Baykal 2007 yılından beri Türkiye'nin ekonomide ve siyasette çalankantılı bir döneme girdiği ve AK Parti'nin ülkeyi yönemediğini söyledi.

Baykal konuşmasında şunları söyledi:

- Türkiye 2007'den beri gerilemeye girmiştir. 2008 kayıp bir yıldır. Hükümetin şaşkınlığı kendisini 2009'da da gösteriyor..

 - Ekonomik büyüme görevi geride kaldı. İşsizlik korkunç derecede artıyor. Bu gerilmem dün açıklanan Ocak ayı ile ihracat rakamları ile ortaya çıktı. Şimdi ithalattaki artışda da küçülme var...

- 2008'in Aralık ihracat oranı yüzde 4 oranında resmen düştü...

- Hükümet IMF ile bir türlü anlaşamıyor. İlk başta "ümüğümüzü sıktırmayız" dediler. Sonra anlaşma masasına oturdular. Fakat anlaşma bir türlü yapılamıyor. İlgili bakan şimdi 10 gün sonrasına gün verdi. Anlaşılan o ki AKP seçime kadar oylama taktiği uyguluyor.
 
- Hükümetin IMF ile bir türlü anlaşamanın arkasında ne var? Arkasında bu hükümetin yaptığı hessaplarla gerçek hesapalr arasında çıkan fark var...

- 2009 bütçesi gerçekçi değil. Bu aldatmaca. Kamuoyunu yanıltmadır.

- En son doğalgaz fiyatlarında yüzde 17'lik bir indirimi gidildi. Bir yılda yüzde 83 zam yaptılar. Şimdi 17'sini geri veriyorlar. Ne zaman veriyorlar? Seçime çeyrek kala...

- Zamı kim ilan etti? BOTAŞ Genel Başkanı. Ne zaman ilan etti? Gece saat 2'de. İndirimi kim ilan etti? Başbakan. Ne zaman ilan etti? Seçime çeyrek kala hem de halka açık bir açılışta..

- Vatandaş yeterince yanıltıldı. Kandırıldı. Ama bundan sonra vatandaşı aldatamayacaklar.

- Türkiye seçimlerden sonra IMF ile çok büyük bir işbirliğine gidilecektir.

DENİZ FENERİ DOSYASI NEDEN GELMEDİ?

- Türkiye'nin unutmamaması gereken bir diğer konu da Deniz Feneri olayıdır. Konu unutturulmaya, örtbas ediliyor. bakın olay ortaya çıktığından beri 150 gün geçti. yani 5 aydır. Bakın 5 aydır ilgili dosya Alman Mahkemesi'nden Türkiye'ye gelememiştir. Bırakınız uçağı, otomobili, treni, kaplumbağanın sırtına bağlasınız o dosya gelirdi.

- O dosya niçin Türkiye'ye gelmedi. Türkiye dosyayı mı getirmek istemiyor, yoksa dosya getirilmek mi istemiyor. O dosya nasıl gelecek?

- Adalet Bakanı Almanya'daki Deniz Feneri ile Türkiye'deki Deniz Feneri'nin bağlantısı olmadığını söyledi. Frankfurt savcılığı açıklama yaptı. Derin bağlantıların olduğunun mahkeme kararı ile belirtildiğini söyledi

DAVOS TARTIŞMASI

- Geçen haftaya damgasını vuran gelişme hiç şüphesiz Davos'ta yaşananlardı. Bu tartışmanın ortaya koyduğu temel nokta şudur; Bu tartışma sırasınd aTC Başbakanına, kabul edilmesi zor lan üslupla, parmak l işaret edilerek hitap edilmiştir. Başbakan'ın bu tavıra karşı cevap vermesş engellenmek istenmiştir. TC'nin Başbakanına, bakanına tavır takınanları, haksızlık yapanları şiddetler reddederiz, kınarız. Maalesef burada da TC'nin Başbakanına karşı böyle yakışıksız bir tavır alınmıştır. Böyle bir durum karşsında iktidar muhalefet ayrımı yapmadan hepimiz gereken tepkiyi gösteririz...

FİLİSTİN DEVLETİ BİRAN ÖNCE KURULSUN

İsrail Ortadoğu'da 1948 yılında kurulmuş olan bir devlettir. Geride kalan 61 yıl boyunca İsrail'in çevresindeki ilişkileri maalesef barışa dayalı olmamıştır. İsrail Filistin çatışması, Filistin devletine İsrail'in kurulmasıyla başladı. İsrail kurulmuştur ama Filistin devleti hala kurulamamıştır.

Bugün Filistin vatanında bir Filistin devleti yoktur, bir İsrail Devleti vardır. Bu sağlanamdan o topraklara barışın gelmesi mümkün değildir. Dünya hala bu konuda ayak sürümektedir. Olayın bedelini vatan talep eden Filistinliler ödüyor. Olayın çözümü en yakın sürede Filistin Devleti'nin kurulmasıdır.

HAMAS ŞERAT DEVLETİ, FKÖ LAİK DEVLET KURMAK İSTİYOR

Bu çatışmayı sona erdirmenin yolu o toprakalrda bir Filistin devletinin kurulması ve o devletle İsrail arasında barış içinde yaşamasını sağlamaktır. Orada yanan sorun nedir aslında. İsrai-Hamas sorunu mudur?, Filistin-Hamas sorunu mudur?, İsrail- Arap sorunu mudur? Bunların hangisine doğru çekiliyor. Bölgedeki Arap devletleri İsrail-Arap sorununa dönüşmemesi için çaba sarf ediyor. Ortada bir de Hamas ve Filistin Kurtuluş Örgütü var. Her ikisi de Filistin örgütü. Bunlar arasındaki fark ne? Arafat yıllarca FKÖ'yü savundu. Abbas, Filistin halkının temsilcisi benim diyor ve kendisi FKÖ'lü. FKÖ silahlı mücadeleye inanıyor. Hamas ise "cihada" inanıyor. FKÖ "İsrail devletinin varlığını kabul edebiliriz" diyor. Hamas "bunu hiçbir koşulda kabul" etmiyor. FKÖ "ben laik bir Filistin devleti kuracağım" diyor. Hamas da "ben şeriat devleti kuracağım" diyor. Aradaki fark bu... 

KOMŞULARIMIZ KIBRIS'A NEDEN MESAFELİ

- Kıbrıs sorunu da bizim sorunumuz. Peki komşularımız bu sorunu nasıl sahiplendi? Bu soruna nasıl bakıyor? Onlara neden böyle bakıyorsunuz diyor muyuz? KKTC'yi tanıyan var mı? Herkes bölge istikrarı ile ilgili bir değerlendirme yapıyor. Senin sorunun benim sorunum diye sorunu gözetliyor. Bizim PKK sorunumuz var. Bu ülkeler ne diyorlar ve yapıyorlar. Onun ötesinde destek verenleri var engel çıkaranları var.

- Uluslararası sistemde öncelikle her ülke kendisinin ulusal yararlarını gözeterek kendisiyle ilgili sorunları temel alarak başkasının sorunlarına sahip çıkma heveslerine dizgin vurarak, kendisini güvence altına alır. Ulusal yararlarını gerçekleştirmeye çalışır.

- Elbette Gazze'de yaşanan insanlık dramının durdurulması için elimizden geleni yaparız. Ama bizim bu sorunun parçası olmamız bambaşka bir şeydir. Hele Türkiye Hamas'ın çizgisiyle özdeşleşerek ne kendi yararına, ne Filistinin yararına bir şey yapamaz.