'Hayal başarıya götürür'
"Hedeflerimi, hayallerimi daima yüksek tuttum. Alt yapıdayken, hayalim birgün A takımda forma giymekti. Genç Milli Takım'da oynarken ise A Milli Takımı hedefledim. Şimdiki hedefim ise Avrupa'da oynamak. İlk önce Galatasaray'da gelecek yıl Şampiyonlar Ligi'nde oynayıp, ardından 2008'de Milli Takım'la Avrupa Şampiyonluğu yaşamak istiyorum. Bunun ardından da Avrupa'ya transfer olmayı düşünüyorum. Benim rotam belli; İngiltere. İngiliz ligi beni fazlasıyla cezbediyor. İnşallah Newcastle'da oynayan Emre Belözoğlu ağabeyimin yanına doğru gideceğim. Futboldaki en büyük hedefim ise tabii ki Türk Milli Takımı ile birlikte bir gün Dünya Kupası'nı kaldırmak."
"Bana göre insan her zaman hayal kurmalı, kurduğu hayaller çerçevesinde sonuna kadar çalışmalı. Ben buna inandım. Bunun için çok çalıştım. Allah'ın yardımıyla buralara kadar geldim. Onun için her zaman hayallerle yaşamalıyız, hayaller insanı mutlaka başarıya götürür."
'Kadıköy'de daha iyiydik'
"Biz, rakibimiz Fenerbahçe ile aramızdaki puan farkını dört puan olarak değerlendiriyoruz. Çünkü Fenerbahçe ile Ali Sami Yen'de oynayacağımız derbi tek ihtimalli bir maç. Bu sefer kesinlikle biz kazanacağız. Çünkü Kadıköy'de de biz daha iyi oynadık. Bu gözle görülen bir şeydi ama olmadı. Acaba Ümit ağabey durum 1-0 iken o pozisyonu gol yapsaydı sonuç ne olurdu ? Ama kısmet işte atamadı. Ümit Karan gibi bir golcü de bazen böyle kısmetsizlikler yaşayabiliyor."
"Galatasaray taraftarına şunu söylemek istiyorum. Galatasaray gibi çok büyük bir takımda oynayan futbolcunun hiçbir zaman Kadıköy fobisi, Fenerbahçe fobisi gibi bir şeyi olamaz. Zaten yoktur, böyle bir şey. Fakat futbol bazen böyle olabiliyor. Bunun başka örnekleri de var. Hiç kimse bu şekilde düşünmesin. Biz yeri geldiği zaman, ezeli rakibimiz Fenerbahçe'yi gidip Kadıköy'de de yeneceğiz. Bu bizim için bir sorun değil."
'Performansım düşmedi'
"İlk yarının son haftalarına doğru performansımın düştüğü söylendi. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Bunun sebebi şu; ben Galatasaray'ın 17 lig maçında da oynadım. Bunun yanı sıra Şampiyonlar Ligi maçlarına çıktım. Son iki maç dışında hepsinde iyi bir futbol sergilediğimi düşünüyorum. Son maçlarda iyi mücadele ettim. Kimsenin göremeyeceği kadar. Sahada ne yaptığımı en iyi ben biliyorum. Bu yüzden vicdanım rahat. Sahaya çıktığımda, iyi veya kötü oynayabilirim, ama sonuna kadar mücadele ediyorum."
"Maçtan çıktığımda, nefes alırken zorlanıyorsam, her şeyimi vermişim demektir. Benim için önemli olan budur. Kötü oynayabilirim, taraftar beni ıslıklayabilir, bunlar önemli değil. Samimiyetim önemli. Sahanın dışına çıktığımda şunu diyorum. Ben bugün mücadelemi ettim, olur veya olmaz. Galatasaray forması için koştum, yoruldum. Bu benim için çok önemli bir mutluluk."
'Terim beni 16 yaşımda gördü'
"Bugünlere gelmemde büyük payı olduğu için Ersun Yanal'a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten çok iyi bir insan ve çok iyi bir teknik direktör. Tıpkı Fatih Terim gibi. Belki kimse bilmez ama ben ilk defa Terim tarafından Galatasaray'da A takımla antrenmana çıkarıldım. O zaman idmanlar basına kapalıydı. Çok ufaktım, 16 yaşına yeni girmiştim. A takım idmanına çağrıldığımda ben bile şaşırmıştım. Fatih Hoca, ayrılmak üzeriydi. O yüzden sadece bir hafta çalışabildik. Ama şimdi A Milli Takım'da hocama yine kavuştum. Onunla birlikte Galatasaray'da daha çok çalışmayı çok isterdim. Profesyonel olarak Fatih Hoca ve Ersun Hoca bana çok yardımcı oldular. Ama alt yapıdaki hocalarımı da unutmamak lazım. Suat Kaya, Abdullah Avcı, Ahmet Genç ve şimdi adını sayamadığım diğer bütün hocalarıma çok teşekkür ediyorum."
'Kavga ile ortaya çıkmış değilim'
"Gelecekte benim gibi olmak isteyen gençlere tavsiyem şudur: Bir kere futbol oynamanın samimiyet işi olduğunu düşünüyorum. Samimi bir şekilde çalışırlarsa bu iş olur. Benim içimde her zaman bu samimiyet vardı. İstedim ve oldu. Allah bana o şansı getirdi, fakat öyle bazı kişilerin sandığı gibi Necati ve Hasan Şaş ağabeyler sezon başında kavga ettiler ve ben o yüzden ortaya çıkmadım ki. Geçen sezonun ikinci yarısında Vestel Manisaspor'da 15 maç oynadım. Açsınlar telefonu Ersun Yanal'a sorsunlar bakalım, nasıl futbol oynamışım?"
'Bir kart aldım hayatım değişti'"Galatasaray seçmelerini kazanmam, hayatımın en önemli olayıdır. Bayrampaşa Altıntepsi takımında oynuyordum. Semtte bir ağabey vardı, elime bir kart verdi. 'Git ve Galatasaray'ın seçmelerine gir' dedi. Ben de gittim, sağolsun hocalar da beni hemen seçtiler. Hiç unutmuyorum, 7 Eylül 2000 tarihi ilk idmana çıkacağım gündü. 'Saat 9.30'da burada ol demişlerdi'. O kartın sahibi camianın içinde iyi bir Galatasaraylı abimiz. Kendisiyle en kısa sürede görüşmek istiyorum."