Arıtman'ın konuya ilişkin açıklaması söyle:
"Bunun neresi şov? Bu talihsiz çocuğa aile bulamayan bir Bakanın karşısında aileler bulabilen bir milletvekili var.
İşini, görevini yapamayan bir Bakan ve onun yapamadığı görevini yapabilen bir milletvekili var.
Bundan rahatsız olanlar bu beceriyi şov olarak niteleyemezler. Bu ayıptır, haksızlıktır. Ne zamandan beri insani bir çaba şov olarak nitelendiriliyor.
SHÇEK’in yıldırıcı tavrı nedeniyle bu ailelerin vazgeçmiş olmasını sanki benim suçummuş gibi, beni karalamak için basında bir günlük haber uğruna şov olarak nitelemek, bir bebeğin tüm hayatını mahvetmek, bu çocuğun mağduriyetini bile politika konusu yapmak asıl Bakanlık tarafından Devletin bu çok özel kurumu üzerinden yapılan bir şovdur. O makamlarda oturmaları da şovdur.Böyle bir konu siyaset üstü görülmelidir.
Nesi fos çıkmış?
Bana onlarca aile özellikle bu bebeği evlat edinmek üzere müracaat etti. Aralarından seçtiğim 3 aileyi Bakana makamında bizzat ilettim. 2 gün sonra 2 aileyi daha Bakanlığa bildirdim. İsim, adres, özelliklerini, telefonları hepsini verdim. Aileler bana Internet ortamında yazılı müracaat ettiler. Defalarca telefonla konuştum. Ayrıca danışmanım da ailelerle görüştü. Eğitim-sosyoekonomik ve aile durumuyla ilgili araştırmalar yaptık.
Aileler Bakanlıktan, SHÇEK’ten şikayetçidir. Müracaat konusunda zorluk çıkartılıyor, yıldırılıp, vazgeçirilmeye çalışılıyorlar. Bir kısmında da başarılı olunuyor. Özel ve önemli iş mecburiyetleri nedeniyle hemen resmi müracaatını yapamayan aileleri 3 gün içinde gelip müracaat etmedi diye basına bildiriyorlar.
Resmi müracaatını yapmadı diye basına bildirdikleri şahsın 3 gün öncesinden yapılmış resmi müracaatının fotokopisi elimde. Basını yalan yanlış bilgilendiriyorlar.
Ayrıca bu bebeğe talip olan ailelerin isimleri, telefonları Bakanlık tarafından basına verilmiş. Bir aile memleketindeki AA muhabirince cep telefonundan aranmış Bakanlığın, SHÇEK’in bu ailelerin kimliklerini gizli tutmak gibi yasal bir mecburiyeti varken kimlik bilgilerini açıklaması etik de değildir, yasal da değildir. SHÇEK suç işlemiştir. Sabah Gazetesinin Başbakanlık muhabiri Bülent Aydemir ailelerin isimlerini, memleketlerini, mesleklerini bana bir bir
sayınca dehşet içinde kaldım. SHÇEK ailelerin kimliklerini deşifre edince, basın onları arayınca çok haklı olarak aileler ciddi tereddüt yaşadı. Deşifre olmasına rağmen bebekten vazgeçmeyen K.A. için Bakanlık basınla konuştu, etik değil, bebeği vermeyiz diyor. Şahıs kendisini arayan AA muhabirine kimliğini açıklamasının yasal suç olduğunu iletmiş, konuyla ilgili bir açıklama yapamayacağını bildirmiştir. Şahsın yazılı veya sözlü hiçbir basın açıklaması yoktur.
SHÇEK ve bağlı olduğu Bakanlık TCK’nin 134.,136., 137. maddelerini ihlal ederek su işlemiştir. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Bakanlık tarafından kimliklerin deşifre edilmesiyle aileler bir anlamda vazgeçirtilmeye çalışılmıştır. Zaten amaç aileleri vazgeçirtmekti.
AKP iktidarında devletin tüm kural ve kurumları kişisel ve parti çıkarları için ayaklar altına alınmaktadır.
Bakan, SHÇEK’in kapısında yıllardır bekleyen, evlat özlemiyle kıvranan binlerce aileye rağmen 72 milyonluk Türkiye’de 17 aylık bebek için evlat edinecek aile yok diyerek milletimizi, halkımızı suçladı. Halkta kendisine karşı olaşan antipatiyi halkı suçlayarak aşmaya çalıştı. Bebeği evlat edinmek isteyen aileler ortaya çıkınca da yetersizliği belgelenmiş oldu. Bu ailelerin isimleri, kimlikleri deşifre edilerek aileler caydırılmaya çalışıldı. Bu yolla bundan sonraki müracaatların da engellenmesi amaçlandı. Bakanlığı ve SHÇEK Genel Müdürlüğünü şiddetle kınıyorum. Derhal istifa etmeleri gerekir, aksi takdirde görevden alınmaları gereklidir."