Baykal, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz ve CHP'li belediye meclis üyelerini parti genel merkezinde kabul etti. Baykal, görüşme öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. 'Baş imamlık' uygulaması getirilmesine yönelik bir yasa taslağı hazırlandığının ifade edilmesi üzerine Baykal, 'İslamiyet'te ruhban sınıfı olmadığını, Allah, peygamber ve kul arasıda kimse bulunmadığını' söyledi. Baş imamlık ya da benzeri makamlar yaratılmak istenmesinin yanlış olacağını belirten Baykal, 'Bunlar, bir sınıf, hiyerarşi yaratma, kadro oluşturma çabalarının bizim güzel dinimizin çok temel ilkelerinenasıl zarar verebileceğinin çok somut bir örneği. Kadro oluşturacağım,hiyerarşi yaratacağım, kendime destek olacak bir bürokrasi oluşturacağım diye dinin özüne zarar verme sonucu ortaya çıkabilir. Çok yanlıştır' diye konuştu. Bir gazetecinin, 'DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın PKK'ya af anlamına gelebilecek açıklamaları var. Sizin değerlendirmeniz nedir?'sorusu üzerine, Baykal, terörle mücadelenin ülkenin en önemli meselelerinden birisi olduğunu söyledi. Türkiye'nin teröre karşı elbirliğiyle mücadele verdiğini belirten Baykal, 'Şimdi bu mücadele geleceğe dönük olarak hepimizi tekrar düşündürüyor. Böyle bir noktada geçmiş deneyimimizden çıkarmamız gereken dersler var' dedi.
Çıkarılması gereken ilk dersin terörle mücadelenin meşru zeminde yürütülmesi olduğunu belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Terörle mücadelenin hukuk dışı, fili güç odaklarının desteklendiği, Susurluk benzeri örgütlenmelerin, çeteleşmelerin eliyleyürütülen bir mücadele haline dönüştürmemek gerektiği bizim geçmiş mücadelemizden almamız gereken öncelikli derstir. Bu mücadele devletin meşru güçleriyle yapılmalıdır. Öyle gizli kapalı, vur-kaç Susurluk yöntemleri ya da 'Yeşil' diye bilinen bir takım kimseleri şımartarak, onlara belirli görevler yükleyerek bu mücadeleyi vermememiz gerektiğini artık öğrenmiş olduk. İkinci olarak, bu mücadele sırasında yerli yersiz af sözünü kullanmaktan, af sözüyle siyasi itibar ,destek sağlama arayışına yönelmekten kaçınmamız gerektiğini öğrenmiş olmamız lazımdır. Çok tehlikeli bir silahtır, bunun şarta bağlı olarak telaffuz edilmesi bu konuda bir mücadele zafiyetinin ortaya konulması demektir. Af bir mücadele yöntemi değil;bir sonuçtur. Sonuç alınmadan böyle bir şeyin konuşulması kesinlikle doğru değildir. Af konusu terörle mücadelede kullanılacak bir silah değildir. Üçüncü alınması gereken ders de terör konusunu siyasi tartışma, avantaj sağlama ya da siyasi çekişme konusu olmaktan uzak durulması gerekiyor. Terörle mücadele ulusal bir konudur.' -
Bir süre önce 'Eve Dönüş Yasası' ile 'gizli bir af çıkarıldığını' öne süren Baykal, 'Şimdi terörle mücadelenin kritikbir aşamasına girdiğimiz şu sıralarda bir af söyleminin daha da mahcup, daha da gizli bir biçimde gündeme getirilmek istendiğine tanıkoluyoruz. Bu Türkiye'nin terörle mücadelesinin gereği olarak ortaya çıkan bir ihtiyaç değildir. Bu, bir takım çevrelerin Türkiye'yi yönlendirmek istedikleri noktaya, bizi daha kolayca taşıyacağını düşündükleri bir uygulama olduğu için gündeme getirilmektedir' diye konuştu. .
Baykal, bir gazetecinin TÜSİAD'ın seçim barajının düşürülmesi yönündeki görüşüne dikkat çekilmesi üzerine, 'TÜSİAD'ın Türk mili eğitiminde ortaya çıkan son uygulamalarla ilgili değerlendirmesi nedeniyle kutluyorum. Eğitimin yozlaştırılmaya doğru sürüklendiğini tespit etmişler. Gerçekten eğitim TÜSİAD'ın da saptadığı gibi tehlikeli şekilde yozlaştırılıyor. Bunu dile getirmiş olmaları çok memnuniyet vericidir' yanıtını verdi. Baykal, aynı gazetecinin 'seçim barajı' diyerek sözlerini sürdürmesi üzerine, 'Her noktada görüş birliği içinde olmamız şart değil. Bir ortak noktayı yakaladım söylüyorum' dedi.