Ortaklığı Genel Müdürlük nezlinde çözülmesi gerektiği" kaydedildi. Mahkeme ara kararında sanık Dursun Çiçek'in Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığında 2009 yılında hangi tarihlerde vekalet ettiğine dair sorulan soruya Genelkurmay Başkanlığınca gönderilen cevapta, Çiçek'in 2-9 Nisan 2009 ve 8-15 Haziran 2009 tarihinde olmak üzere iki defa Bilgi Destek Daire Başkanlığı'na vekalet ettiği bildirildi.

ÇİÇEK İZNİNİ ERZİNCAN'A GİTMEMİŞ

Sanık Çiçek’in yıllık izinde Erzincan'a gittiği iddialarına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı’ndan gönderilen cevabı yazıda ise ; Çiçek’in 1 Ocak 2009 ile 4 Haziran 2009 tarihleri arasında senelik ve mazeret izinleri kullandığı belintildi. Buna göre, Çiçek 21-24 Şubat 2009 tarihleri arasında 3 günlük yıllık izin kullandığı ve izinli bulunduğu adres olarak da Fenerbahçe Orduevi’ni gösterdiği bilgisi verildi. Yine 7-10 Mart 2009’da da yıllık izin kullanan Çiçek’in, İzmir Orduevi’ni adres olarak gösterdiği belirtildi. 25 Mart ile 2 Haziran 2009 tarihleri arasında 8 gün, 9-13 Haziran 2009 tarihleri arasında 5 gün izne ayrılan Çiçek’in, adres olarak da Amerika’daki 419 W 199 th Street Apartmanı 8E Newyork’u belirttiği görüldü.

“BİLGİSAYARLARA DIŞARDAN MÜDAHALE MÜMKÜN DEĞİL"

Mahkeme, Genelkurmaydan bilgisayarına dışarıdan girilerek veri çalınmasının mümkün olup olmadığını da sordu. Cevapta, Genelkurmay karargahı bilgi sistemleri bilgisinde internet ve TSK iç ağı olmak üzere iki ağ işletildiği belirtilerek, teknolojinin sağladığı tüm imkanların kullanılarak güvenlik tedbiri sağlandığı belirtildi. Ancak cevabın devamında, “İnternetin dünya genelinde kontrolsüz olduğu ve bu ortamda her an yeni saldırı teknikleri ve saldırı yazılımlarının geliştirildiği dikkate alındığında, TSK’da internet kullanımı son derece kısıtlı olarak ve kullanıcıları sadece 'Tasnif dışı' gizlilik derecesinde bilgi işlemesi müsadesi verilmektedir. Ayrıca çeşitli saldırılara karşıda gerekli güvenlik duvarları, güvenlik yazılımları ve zararlı kodlara karşı kodlar kullanılmaktadır" denildi. Yazının sonuç bölümünde ise “Genelkurmay başkanlığı birimlerin bulunan bilgisayarlara dışarıdan ‘internet ortamında’ müdahale ile girilerek veri çalınması mümkün değildirö denildi. Erzincan Valili’ğinden gönderilen yazıda da, Dursun Çiçek’in kaldığı iddia edilen Konak Mazlum Otel’de 2009 yılı içersinde 32 adet kameranın bulunduğu, 7 günde bir kayıtların da yenilendiği ifade edildi. Yazıda, kayıt ve arşiv cihazları olamadığından 2009 yılına ait kayıtların bulunmadığı belirtilirken, otelin çevresinde kameralar olup olmadığına ilişkin tutulan tutanakta ise “Konak Mazlum Otel’in çevresinde bulunan işyerlerinde 2009 yılında kamera olmadığı işyeri yetkilileri ile yapılan görüşme neticesinde tespit edildiği, SSK kavşağı olarak tabir edilen ışıklı kavşaktaki mobese kamerasının 2010 yılında faaliyete geçtiği" yer aldı.

Dursun Çiçek : Hanefi Avcı tanık olarak dinlensin

“İRTİCAYA Mücadele Eylem Planı“ diye adlandırılan belgeye ilişkin görülen davanın 11. duruşmasında Bedrettin Dalan'ın özel işlerini takip eden İlhami Ümit Handan'ın çapraz sorgusu tamamlandı. Böylece davanın 4'ü tutuklu toplam 6 sanığının sorgu ve savunması tamamlanmış oldu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda görülen davanın öğleden sonraki bölümünde tutuklu sanık Kurmay Albay Dursun Çiçek taleplerini belirtmek üzere söz aldı. Dursun Çiçek, kürsüden hitap etmek istediğini belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Özese tarafından kürsüye çağrıldı. Çiçek, Hanefi Avcı'nın yazdığı ve kamuoyunda oldukça tartışılan “Haliç'te Yaşayan Simonlar. Dün Devlet Bugün Cemaat“ kitabında kendisi hakkında da iki sayfa bulunduğunu belirterek, “Bu kitabı yazan sokaktan bir serseri değil. Yılların istihbaratçısı. Anlattıklarıyla senaryo uyuşuyor. Buraya çağırılarak kitapta yazmadıklarını da anlatmasını istiyorum“ dedi.

HEDEF YAŞ KARARLARI

Ardından “İnternet Andıcı“ soruşturmasına da konuşmasında değinen Albay Çiçek, “Hedef ben değilim, hedef YAŞ kararlarını etkilemek“ diye konuştu. Adı geçen sitelerin iktidara karşı olmadığını da vurgulayan Çiçek, kendisinin başında bulunduğu sitelerin Ermeni sorunu, Türki Cumhuriyetler gibi konularla ilgilendiğine dikkat çekti.

BİZE YUH OLSUN

Çiçek sözlerine şöyle devam etti:
“Bu sitelerin hepsi kapatıldı. Düşmanlar bayram ediyor. Kime hizmet ediyor bu savcı? Yunanistan ve Ermenistan'ın yapamadığını kendi savcılarımız yapıyor. Bunları Dursun Çiçek yaptı diyorsanız tutuklu kalmaya razıyım. Ancak hala suç işlediğime yönelik şüpheniz varsa bize yuh olsun.“

BAYRAM ÖNCESİ TAHLİYE TALEBİ

Dursun Çiçek, senaryonun dışarıda ve imamlar tarafından yazıldığını da iddia etti. Çiçek, “Geçiniz kardeşim geçiniz. Böyle saçma sapan masallarla milleti nasıl uyutursunuz. Belki milleti uyutursunuz ama vicdan sahibi hakimleri, hukukçuları nasıl uyutacaksınız. Senaryo savcısı tarafından ortaya atılan suçları işlemediğim ortaya çıkmıştır. Ramazan bayramı öncesi tahliyem yönünde karar verilmesini talep ediyorum“ dedi.

HABER NOTUYDU

Davanın tutuklu sanığı Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım, ajandasında bulunan ve Behçet Oktay'ın ölümüne ilişkin el yazısı notla ilgili olarak şunları söyledi:

“Habere konu not Aydınlık Dergisi'ne e-posta olarak gönderilen bir haber notudur. Doğrulatılamadığı için haber olarak yayınlanmamıştır. Haber notunda, Behçet Oktay'ın Özel Harekat şubelerindeki Fettullahçı yapılanmayla ilgili bir hazırlık içinde olduğu, Özel Harekat şubelerindeki silahları toplama planı yaptığı ve bunun için öldürüldüğü iddiasına yer verilmiştir.“

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, taleplerin değerlendirilmesi için duruşmaya ara verdi.
31/08/2010