Toprak, AABF'ye kamu tüzel kişiliği verildiğinde kiliselerin Katolik ve Protestanlardan aldığı kilise vergisi gibi Alevilerden vergi alınacağını dile getirdi.

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'na (AABF) bağlı Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti'ndeki bölge derneklerinin toplantısı Düsseldorf'ta yapıldı. Toplantıda konuşan AABF İkinci Başkanı Ali Ertan Toprak, AABF'yi kamu tüzel kişiliği olarak tanıtma çabalarına hız verdiklerini söyledi. Toprak, AABF'ye kamu tüzel kişiliği verildiğinde kiliselerin Katolik ve Protestanlardan aldığı kilise vergisi gibi Alevilerden vergi alınacağını dile getirdi. AABF'ye kamu tüzel kişiliği verilmesinin önünde hiç bir engel kalmadığını belirten Ali Ertan Toprak, ?Fakat diğer İslami çatı örgütleri hala dini cemaat olarak bile kabul edilmedikleri için siyaset kurumu biraz çekiniyor. Alevilere kamu tüzel kişiliği verilirse, diğer İslami çatı örgütlerinden kendilerine daha yoğun bir eleştiri gelmesinden korkuyorlar? dedi.

30 YIL ŞARTINDA ESNEK DAVRANABİLİRLER

Almanya'da kamu tüzel kişiliği kazanan Türkiye'den ilk kurum olacaklarını belirten İkinci Başkan Ali Ertan Toprak şu bilgileri verdi:

?Kiliselerle aynı hukuki düzeye gelebilmemiz için kamu tüzel kişiliğimizin kabul görmesi gerekiyor. Bunun en önemli kriteri dini cemaat olarak kabul görmeniz. Biz bunu zaten Alman Anayasası'nın 7. maddesinin üçüncü bendine göre elde ettik ve bu sayede Alevilik dersleri verebiliyoruz. Eğer kamu tüzel kişiliğimiz eyalet parlamentoları tarafından kabul edilirse devletin sunduğu bir çok imkandan yararlanma şansımız olacak. Bundan birkaç yıl önce başvurumuzu yaptık. Ama İslam konferansı nedeniyle, bu alandaki gelişmeleri beklemek için KRV Eyalet hükümeti başvurumuzu rafa kaldırmıştı. Ama biz şu an AABF olarak hemen hemen tüm kriterleri yerine getiriyoruz. Tek sorun var. O da dini cemaat olarak bu ülkede en az 30 yıllık bir örgütlenmenizin olması gerekiyor. Biz 21. yılımızdayız. Tüm kriterleri yerine getirmemize rağmen bu kritere göre 9 yıl beklememiz gerek. Aslında 30 yıl kriteri diğer şartları yerine getiriyorsanız çokta önemli değil. Bu konuda esnek davranabiliyorlar.

İSLAMİ ÇATI ÖRGÜTLERİNDEN ÇEKİNİYORLAR

Fakat diğer İslami çatı örgütleri dini cemaat kabul etmedikleri için siyaset kurumu biraz çekiniyor. Alevilere kamu tüzel kişiliği verilirse diğer İslami çatı örgütlerinden kendilerine daha yoğun bir eleştiri gelmesinden korkuyorlar. Siyasetten olumlu sinyaller alıyoruz. Tahminim 9 yıl beklemek zorunda kalmayacağız. Almanya'da kamu tüzel kişiliğine ulaşan Türkiye'den ilk kurumun biz olacağını düşünüyorum. Bunun en önemli sonucu şu: Kamu tüzel kişiliğimiz kabul edildikten sonra kiliseler nasıl Katolik ve Protestanlardan kilise vergisi alabiliyorlarsa biz de üyelerimizden vergi alabileceğiz. Alman devleti Almanya'da yaşayan Alevilerden vergi alarak bunu doğrudan AABF'ye aktarabilecek. Bunun dışında Almanya'daki radyo ve televizyon denetleme kurullarına üye gönderebiliyorsunuz. Bir çok kurullarda yer alabiliyorsunuz. Toplumun denetlenmesinde, şekillenmesinde resmi kurum olarak görev alıyorsunuz. Okullar, hastaneler açabiliyorsunuz.?

ALEVİLİK KÜRSÜSÜ İÇİN TOP SİYASİLERDE

Alevilik kürsüsü konusundaki gelişmelere de değinen Ali Ertan Toprak, ?İki yıldır okullarda Alevilik dersleri veriyoruz. Bu dersleri verecek öğretmenleri yetiştirmek amacıyla herhangi bir üniversitede Alevilik kürsüsü kurulmasını istiyoruz. Bu yönde de çalışmalarımız devam ediyor. Köln Üniversitesi ile Essen/Duisburg Üniversitesi ile görüşmelerimiz oldu. Her iki üniversite de talebimize çok olumlu yaklaştı. İlgili kürsülerde kabul gördü. Bu alandan eyalet hükümetleri sorumlu ve şimdi top siyaset kurumunda. KRV Hükümeti ile görüşmelerimizi son haftalarda yoğunlaştırdık. SPD'li politikacılar tam destek veriyor. Hatta bu sömestrden itibaren Essen Üniversitesinde ilk kez Alevilikle ilgili dersler verilmeye başlanacak. Değişik din bilimleri veya öğretmenlik gibi bölümlerde okuyan öğrenciler Alevilikle tanışacaklar. Bu tabi kürsüye giden yolda ilk adım. Artık Almanya'da Alevilerin ve Aleviliğin bilimsel olarak da araştırılması bizim için sevindirici bir gelişime? şeklinde konuştu. 28/09/2010