Duruşmaların TRT’den canlı yayınlanması talebinin ise mümkün olmayacağını ifade eden Arınç, “Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz. Bugün ekmekten, sudan bile önemlidir” mesajını verdi. AKP’nin oy oranının yüzde 50’ye varmasının bugün itibariyle zor göründüğünü söyleyen Arınç, PKK’nın fesih ilan ettiği süreçle ilgili olarak da, “Bu işin bitmesi taraftarıyız, ne şekilde olursa olsun” dedi. Arınç, umut hakkı için de “sadece Öcalan için olmadığını” belirterek, “Umut, insanın yaşamasını sağlayan en temel duygudur” dedi.

Bülent Arınç, Medyascope’tan Ruşen Çakır’a konuştu. Arınç, 19 Mart operasyonu, AKP’nin gidişatı ve çözüm süreci gibi gündemdeki konular hakkında dikkati çeken açıklamalarda bulundu.

CHP'nin Erdoğan'a hukukçularını toplayıp İmamoğlu davasını inceleme çağrısına
Arınç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güvendiği hukukçuları toplayıp davayı inceleme çağrısı için “Bu fikir bir Batı ülkesinde olsa taraftarı olabilir ama Erdoğan kesinlikle böyle bir şey kabul etmez” dedi.

“Tutukluluk bir tedbirdir, cezaya dönüşmemelidir"
Tutuklu yargılamalara karşı olduğunu yineleyen Arınç, “Tutukluluk bir tedbirdir, cezaya dönüşmemelidir. Unutmayalım ki bugünkü Anayasa Mahkemesi kararlarının yüzde 67’si adil yargılama hakkının ihlal edilmesinden” dedi.

İmamoğlu davası: Tutuksuz yargılamayı gerçekleştirmek lazım
Arınç, İmamoğlu davasıyla ilgili olarak, “Duruşmalar naklen TRT’de yayımlansın. Hiç mümkün olmayacak bir şey. Bugün duruşmalara dışarıdan kamera almak bile yasaktır. Bunu bir Yassı Ada duruşmalarına benzetmek bence yanlış bir fikir. Sayın İmamoğlu ve onun arkadaşları bu tür şeyleri zorlamasınlar. Bu tür şeyleri konuşmanın da kimseye faydası yok. Ortada bir mevcut durum var. Benim burada düşünebileceğim tek şey tutuksuz yargılama, mümkünse bunu gerçekleştirmek lazım. Çünkü tutuklu yargılamalar sonunda cezadan daha beter hale gelebiliyor” görüşlerini ifade etti.

“Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz”
Yargıya güvenin azaldığını vurgulayan Arınç, “Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı bizim referandumla anayasaya koyduğumuz hükümdür. Bir kimse hakkında isnatta bulunurken dikkatli olunmalı. Lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesi ihlal edilmemeli” diye ekledi.

Arınç, “Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz. Bugün ekmekten, sudan bile önemlidir. Çünkü adaletsizlik ekonomik krizleri de doğurur. Kul hakkının vebali büyüktür. Attığımız her adımı bilerek ve inanarak atmamız gerekir” ifadelerini kullandı.

“AKP’nin yüzde 50’ye varması bugün itibariyle zor”
Yerel seçimlerden sonra CHP’nin birinci parti olmasıyla ilgili “Bugünkü anketler şöyle böyle gösteriyor. Yüzde 50’ye varmak bugün itibariyle zor görünüyor” diyen Arınç, AKP’nin tekrar güç kazanması için ‘kuruluş ilkelerine dönüş’ önerisinde bulundu. Arınç, “2001’de neyin sözünü verdiysek ona dönelim. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar üçlüsüne geri dönelim” çağrısını yaptı.

Erdoğan ile 1978’den beri “dava arkadaşı” olduğunu vurgulayan Arınç, “Ama bu tür olaylarda onun taraf olmamasını arzu ederim” dedi.

Siyasi dilde “terörist” ve “hain” gibi kelimelerin aşırı kullanımını eleştiren Arınç, “Bunların içeriği zayıfladı. Herkes hakkında bu isnatlar yapılınca ağırlığı kalmadı” ifadelerini kullandı.

Çözüm süreci ve PKK’nın fesih kararı
Arınç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ekim ayında başlattığı ve PKK’nın feshine kadar gelen çözüm süreci hakkında da değerlendirmelerde bulundu. “Geçmişte çözüm sürecinin içinde bulunmuş biri olarak” bu defa da süreci desteklediğini söyleyen Arınç, “Bu işin bitmesi taraftarıyız, ne şekilde olursa olsun” dedi.

DEM Parti çevresinde yükselen beklentilerin kendisini de etkilediğini ifade eden Arınç, “Hepsini çok umutlu buldum. En sonunda Bakırhan’a da gittim. Herkes bir umudun içinde. O zaman biz de umutlu olacağız dedim” diye konuştu.

“Umut hakkı önemli bir haktır”
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın durumu bağlamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına da atıfta bulunan Arınç, umut hakkı vurgusunu şöyle yaptı:

“Umut hakkı önemli bir haktır. Sadece Öcalan için değil, aynı durumda olan herkes için geçerli. Umut, insanın yaşamasını sağlayan en temel duygudur.”