Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,5687
EURO
43,6369
IMKB
9.168,000
ALTIN
4.018,460
 
Hava Durumu ANKARA
8 / 18 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
ASKERLERLE ARAMIZDA BİR SIKINTI YOK
ASKERLERLE ARAMIZDA BİR SIKINTI YOK
 
TBMM Başkanı Bülent Arınç, askerlerle aralarında bir bir sıkıntı olmadığını belirterek,"Yüzde 80 normalleşti diyebilirim. Olması gerekene yaklaştığını söyleyebilirim. Şu anda bir sıkıntımız yok" diye konuştu. Arınç, erken seçim söylentileriyle ilgili olarak da, "Bunun, AK Parti'nin iktidarının 3. yılında, bu iktidarı sallayabilmek veya iktidarla ilgili bir takım endişeleri büyütebilmek amacı taşıdığını düşünüyorum"diye konuştu.
 
9.3.2005 - 10:41

İLİŞKİLER YÜZDE 80 NORMALLEŞTİ
TBMM Başkanı Dünden Bugüne Tercüman Gazetesi'ne konuştu:

Arınç, MGK Genel Sekreteri'nin ziyaretine geldiğini, kendisinin de iade-i ziyarette bulunduğunu kaydetti. "Bu kurum 50 seneden beri var. Ben de 3 yıldır Meclis Başkanıyım. İlk defa bir MGK Genel Sekreteri ile el sıkışıyorum. Bayram değil seyran değil ama bu olumlu bir gelişme. Türkiye'nin buna ne kadar ihtiyacı var, onu da siz tahmin edin" dedi. Askerle ilişkilerinin normalleşip normalleşmediğiyle ilgili bir soruyu da, "Yüzde 80 normalleşti diyebilirim. Olması gerekene yaklaştığını söyleyebilirim. Şu anda bir sıkıntımız yok" diye cevaplandırdı.
BİZİM ARAMIZI AÇAMAZLAR
Meclis Başkanı, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül-Bülent Arınç üçgenini birbirine düşürme hesabı yapanların başarısız olacaklarını söyledi. "Biz gelişi güzel bir beraberlik hedeflemedik" diye konuştu. Peki, ufukta bir erken seçim var mı? Arınç bu soruya, "Türkiye'de hiç kimsenin erken seçim diye bir düşüncesi yok" cevabı verdi. Bülent Arınç, "Cumhurbaşkanı adaylığı" için kamuoyunda akla gelen ilk isimlerden birinin de Meclis Başkanı olduğununun hatırlatılması üzerine, "Benim gelmiyor, O gün gelmeden benim aklıma öyle bir şey gelmiyor" dedi.
* * *
Bülent Arınç ile Fazilet Partisi'nden tanışıyorum. Birlikte, milletvekilliği yaptık, o grup başkanvekiliydi. En yüksek oyu alarak seçilmişti. Velagatıyla ve çalışkanlığıyla ön plana çıkıyordu. İnançlarında sebatkârdı ama, inatçı değildi. Değişime ve dönüşüme daima açıktı. Fazilet Partisi kapatılıp, AK Parti kurulduktan ve kendisi de Meclis Başkanı seçildikten sonra, onu eskisi kadar sık göremiyorum. Bu yüzden, cumartesi günü buluştuğumuzda, derin bir memnuniyet duydum. Eski günler ve eski dostluklar gözümde canlandı. Tabiî öyle sohbet etmeye, dereden tepeden konuşmaya pek vakit yoktu. Dolayısıyla Nursun Erel ile birlikte hemen sorularımıza girdik.
Beni en çok memnun eden konulardan biri de, başörtüsü kampanyasıyla ilgili dosyaya nihayet bir muhatap bulabilmekti. 19 Kasım - 12 Aralık 2004 tarihleri arasında ciddi bir çalışma yapmıştık. Binlerce e-mail notu almış, bunları Tercüman'ın sütunlarında yayınlayarak, bir türlü çözülmeyen bu meseleye dikkat çekmiştik. Daha sonra, okurlara, dosyayı Ankara'da ilgili mercilere ulaştıracağımızı, böylece sorunun daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağımızı duyurduk. İki aydan fazla bir süre geçmesine rağmen, AK Partili yöneticilerin maalesef ilgisini pek çekemedik.
Başta da anlattığım gibi, Bülent Arınç, inançlarında samimi, fikirlerinde sebatkâr biri.
Dosyamızı emin ellere teslim ettiğimizi düşünüyoruz.
Arınç, "Cumhurbaşkanı olmak istiyor musunuz?" sorumuza açık bir cevap vermekten kaçındı. Bu zaten beklediğimiz bir tavırdı. Ama, cumhurbaşkanı seçimi gizli oyla yapılacağına göre, AK Parti grubu, aday olduğu takdirde Arınç için oyunu kullanır. Eşi başörtülü olduğu için, Bülent Beyi, Meclis Başkanlığı'na da yakıştırmıyordu kimileri. Hatta, Tayyip Erdoğan'ın Meclis Başkanı adayı Vecdi Gönül'dü. İlk birkaç ayda, sunî krizler çıkarılmasına rağmen pekâla taşlar yerine oturdu.
Bence, Bülent Arınç açıklamasa bile, Meclis Başkanlığı'na gelmek isterken yolunu çoktan çizmişti. İki dönem Meclis Başkanlığı, ardından cumhurbaşkanlığı. Türkiye'de çok büyük çalkantılar olmazsa, Bülent Arınç'ı Çankaya'da görebiliriz. NAZLI ILICAK
 * *
Sayın Bülent Arınç, siz AK Parti'nin 3 temel taşından birisisiniz, Tayyip Bey, Abdullah Bey ve siz. Şimdi bazı çevrelerde bu üç kişinin arasının açılabileceği yönünde beklentiler var. Olabilir mi böyle bir şey? Partiyi bölünmeye kadar götürecek bir ihtilâf ortaya çıkabilir mi?
ARINÇ: Biz sizinle çok eski dostuz, sizin cesaretinizi kararlılığınızı her zaman takdir ediyorum. Benim de başkanlığımın ikinci dönemi, bu süre içinde bir hayli tecrübe kazandım. Bazen bu adam, Meclis Başkanı, niye her konuda konuşuyor derler, bazen "partisinden ayrı düştü" deniyor; bazen başka türlüsü konuşuluyor. Ancak Meclis Başkanı'nın mensup olduğu partinin siyasî faaliyetlerine katılmama gibi, Anayasa'dan kaynaklanan yasağı var. Dolayısıyla sözlerinin, davranışlarının, partiyle doğrudan ilişkili bağlantılı olmaması lâzım. Aksi olursa bunu kullanacak kişiler, kurumlar olabilir ve benim çalışmalarım engellenir. Bu sebeplerle sorularınıza, üstü kapalı cevap verebilirim veya dürüst olarak, "konuşmuyorum" diyebilirim.
Evet söylediğiniz gibi belli bir kadro birlikte çalışarak bu partiyi kurdu, seçimlere götürdü ve seçimlerdeki başarının mimarı oldu. O simalar, yüzler, halkta büyük etki meydana getirdi. Halkta bu kadrodan Türkiye'yi yönetecek iktidar çıkar düşüncesinin hâkim oluşu, bu sonucu yaratmıştır. O zaman da söylenmişti, bir üçlü var: Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül-Bülent Arınç diye. Bazen dördüncüyü eklemek gerekirse buna Abdüllâtif Şener'i eklediler. Biz kendimiz "Biz üçlüyüz, her şeye bu üçlü karar verir" demedik. Bir ekip, bir çekirdek olarak çalışmalarımızı yaptık; gerek partinin kuruluş çalışmalarını, gerek teşkilâtlanmasını, ondan sonra kadroyu daha daha genişleterek ortak aklı egemen kılacak bir yapılanmaya gittik. Tabiî birbirimizi yeni tanımış veya gelişigüzel tanımış insanlar değiliz. Tayyip Beyle benim irtibatım, Gençlik Kolları'ndan başlıyor. Abdullah Beyle de 1991 seçimlerinden itibaren tanışıyoruz. Ama onun öncesine ait hatıralarda da benzerliklerimiz, beraberliklerimiz var. Fazilet Partisi içindeki çalışmalar sırasında ve ondan sonraki gelişmelerde de beraber düşünüp, beraber karar verdik. Bizim üçümüzün arasında bir yol arkadaşlığı, bir kader birliğimiz var, siyasette ortak paydalarımız var ve bunlar halen devam ediyor. Çok sık birlikte olamıyoruz. Bazen eşlerimizle birlikte, birimizde bir yemekte beraber oluyoruz ve adeta çocuklar gibi seviniyoruz. Buna ihtiyacımız var. Geçen, siz de vardınız, Albayraklar'ın düğününde, aynı masada belki birkaç hafta sonra bir araya gelmiş olduk. Ve orada da sözleştik, Afrika'ya gidip gelecekti (Tayyip Bey) sonra bir fırsat bulup yine bazı konuları birlikte görüşecektik, buna hepimizin ihtiyacı var. Partiye güç veren bu kişilerin arasını açalım, birbirlerine olan bağlılıklarını azaltalım diye çalışıyor olabilir. Bunun etkisi olmaz. Biz gelişi güzel bir beraberlik veya belli bir noktaya kadar beraberlik hedeflemedik. Ülkenin büyümesi, kalkınması, güçlenmesi, halkın mutluluğu, ülkedeki yönetimin demokratikleşmesi... bunlar bizim gerçekleşmesine söz verdiğimiz, inandığımız konulardır. AK Parti iktidarının başarılı olmaması veya uzun süreli başarılı olmaması gibi bazı çevrelerin beklentisi, hesabı varsa, ona bir şey diyemem. Herkes kendi işini yapar.
-Ama böyle bir şey olmaz (üçlü dağılmaz) diyorsunuz?
-Olmaz, olmamalı. Üçümüz bir araya geldiğimizde, bütün konuları görüşüyoruz. Ben sorulursa, biliyorsam kendi partimle ilgili düşüncelerimi söylüyorum. Şüphesiz onların düşüncelerini de öğreniyorum.
-Önemli konularda anlaşmazlık var mı aranızda?
-Yok. Kocaman bir yok.
-Genel olarak erken seçim beklentileri yine gündeme oturdu. Siz ne düşünüyorsunuz?
- Bunun, AK Parti'nin iktidarının 3. yılında, bu iktidarı sallayabilmek veya iktidarla ilgili bir takım endişeleri büyütebilmek amacı taşıdığını düşünüyorum. Birisi varsa, ortaya çıksın, ben şu sebeple erken seçimi düşünüyorum desin. Ben de merak ediyorum. Bunu söyleyen birisi olduğu zaman ben de partisine bakacağım, kendisine bakacağım ve ondan sonra erken seçim beklentisinin gerçek olup olmadığını, 30 yıllık bir siyasetçi olarak, söyleyeceğim. Daha geçen hafta köyüyle, kasabasıyla, halkın içinde olmuş bir siyasetçi olarak söylüyorum Türkiye'de hiç kimsenin erken seçim diye bir düşüncesi yok.

-Ama Türkiye'de seçimler hiçbir zaman 5 yılda yapılmamış, buna dayanıyor ortaya atılan iddialar.

-Bu defa 5 yılda olacak. 5 yılda, Anayasa'nın, Siyasi Partiler Yasası'nın yazdığı gibi olacak. Haklısınız, bundan önce, 3.5-4 yılda hep gerçekleşti. Ama bu defa ben inanıyorum ve istiyorum ki, 5 yıllık aradan sonra seçim olsun ve Türkiye normalleştiğini, demokratikleştiğini her şart altında, normal şartların devam ettiğini görsün.

-Sizin başkanlığınızın başlangıcı aşamasında, birden bire, nasıl neden olduğu anlaşılmadan bir bunalım çıktı. Şimdi ilişkileriniz normalleşti mi? Bir takım odaklarla normalleşebildi mi?

-İki yıl öncesine göre, yani Meclis Başkanlığı'na geldiğim güne göre, hemen hemen, yüzde 80 normalleşti diyebilirim.

-Bu da sizin çabalarınızla oldu herhalde... Uzlaşma arayışınızla.

-Tek taraflı olmaz, biz biraz işlerin içerisine girince, şartları daha iyi gördük. Karşı taraf, belki bizi çok iyi tanımıyordu; tanımış oldular. Şu anda ilişkilerimizin normal olduğunu veya olması gerekene yaklaştığını söyleyebilirim. Şu anda bir sıkıntımız yok.

-Ama bu biraz sizin fedakârlığınızla oldu. Koskoca Meclis Başkanı 1 no'lu plakayı taşıyor, diyelim ki eşinizi, resepsiyonlara götüremiyorsunuz. Bu fedakârlık ne kadar devam edecek? Sizi tanıdıkça, Tayyip Beyi, Abdullah Beyi tanıdıkça zihinlerinizin arkasında başka şeyler olmadığı daha iyi anlaşıldıkça, bir rahatlama ve uzlaşma dönemine girebilecek mi Türkiye?

-Girecek. Zaten 2002 sonrasına baktığınızda çok büyük bir farklılık var. Sadece benim şahsımla değil, arkadaşlarımızla da ilgili, bazı çevrelerin endişeleri, korkuları büyük ölçüde giderilmiştir. Ama biz kendimizi sınavda bir talebe gibi görmüyoruz. Türkiye'nin şartları var ve bu şartlar içinde olması gerekene yaklaşıyoruz. Sadece bizim bazı kişilerle veya kurumlarla ilişkilerimizde değil, Türkiye'nin pek çok noktasında, kurumunda, bir rahatlama gözlemliyoruz. İlk defa, beni bir MGK Genel Sekreteri ziyaret etti ve ben ilk defa bir MGK Genel Sekreteri'ne ziyarette bulundum.

-Ama MGK Genel Sekreteri sivilleştikten sonra

-Hayatımda tanıdığım ilk MGK Genel Sekreteri, bir sivil Genel Sekreter oldu.

-Biz de Tercüman gazetesi olarak aynı kaderi paylaşıyoruz. MGK Genel Sekreteri brifinglere çağırmıyordu, ilk defa çağrıldık. Tabiî sivilleşince, MGK Genel Sekreteri bir sivil olunca...

-Kişiden ziyade düşüncenin sivilleşmesi, zihniyetin sivilleşmesi, AB konusundaki reformların, kanunların uygulamaya girmesi, bunun özümsenmesi, benimsemesi, bir normalleşmeye götürüyor Türkiye'yi ve biz buna sevinçle bakıyoruz. Ama, bizim, bugün üzerinde üniforma olan kişilerle de, ilişkilerimizde normalleşme var.

-Asıl olan o zaten

-Tabiî aslolan o. MGK Genel Sekreteri'ni şunun için örnek verdim. 3 yıldan beri Meclis Başkanıyım, bu kurum, Türkiye'de 50 seneden beri var. Ben 3 yıllık süreç içinde, ilk defa bir MGK Genel Sekreteri ile el sıkışıyorum ve birbirimizi ziyaret ediyoruz. Bayram değil seyran değil ama bu olumlu bir gelişme. Normal bir gelişme. Türkiye'nin buna ne kadar ihtiyacı var, onu da siz tahmin edin.

Cumhurbaşkanlığı'na aday mısınız?

-2007 yaklaşırken önemli konulardan biri de cumhurbaşkanı seçimi. Bir erken seçim beklemediğinize göre, seçimi mevcut parlamento yapacak ve sandalye sayısı dikkate alındığında da yeni cumhurbaşkanını AK Parti seçmiş olacak öyle değil mi?

-Her şey normal seyrinde gidiyor. Anayasa ne diyorsa o olacak. Cumhurbaşkanının süresi 7 yıldır; sanıyorum 2000 Mayıs ayında seçilmişti Sayın Sezer. 2007 Mayıs ayını yaşayanlar görecektir ki, cumhurbaşkanın görev süresi bitecektir ve yeni bir cumhurbaşkanı seçilecektir. Cumhurbaşkanı, Meclis içinden de olabilir veyahut 110 milletvekilinin teklifiyle, aynı Sezer'de olduğu gibi,dışarıdan da aday gösterilebilir. Benim arzum, parlamento içinden bir siyasetçinin, bir milletvekilinin seçilmesi. Cumhurbaşkanını bu parlamentodaki milletvekilleri seçecektir. Kimin çoğunluğu ile seçilir, hangi partinin milletvekilleri oy verir? Onu şimdiden söylemek mümkün değil. Bir gizli oylamada, milletvekillerinin kimi tercih edeceğini şu anda söyleyemem.Ama, AK Parti'nin kendi çoğunluğu bunu seçmeye muktedir midir derseniz, evet.

-Sizin kanaatinize göre, cumhurbaşkanı bir uzlaşma sonucu mu seçilmeli, yoksa oylar yeterlidir diye AK Parti milletvekilleri mi seçmeli?

-Anayasa açık. "Cumhurbaşkanı devletin başıdır, milletin birliğini temsil eder" diyor. Böylesine tarif edilen bir kişinin, parlamentonun çoğunluğu tarafından mutabık kalınarak seçilmesi elbette şık olur, doğru olan da budur. Ama Sayın Demirel'in seçiminde de, Sayın Özal'ın seçiminde de, bu tartışmalar olmuştur. 5 tane partinin müşterek imzasıyla aday gösterilen sayın Sezer'in seçiminde de alınan oy bellidir. Buna, kesinlikle şöyle olsun diyemeyiz. Bir kişi çıkar da parlamento içindeki siyasi partiler de onun etrafında birleşirse çok şık, çok güzel bir şey olur; ama böyle olmadığı taktirde de, eksik tarafı var diyemeyiz. Dördüncü turda seçilmesi de mümkündür.

-İlk akla gelen isimlerden biri kamuoyunda Meclis Başkanlarıdır.

-Benim gelmiyor... O gün gelmeden benim aklıma öyle bir şey gelmiyor.

tercüman db



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


İLK BÜYÜK BULUŞMA ! ERKAN MUMCU ANAP’IN BAŞINA MI GEÇİYOR ?

"MİLLETVEKİLLERİ BÜTÜN SORULARI MALİYE BAKANI'NA SORUYORLAR"!!

BAYKAL'DAN İNGİLTERE PARLAMENTOSU'NA MEKTUP...
»  MİLLETVEKİLLERİNE KONUŞMA YASAĞI!!
»  EMİNE ERDOĞAN'A PROTESTO!!!
»  ÇELİK'İN SİİRT FIKRASINA CHP'DEN TEPKİ
»  BAYKAL: "RAKI OLAYINDAN İKTİDAR SORUMLU”
»  LİDERLERDEN KADINLAR GÜNÜ MESAJI... BAYKAL, KADINLARDAN ÖZÜR DİLEDİ, ERDOĞAN,"AYRIMCILIK, IRKÇILIKTAN BETER"DEDİ...
»  ERDOĞAN: ''KURUMLAŞMIŞ BİR CİNSİYET AYRIMCILIĞI YOK''
»  ERDOĞAN'DAN KARİKATURİSTLERE UYARI!!
»  FLAŞ...FLAŞ...FLAŞ... AKP'DEN BİR İSTİFA DAHA... YOZGAT MİLLETVEKİLİ MEHMET ERDEMİR İSTİFA ETTİ
»  CHP'DE MUHALİFLER ORTADA KALDI
»  BAYKAL ANJİYO OLDU...
»  DSP'DEN CEMİL ÇİÇEK'E YILDIRIM GİBİ CEVAP GELDİ
»  POLİS MECLİS BAŞKANI ARINÇ'I HAYVAN HIRSIZLIĞINDAN ARAMIŞ
»  ERDOĞAN:"PANİĞE GEREK YOK"!!
»  CANAN ARITMAN'DAN TBMM BAŞKANI'NA BİBER'Lİ PROTESTO!!!
»  CHP, ABD KARŞITLIĞININ NEDENLERİNİ ARAŞTIRDI...
»  BAYKAL,CHP'NİN ERMENİ RAPORUNA ERDOĞAN'DAN DESTEK İSTEYECEK...
»  NEVZAT YALÇINTAŞ: "CUMHURBAŞKANLIĞI'NA ADAYIM"
»  ZEKİ SEZER: "OKULLARDA BAĞLAMA DERSİ VERİLSİN"!!
»  ERGEZEN'DEN BELEDİYE BAŞKANINA FIRÇA!!
»  AKP PERSONELİNE ZORUNLU MAL BİLDİRİMİ!!!
»  BAKAN COŞKUN: TSE'DE RÜŞVETE EL ATTIM. ÖLÜM TEHDİTLERİ ALDIM
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.