Çarşaf üzerinden CHP'ye yükleniyor ama dünyanın her yerinden örnek verirken Irak'taki kadınların ABD yüzünden çektiği çileyi görmezden geliyor" dedi.

BU TÜR MANEVRALAR BOZUK SİCİLİNİ DÜZELTMEYE YETMEZ

Başbakan Erdoğan'ın gündemindeki her şeyi CHP ve çarşaf üzerine odakladığını belirten Gürsel Tekin yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:

"Türkiye'yi deprem vurmuş, işsizlik rekor kırmış, insanlar ekonomik kriz yüzünden canına kıyar hale gelmiş, Ermeni lobisi Türk dış politikasını tuş etmiş, Başbakanın umurunda değil. Varsa yoksa CHP ve çarşaf. Bizim için ‘çarşafa dolandılar’ diyor ama görüyoruz ki asıl Başbakanın dili çarşafa dolanmış. Yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları yok edeceğiz diye iktidara geldi. Bu üç konuda da hiçbir şey yapamadı. Aksine Türkiye'de yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar daha da arttı. Kapalı kapılar ardında ‘boynumun borcu’ diyerek söz verdiği türban konusunda bile elindeki en önemli istismar kozunun kaybolacağı korkusuyla hiçbir şey yapmayan Başbakan, hedef şaşırtmak için aklına geldikçe CHP'ye yükleniyor ama nafile. Bu tür siyasi manevralar onun bozuk sicilini düzeltmeye yetmez"

Gürsel Tekin başbakan Erdoğan'ın sözlerini eleştirerek "Sözüm ona kadınların çektiği çilelere dünyanın her yerinden örnek verirken Irak'taki kadınların, ABD yüzünden çektiği çileyi, işkenceyi ve tecavüzü görmezden geliyor. İktidar olmadan önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Bülent Arınç ile birlikte cami önlerinde türbanı savunmak adına gösteriler yapan, İsrail ve ABD bayrakları yakan Başbakan Erdoğan, bugün ABD'nin Irak'ta bir milyon Müslüman'ı öldürmesine sesini çıkaramıyor. Irak'ta hala devam eden zulme karşı ne Arınç'ın, ne Gül'ün ne de Erdoğan'ın tek bir sözünü duymadık, duyamıyoruz. Mersin'deki çarşafı siyasi istismar meselesi haline getiren Başbakan, Kosova’yı hatırlıyor ama dili bir türlü Irak'a gelmiyor. Keşke Başbakan Erdoğan, Irak’taki kadınların başındaki örtüler çekilip alınırken, evlerine vahşice girilip tecavüz edilirken, camiler bombalanırken de o çok sevdiği ama işine gelmediğinde tehdit ettiği gazetecilerin ve televizyon mikrofonlarının önüne çıkarak esip gürleseydi. İşte o zaman “samimiyet sınavı"nı geçerdi.Ama daha kendisine karşı samimi olamamış samimiyetsizlerin, CHP'yi suçlama, hele hele sorgulama hakkı yoktur iyi bilsin"