CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, “Birileri karşılarında bir krema görmek isteyebilirler ama ben bu çatıya pasta yapmaya gelmedim. Ben bu çatıya iktidarın tehlikeli sularda seyrini denetlemeye geldim. Ben bir krema değil, pasta değil, bir demir leblebi olmayı tercih ediyorum” dedi.
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, uzun bir süredir gizli izleme ve dinlemelerin yapıldığını belirterek, “Bunlar arşivleniyor. Yeri ve zamanı geldiğini düşündüğünde de uygun diyalog pasajları hep aynı medya araçlarında tam bir senkron ve ağız birliği içinde kamuoyuna servis ediliyor” dedi.

-“ONCA ELEMANLARI KİMLER GÖREVLENDİRDİ?”-

Hukuk dışı izleme ve dinlemelerin sıradan çete organizasyonlarıyla sıradan donanımlarla yapılmasının mümkün olmadığını ifade eden Tarhan, şöyle dedi:
“Karanlık onca elemanları kimler görevlendirmiştir, maaşlarını kimler verir, kimlere bağlıdırlar? Bunları araştırma ihtiyacını hisseden nedense kimse yoktur. Çünkü araştırması gerekenler belli ki suça ortaktır. Son ortam dinlemesiyle tespit edilmiş konuşmaların zamanlaması düşünüldüğünde de hangi gündeme yanıt oluşturduğu çok açıktır.”

-“BAM TELİNE BASTIK”-

“Demokratikleşme konusunda samimiyetsizlikleri ortaya çıkınca rehine pazarlığına çevirmeyin dedik. Bam teline bastık” diyen Tarhan, şöyle dedi:
“Önce yandaş gazetelerinde Tarhan’ın önlenemez yükselişi diyerek işaret fişeğini patlattılar. Ardından referandum ve seçim öncesi hep uyguladıkları çirkin senaryoyu sahneye koydular. Ev, kamuya açık alan demeden peşimize saldıkları karanlık adamları ile sinsice özel alanlarımızı, sohbetlerimizi yasadışı dinlemişlerdi, izlemişlerdi, bunu söylemiştik. O zaman bıyık altından gülenlerdi onlar ve sıkıştıklarında da devreye soktular.”

-“BUNCA HIRSIZ, UĞURSUZ VARKEN TEK DERDİ KÜPÜNÜ DOLDURMAK OLANLAR VARKEN BİZİ NİYE DİNLEDİLER”-

“Bunca hırsız, uğursuz varken tek derdi küpünü doldurmak olanlar varken bizi niye dinlediler” diyen Tarhan, “TV röportajlarında aldığım nefes bile önüne tape edilerek konulan bakana sorun. Araştırmacı gazeteci yok mu bu ülkede, doğru Uğur Mumcu gibi olanları katlettiler, kalmadı. Şimdiki yöntemleri ise dinleme bankaları oluşturmak” dedi.

-“DİMDİK DURDUK, İŞTE BUNDAN DİNLENDİK”-

“Biz dimdik durduk farkımız budur. İşte bundan dinlendik” diyen Tarhan, şöyle devam etti:
“Dosta düşmana buradan ilan ediyorum arkadaşlar. Pekala, dinleyin, araştırın, silkeleyin ama önce bilgi vereyim size eski arabam ve malvarlığım ne yazık ki sizi hayal kırıklığı yaratacak.
Tam bir hayal kırıklığı yaşayacaksınız üzgünüm soyum da boyumda ilginize mazhar olamayacak kadar sıradan. Buradan ilan ediyorum bu korkaklara. Biz demokrasi kılığında başka bir düzeni hedefleyen AKP’ye biat etmek için yargıç olmamıştık. Hukuka düşman bir iktidarın muazzam iktidar gücüyle bir meslek örgütünü hedefine koymasının ardında yatan neden neydi dersiniz, bu hedefe kilitlenen ve önüne çıkan her şeyi devirme, PKK ile yan yana koyarak itibarsızlaştırma, halledeceği tehditlerinin ardında ne yatıyordu.”

-“DEMOKRASİ İÇİN MİLİTANCA MI EVET BÖYLE DİRENECEKTİK”-

“Demokrasi için militanca mı, evet, böyle direnecektik” diyen Tarhan, “Peşimizdeki karanlık adamlara her sabah evimizden ardımıza düşen araçlara, kocakulaklara, tehditlere, vaatlere muazzam iktidar gücüne karşı elimizdeki tek silah bilgi ve cesaretti, bununla direndik. Biz kimsenin yargıcı olmak istemedik” dedi.

-“DEMOKRASİNİN MİLİTANIYIM”-

Birilerinin iktidar gücü karşısında pısabileceğini, susabileceğini, jöle kıvamına gelebileceğini savunan Tarhan, “Ancak biz mücadelemizi bilgiyle çalışarak halka anlatarak dimdik yaptık. Ben de böyle devam edeceğim. Aksi halde 28 Şubat sonrası konulan postalara, bizi fişleme girişimlerine de direnemezdik. Toplu brifinglere katılıp şimdi ortalarda demokrat diye dolaşıp kürsü kapmaya yarışana girenlerden de bir farkımız kalmazdı. Bizi de gizli gizli dinlemezlerdi. Ve ben yaşamımın her döneminde militan ruhumu hiç ama hiç kaybetmedim. İşte bu yüzden demokrasinin ve bağımsızlığın militanıyım” dedi.

-“BEN BU ÇATIYA PASTA YAPMAYA GELMEDİM”-

Birilerinin beğenmeyebileceğini, rahatsız olabileceğini, selam sabahı da kesebileceğine işaret eden Tarhan, “Ancak yargıçlığı nasıl yaptıysam siyaseti de öyle yapacağım. Adaletle ve ilkelerle. Birileri siyasetin yazılı olmayan kurallarını hatırlatabilir. Her yere gülücük dağıtanlardan hoşlananlar olabilir. Birileri karşılarında bir krema görmek isteyebilirler ama ben bu çatıya pasta yapmaya gelmedim. Ben bu çatıya iktidarın tehlikeli sularda seyrini denetlemeye geldim. Halkın görevlendirmesiyle geldim. Ben bir krema değil, pasta değil, bir demir leblebi olmayı tercih ediyorum” dedi.

-KİMSENİN HADDİ DEĞİL”-

“Bu korku toplumunu yaratma cürmünün lekesini yüzünde taşıyanların ve başka hiç kimsenin bana edep ve adap dersi vermek haddi değildir” diyen Tarhan, “Çünkü sabahın beşinden gecenin yarısına kadar elleri kanayıncaya kadar çalışıp çocuklarını okutan bir emekçinin kızıyım. Çünkü Mustafa Kemal’in kurduğu hukuk mektebinden mezun oldum” dedi. (ANKA)