CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Üçlü zirve sonrasında, mutlu bir rastlantıyla gözaltına alınan komutanların serbest bırakıldığını ve Genelkurmay'ın önemli açıklamalar yaptığını" söyledi. Baykal, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın orijinal olabileceği söylendi. Eğer Genelkurmay’da bir irtica eylem planı hazırlanmışsa, yukarıdaki siyasi pazarlıklar doğrultusunda 'aldım-verdim' pazarlıklarıyla değil, gerçekten öyle midir, bunun ortaya çıkması ve gerekenin yapılması lazım. Dursun Çiçek o belgeyi hazırladıysa hesabını vermelidir" dedi.

CHP grubunun dünkü toplantısında, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı arasında önceki hafta gerçekleşen üçlü zirveyi ve sonrasında yaşananları anımsatan Baykal, şu mesajları verdi: MUTLU BİR RASTLANTI: Bu buluşmadan sonra, bir süre önce gözaltına alınan iki eski kuvvet komutanı ve bir ordu komutanı salıverildi. Mutlu bir rastlantıyla, bu zirvenin hemen akabinde müthiş bir zamanlama ve eşgüdümle bu tahliyeler gerçekleşti. Genelkurmay ile ilişkili iki önemli açıklama yapıldı.

CİDDİ ARAŞTIRMA YAPMADI:
Genelkurmay, irtica eylem planının orijinal ve gerçek belge olabileceği kanaatini söyledi. Böyle bir kanaatin bu aşamada ifade edilmesi için kamuoyunu tatmin edecek ciddi bir araştırmanın yapıldığı söylenemez. Islak imzanın makineyle atılıp atılamayacağı, Çiçek'in parmak izi, imzanın atıldığı kalemin cinsi, mürekkebi araştırılmadan, suçlamanın varit olabileceği Genelkurmay açıklamasıyla ilan ediliyor.

YUKARIDAKİ PAZARLIK:
Eğer Genelkurmay'da 'İrtica Eylem Planı' diye bir plan hazırlanmış ise, bunun net bir şekilde ortaya çıkması lazım, yarım yamalak değil. Yukarıdaki siyasi pazarlıklar doğrultusunda, 'aldım-verdim' pazarlıklarıyla değil gerçekten öyle midir bunun ortaya çıkması lazım.

KAMUOYU OYUNCAK DEĞİL:
Kamuoyuyla, böyle oyuncakla oynar gibi oynayamazsınız. Emir kumanda olmadan kim hazırladı? Bu arkadaş Genelkurmay'ın kalbinde çalışıyor. Çiçek o belgeyi hazırladıysa hesabını vermelidir. Sadece o değil belgenin hazırlanmasına fırsat veren, onunla işbirliği yapan, işbirliğine göz yumanlar da sonuna kadar araştırılıp, gerçek ortaya çıkarılmalı.

KOMUTANIN HABERİ OLMAMIŞ:
Senaryosu, uygulamasıyla ilgili, Genelkurmay'ın atadığı bilirkişinin raporunda ilginç ifadeler var. 2003’te yapılan tatbikatın emirlere uymayan bir şekilde yapıldığı, yedi yıl sonra, bu davadan sonra tespit edilmiş. Yedi yıl boyunca komutanlıklar haberdar olmamış. Günün birinde TSK'ye karşı bir psikolojik harekât ortaya çıktıktan sonra fark edilmiş ki, 1. Ordu'da yapılan işler meğer KKK'mızın, Genelkurmay Başkanlığımızın onayı ve bilgisi dışında yapılmış ve bunlardan dolayı hesap sorulmamış. Ama şimdi dava ortaya çıkınca, bu gerçek kamuoyunun bilgisine üçlü zirveden sonra duyurulmuş. İyi mi! YAZIKLAR OLSUN: Erzincan iddianamesinde, 'Şüpheli Saldıray Berk, Erzincan’daki Alevi köylerle özel olarak ilgilenmekte, ordunun imkânlarını kullanmakta, bu da Ergenekon silahlı terör örgütünün lideri durumundaki şüpheli Berk’in amacını ortaya koymaktadır' deniyor. Yazıklar olsun. Bu zihniyet Türkiye’yi yönetiyor, bu zihniyetin borusu ötüyor.

ÖZDEMİR ASAF'LI YANIT:
Başbakan 'Olur olur bal gibi olur' diye, bize şarkı söylüyor. Ben de Özdemir Asaf’ın dizeleriyle cevap vereyim. 'İnsansız adalet olmaz/Adaletsiz insan olur mu?/Olur, olmaz mı!/ Ama olmaz olsun!' Başbakan 'olur olur' diyor ya, nasıl olur? Habur kapısında olduğu gibi olur. 'O protokole imza atma' dedik, 'olur olur' dedin, attın, ne oldu? 2004’te 'AB ile atma o imzayı' dedik. 'Olur olur' dedi. Şimdi tıkandık kaldık. Oldu, ama bal gibi olmadı, çok acı oldu.

KÜTÜK KAPAR GİBİ ANAYASA DEĞİŞMEZ:
 Anayasa değişikliği bir partinin özel işi değil, Türkiye’nin işidir. Gümrükten mal kaçırır gibi, selin önünden kütük kapar gibi anayasa değişikliği dayatılamaz. Bir partinin genel merkezinde hazırlanmaz.

Baykal: Atatürk dönemini de katmak istiyorlar ANKARA Milliyet CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni tasarısının ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde kabul edilmesini eleştirirken, "Şimdiki tasarının farkı, 1915 ’teki olaylar hakkında ABD Kongresi ’nin karar almasını değil, 1915-1923 arasında yaşananlar için ABD Kongresi ’nin bir karar almasını istiyor. Yani, artık sadece Osmanlı değil Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk dönemi de Ermeni iddialarının hedefi haline getirilmek isteniyor. Bu, Türkiye ’nin gelecekteki politikasını belirlemek için kullanılmak istenene bir araç, levye haline getirilmek istenmektedir" dedi.