Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'nin içişlerine karıştığı eleştirilerine, "Bizim Türkiye olarak bölgesel meselelerde insiyatif almamız, kimi zaman sesimizi yükseltmemiz asla ve asla birilerinin içişlerine karışmak değil, hassasiyete dikkat çekmektir. Derdimiz asla ve asla Suriye'nin iç işlerine karışmak değil, tam tersine Suriye'deki bir yangının, bütün bu coğrafyayı içine alacağını bildiğimiz için uyarılarımızı yapıyor ve böyle kapsamlı bir yangına karşı dünya kamuoyunun dikkatlerini buraya çekiyoruz" dedi.
Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrasya Dünya Ekonomik Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Suriye ve bölge ülkelerin içişlerine karıştığı eleştirilerine yanıt verdi.
-"BÖLGEDEKİ HER ÜLKENİN İSTİKRARI, BARIŞ VE HUZUR'A BAĞLI"-
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada, dayanışmanın iletişim ve işbirliğinin nasıl sevindirici sonuçlar doğurduğunu yaşayarak öğrendiğini ve yaşayarak gösterdiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye olarak ne yanıbaşımızdaki ülkelerin, ne de uzak ülkelerin hiç birisinin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz hiçbir zaman olmadı ve olmayacak. Ama biz çok anlaşılabilir bir görüşü yüreklilikle de savunuyoruz. Diyoruz ki: Bu bölgedeki her ülkenin istikrarı, refahı barış ve huzuru, bölgenin refah, istikrar barış ve huzuruna bağlıdır. Bakınız, Ortadoğu, Kafkasya, Kuzey Afrika ve Balkanlar'da ülke sınırları büyük oranda 1.Dünya Savaşı döneminde şekillenmiştir. Bu şekillenme 2.Dünya Savaşı'nda da, hatta yakın tarihimizde de devam etmiştir. Bu coğrafyada sınırlar öyle acı bir şekilde ayrılmıştır ki kimi zaman akrabaların, hatta kardeşlerin yaşadığı köyler, ikiye bölünmüş, köyün bir tarafı bir ülkede, diğer tarafı başka bir ülkede kalmıştır."
-"FİLİSTİN MESELESİNE DİKKAT ÇEKİYORUZ"-
Türkiye'nin de bunu hemen hemen tüm sınırlarında yaşadığına işaret eden Erdoğan, birçok ülkenin de bu durumu yaşadığını ve bu geniş coğrafyada özellikle ortak noktaların, farklılıklardan çok daha fazla olduğunu vurguladı. Bu nedenlerden dolayı bir ülkenin sorununun, diğer ülkeyi çok ama çok yakından ilgilendirdiğini, bir ülkededik savaş, göç, çatışmanın, yanı başındaki ülkeyi doğrudan etkilediğine dikkati çeken Erdoğan, Türkiye olarak kimsenin içişlerine karışmak gibi bir niyetin olmadığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim Türkiye olarak bölgesel meselelerde insiyatif almamız, bölgesel meselelerde kimi zaman sesimizi yükseltmemiz asla ve asla birilerinin iç işlerine karışmak değil, işte bu özen gerektiren hassasiyete dikkat çekmektir. Bakın biz sürekli olarak biz sürekli olarak Filistin meselesine dikkatleri çekiyoruz. Filistin meselesini, Filistinlileri kardeşlerimiz akrabalarımızı oldukları için çok ama çok önemsiyoruz. Ama aynı zamanda, yine bakın altını çizerek ifade ediyorum, Filistin meselesini bölgenin barış ve istikrarını tehdit eden, bölgenin huzurunu tehdit eden en önemli mesele olarak gördüğümüz için oraya dikkat çekiyoruz. Bir yanda bebek demeden, çocuk demeden kadın yaşlı demeden masum insanlar havadan bombardımana maruz kalıyor, kitlesel olarak katlediliyor fosfor bombalarıyla.. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde insanlar tutsak ediliyor, öbür yandan aynı anda tüm bölgeye büyük ölçekli bir öfke pompalanmış oluyor."
-"İRAN MESELESİNDE DE AYNI İLKELİ DURUŞU SERGİLEDİK"-
Türkiye'nin İran meselesinde yine aynı ilkeli duruşu sergilediğini söyleyen Erdoğan, bölgede yeni bir krizin bütün bölgeyi etkisi altına alacağını savunduklarını, her zaman müzakereden, her zaman diyalogdan yana olduklarını söyledi. Arap ülkelerinde son yıllarda ortaya çıkan talepler noktasında tarihi tecrübelerden istifade ederek, ülke yöneticilerine her zaman bu talepleri dikkate almaları çağrısında bulunduklarının altını çizen Erdoğan, "Yani otokratik yapılardan özellikle demokratik yapıya, milletin iradesine saygı duyulması gereğini özellikle işledik" dedi.
-"DERDİMİZ SURİYE'NİN İÇİŞLERİNE KARIŞMAK DEĞİL"-
"Suriye konusunda da Türkiye'nin tavrı nettir" diyen Erdoğan, "Derdimiz asla ve asla Suriye'nin iç işlerine karışmak değil, tam tersine Suriye'deki bir yangının, bütün bu coğrafyayı içine alacağını bildiğimiz için uyarılarımızı yapıyor ve böyle kapsamlı bir yangına karşı dünya kamuoyunun dikkatlerini buraya çekiyoruz. Suriye'deki olaylar nedeniyle on binlerce kişi Lübnan'a, on binlerce kişi Ürdün'e göç etti. Türkiye'de şu anda yaklaşık 24 bin kişi mülteci olarak yaşıyor. Yani mesele Suriye sınırları içinde kalmıyor. Sınırları aşıyor, tüm bölgeyi etkisi altına alıyor" değerlendirmesinde bulundu. (ANKA-