CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, 60. Hükümet Programı'nın, bir seçim bildirgesi olduğunu, programda, geçmişte yapılanlara aşırı övgüden, gelecekte yapılacakların büyük ölçüde unutulduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda 60. Hükümetin Programı üzerinde CHP grubunun görüşlerini dile getirdi.
Her hükümetin, Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmaya çaba harcamasını ve Parlamentonun bu çabayı desteklemesini istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, Parlamentonun, ulusa verilen sözlerin, yerine getirildiği bir organ olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın okuduğu hükümet programının, gelecek 5 yılda nelerin öngörüldüğü, ülkenin nereye taşınmak istendiği, hangi sektörlere ağırlık verileceğinin açıklanmasını beklediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Ama bu bir hükümet programı olmaktan çok, bir seçim bildirgesi oldu. Biz öyle algıladık. Bu programda, geçmişte yapılanlara aşırı övgüden, gelecekte yapılacakların büyük ölçüde unutulduğunu gördük'' diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin yanlışlarını, yeri geldiğinde en acımasızca eleştirmeyi bir görev bildiklerini ifade etti.
''SENDİKAYA ÜYELİK''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, hükümet programını okurken, ''Hükümetimiz, medyanın bağımsızlığına önem vermektedir'' dediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Medyaya bu kadar önem veren bir Başbakan, nasıl olurda, bir köşe yazarına, yazısını beğenmedi diye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarmayı önerebilir?'' diye sordu. CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, ''Yeri geldiğinde, medyayı tehdit ettiğini'' savundu. Bir büyük gazetenin genel yayın yönetmeninin, ''Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in açıklamalarını manşet yaptık ancak gazeteye müdahale edildi, manşet değiştirildi'' şeklinde bir açıklaması olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Medya özgürlüğünden söz eden bir hükümetin, bunları yapmış olması, bunlar açıklandığı halde kamuoyuna karşı sessiz kalınması, bir tutarlılık işareti midir? Biz bunlara inanacak mıyız?'' sorularını yöneltti.
Kılıçdaroğlu, AB Uyum Raporu'nda, ''Gazetecilerin, sendikalaşma ve toplu sözleşme konularında karşılaştıkları zorluklar sürmektedir'' ifadesinin yer aldığına dikkati çekerek, medyanın özgür olması için, hiçbir medya patronunun kamu ihalelerine girmemesini, ulusal haber yapan gazetecilere, Türkiye Gazeteciler Sendikası'na üye olması zorunluluğu getirilmesini önerdi. Kılıçdaroğlu, böylece gerçek anlamda özgür medyanın olacağını ifade ederek, ''Sayın Başbakan, bunların sözünü verecek mi?'' dedi. -''
"5 DOLARLIK TAHSİLAT YAPILDI MI?''
Hükümet programında yer alıp, Erdoğan'ın okumadığı bölümde, ''Yargının görevi hukuki denetim yapmaktır. Bunun yerine, yerindelik denetimi yapılması, yargının siyasallaşması anlamına gelir. Yargı görevini yaparken, bağımsız olduğu kadar tarafsız da olmalıdır'' ifadelerinin yer aldığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan'a soruyorum: Hangi yargı yerindelik denetimini, hangi kararla yaptı, Dubai kuleleriyle mi yoksa Oferle mi ilgili yaptı?'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, AB İlerleme Raporunda, ''Yargının bağımsız, tarafsız ve etkin bir şekilde işlemesine engel olan unsurlar, mevcudiyetini korumaktadır'' denildiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Gönül ister ki Sayın Başbakan şunları söylesin: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK) hiçbir bürokrat, siyasetçi girmeyecek, HSYK'nın ayrı sekretaryası ve bütçesi olacak, Adalat Bakanlığı müfettişleri, HSYK'ya bağlanacak. Yargıç kendi özgür güvencesine kavuşmuş olacak. Başbakan bunları söylerse, teşekkür ederiz. Başbakan, yolsuzluklardan da şikayet ediyor. Enerji ihaleleriyle ilgili 3 rapor var; 2,2 milyar dolarlık zarar var. Bu 3 rapora karşı, 5 dolarlık tahsilat yapıldı mı? TÜPRAŞ'ın 14,76'lık hissesi konusunda, Cumhuriyet tarihinde bir yolsuzluk ilk kez bir mahkeme kararıyla tescil edildi. Kim yolsuzluklarla mücadele ediyor? 14,76'lık pay geri alındı mı? Alınamaz da.''
''TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMDEN VERGİ ALINIRKEN.''
CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, ''Bizim hükümetimiz, Cumhuriyet tarihimizin en parlak dönemlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir'' denildiğini belirterek, ''Irak'a girmeyeceğiz diye, 1 milyar dolarlık bağış karşılığında imza atan bir hükümet, nasıl oluyor da cumhuriyet tarihinin en parlak hükümeti olabiliyor? Türk askerinin başına çuval geçirilen bir hükümet, nasıl oluyor da en parlak hükümet olabiliyor? 'Bu adamı delikten aşağı süpürmeyin, kullanın' diyen bir danışmanı çalıştıran bir arkadaş, nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti'nin en parlak hükümetlerinden biri olarak bize takdim edilebilir?'' sorularını yöneltti.
Kemal Kılıçdaroğlu, tüyü bitmemiş yetimden vergi alınırken, milyarlarca dolar faiz geliri elde edenlerin neden vergi vermediğini, bunun bir kapitülasyon olup olmadığını sordu. Hükümet programında, ihracatın 97 milyar dolara çıktığının belirtildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, buna rağmen ithalatla ilgili bilgi verilmediğini öne sürdü.