9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Ergenekon bugün henüz daha ne olduğu, ne yaptığı, neyi yapmak istediği, yapmak istediği şeyi nasıl yapacağı konusunda net olmayan bir imaja sahip bir olaydır. Mahkeme bunların hepsini aydınlığa kavuşturacaktır. Ve mahkeme Türkiye'de iki devlet mi var, yani bir devlet bir de derin devlet, yoksa tek bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti mi var, bunları da ortaya koyacaktır" dedi.
Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Çetin Özaçıkgöz ve Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri, 28 Kasım 1964 yılında Adalet Partisi Genel Başkanlığı'na seçilmesinin yıldönümü dolayısıyla Demirel'i ziyaret etti.
Süleyman Demirel, kabulde yaptığı konuşmada, DYP'nin Türk siyasi yaşamındaki önemine ve taşıdığı misyona dikkati çekerek, yöneticilerine çalışmalarında başarılar diledi.
Türkiye'nin çok partili siyasi yaşama geçiş süreci ve bunun zorluklarını anlatan Demirel, Büyük Atatürk'ün Türk milletine "çok güzel bir yol gösterdiğini", halkın egemenliğine dayanan cumhuriyeti kurduğunu belirtti.
Bir ülkenin gelişmesinin iyi idare ile olacağını vurgulayan Demirel, 'İyi idare halkın içerisinden çıkacak yönetimlerle halkın iradesine dayanan yönetimlerle olur" dedi.
Adalet Partisi'nin siyaset sürecini de anlatan Demirel, siyasette dalgalanmaların doğal olduğunu kaydetti. Demirel, 1980 sonrasında siyasi partilerin kapatıldığını ifade ederek, "Bugün Türkiye onun sıkıntılarını çekmektedir. Partiler, parçalandı, orta sağ da parçalandı, orta sol da parçalandı. Partileri parçalamak kolay ama birleştirmek daha zor. Partileri halk bütünleştirecek. Şimdi yaşadığımız dönem hala partilerin parçalı olduğu, siyasetin parçalı olduğu dönemdir. Siyasetin zor olduğu bir dönemdir" diye konuştu.
DYP'li yöneticilerin bir misyonunun ve geleneğin sahipleri olduklarını aktaran Demirel, tüm zorluklara rağmen sorumluluk içinde çalıştıklarını bildirdi.
Özaçıkgöz de Demirel'in 28 Kasım 1964 tarihinde Adalet Partisi Genel Başkanlığı'na seçilmesinin Türkiye'nin siyasi tarihinde dönüm noktalarından biri olduğunu belirterek, bu günü kutlamak amacıyla ziyarette bulunduklarını söyledi.
Demirel'in Türkiye'ye ışık tutan bir lider olduğunu ifade eden Özaçı kgöz, kendilerinin de onun misyonuyla yollarına devam ettiklerini kaydetti.
DYP'nin çalışmaları ve parti programı hakkında da bilgi veren Özaçıkgöz, tüm zorluklara ve olumsuz koşullara rağmen yollarına kararlılıkla devam edeceklerini bildirdi.

Kabulde gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Demirel, "1993 yılında Bingöl'de 33 askerin terör örgütü üyelerince şehit edilmesi olayı" hatırlatılarak, "Bu dönemde Milli Güvenlik Kurulu'nda genel affın konuşulduğu, ancak olayın ardından rafa kalktığı söyleniyor. Bu konuda değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Milli Güvenlik Kurulu af müessesi değildir. Af, TBMM'ye aittir. Böyle bir teklif düşünülmüş de değildir, hazırlanmış da değildir. Bu fevkalade acı hadisenin ne evvelinde ne sonrasında af söz konusu olmamıştır. Esasen cinayetleri, ülkenin askerine, polisine silah çekmeyi, masum insanları katleden, şehit edenleri affederek önlenebileceğine dair dünyada tek bir örnek yoktur. Öyle bir şey olmamıştır. Bunlar, aradan 15 sene geçmiş, 15 sene sonra bazı mihrakların kamuoyu önüne bazı konuları getirerek zihin karıştırmasından başka bir işe yaramaz."

Demirel, "Ergenekon-PKK ilişkisi" iddialarına ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı:
"Ergenekon bugün henüz daha ne olduğu, ne yaptığı, neyi yapmak istediği, yapmak istediği şeyi nasıl yapacağı konusunda net olmayan bir imaja sahip bir olaydır. Mahkemede bir olaydır, mahkeme bunların hepsini aydınlığa kavuşturacaktır. Ve mahkeme Türkiye'de iki devlet mi var, yani bir devlet bir de derin devlet, yoksa tek bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti mi var, bunları da ortaya koyacaktır. Ergenekon davası veya hadisesi diyelim Türkiye'de devlet düzenindeki bütün spekülasyonları kaldıracaktır. Devletini her fırsatta bu kadar küçü k düşürmeye niyetlenen bir ülke olmaz, devlet herkese lazımdır. Eğer lazım olduğunda devlet fonksiyonunu yapamaz duruma getirilmişse çok geç kalınmıştır. Onun için Türkiye'nin demokratik kurallarını, kurumlarını koruması ve onun itibarını güçlü tutması lazım. Her vesileyi devleti kötülemek için fırsat saymayı üzüntüyle karşılıyorum."

Demirel, bir başka soru üzerine de Türkiye'de halkın siyasete sahip çıkması gerektiğini, siyasetin halkla devlet arasında köprü olduğunu söyledi. Bir ülkenin yönetiminde siyasi partilerin vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Demirel, çoğulcu sistemin işleyebilmesi için medyanın da fonksiyonunu yerine getirmesi gerektiğini kaydetti.
Demirel, DYP Genel Başkanı Özaçıkgöz ve GİK üyelerinin ardından hayırsever iş adamı Tahsin Tarhan'ı da kabul etti. Tarhan, kabulde kendisinin ortaokulu yarıda bırakarak otomobil sektöründe çalışmaya başladığını, "tamirci çırağı" olarak başladığı iş hayatında fabrika sahibi olduğunu anlattı. Tarhan, eğitimin önemine değinerek, kendisinin eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kaldığını ancak başka çocuklar için Gebze'de bir okul yaptırdığını kaydetti.
Süleyman Demirel de Tarhan'ın yaşamının herkese örnek olması gerektiğini vurgulayarak, hayırsever iş adamının Türkiye Cumhuriyeti'nin tanıdığı fırsat eşitliğini iyi kullanarak, ülkesine ve milletine yararlı hizmetler verdiğini söyledi.