Ahmet Türk, yıllardan beri demokratik siyasette ısrarlı olduklarını belirterek, şunları söyledi:
        
''Biliyorsunuz partilerimiz kapatıldı, milletvekilliğimiz sona erdirildi, ceza evlerine atıldık. Buna rağmen demokratik siyasetteyiz ve demokratik zeminde sorunların çözümü için çaba gösteriyoruz. Şimdi burada bütün sıkıntı, halkımızın taleplerine rağmen, bizim taleplerimize rağmen, hiçe sayan bir mantıkla karşı karşıyayız. Tabii ki arkadaşlarımızın cezaevinde tutuklu kalması, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi bizler için önemlidir.

Ama bizim için en önemli olan artık bu sorunun çözümüdür. Bu nasıl çözülecek? Demokratik bir Anayasa nasıl olacak? Kürtler kendi dilleriyle eğitim hakkına sahip olabilecekler mi? Tüm toplumu kucaklayacak bir mantık gelişecek mi? Farklılıkları, bu ülkede hala inkar mı edeceğiz? Biz bunları dile getirmek, düşüncelerimizi söylemek ve bu konuda mesafe almak için, bir ortak aklı bulmak için bugün parlamentodayız. O nedenle artık yüzde 50'lerde oyu olan bir hükümet, yine bizim cephemizden de halkın güvenini alan, 20 milletvekilinden 36
milletvekiline çıkan bir destek... Aslında artık Türkiye'de bu sorunları oturup, ortak aklı oluşturmak için gerçekten önemli bir atmosfer var. Bunun kullanılması gerekir. Biz burada diyoruz ki gelip hiç bir şey yapmayacaksak, düşüncelerimiz değersiz kılınacaksa ötekileştiren bir siyasetse ve açıkçası ipe un seren mantık devam edecekse bizim orada bulunmamızın toplumsal barış için, gelecekle ilgili pek fazla bir anlamı yok.''
        
Meseleyi bir proje etrafında düşünüp değerlendirmek gerektiğini ifade eden Türk, sözlerini şöyle sürdürdü:
        
''Artık Türkiye, sorunları çözme noktasına gelmiş bir ülke. Artık acıların ve şiddetin bütün toplumu sarstığı bir noktaya gelmiş. Burada bir uzlaşmacı mantığın ortaya çıkması için çaba gösteriyoruz ama Sayın Başbakan çıkıyor diyor ki 'artık muhalefet olsa da olmasa bu meclis çalışır'. Ayrıca biz, evet anamuhalefet değiliz ama bir misyon partisiyiz. Sorunların çözümü için katkısı olabilecek bir partiyiz. Bütün bunları yaptığımızda bugün toplumsal uzlaşı için önemli rol olabileceğimizi Sayın Başbakan görmezlikten geliyor.''
        
''O zaman kısa vadede, bir umut taşıyor musunuz?'' şeklindeki soruya Türk, ''Tabii gelişmeler nasıl olur, nasıl değerlendirilir... Sayın Meclis Başkanı'nın bazı çabaları var. Daha önce de sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemiz oldu. Bizim istediğimiz gerçekten demokrasiye katkı sunacak, sorunların çözümüne katkı sunacak bir ortak aklın oluşmasıdır'' şeklinde yanıt verdi.
        
''Meclis kapanmadan önce bu sorun aşılabilir mi?'' sorusunu ise Türk, ''Bu aşamada zor görünüyor'' diye yanıtladı.
        
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Sofya'ya giden heyette yer almasına ilişkin bir soru üzerine de Türk, ''Cumhurbaşkanı'nın Barış Demokrasi Bloku'ndan veya bağımsız milletvekillerinden birini davet etmesi, bence süreçle ilgili  önemli bir adımdır. İyi niyettir, bir jesttir. Kucaklamaya açık olduğunun bir mesajıdır. Öyle diyebilirim'' dedi.
        
''CHP, pazartesi günü Mecliste yemin ederse sizin tavrınız ne olur?'' sorusuna karşılık Türk, şunları söyledi:
        
''Her parti kendi grubunda meseleleri değerlendirir. Kararını grubuyla birlikte verir. CHP'nin tavrıyla bizim bir ilgimiz yok. Zaten ilk günden beri bu kararımızı açıklamıştık. Buradaki koşulların düzeltilmesi ve gerçekten kucaklayıcı bir anlayışın ortaya çıkması için güven verici bazı adımların ortaya çıkmasının beklentisi içindeyiz. CHP kendi kararını verir, nasıl verir onu bilemeyiz.''
        
''Sizin beklentiniz nereye kadar?'' sorusu üzerine Türk, ''Değerlendireceğiz, sonuna kadar da olabilir, kısa bir süre de de olabilir. Umut ederiz ki çözülür. Ortak bir mantığı, aklı yakalarız'' yanıtını verdi.
        
Türk, Diyarbakır Lice'de iki askerin PKK'lılar tarafından kaçırılmasına ilişkin soruya, ''Bizim üzerinde durduğumuz, ortak aklı ortaya koyamazsak maalesef bu tür olaylarla her zaman karşı karşıya kalma ihtimali var. Bizim acelemiz, biraz da bugünkü boykotumuz, Türkiye'yi bu sancılı süreçten kurtarmaya yöneliktir'' karşılığını verdi.