Derin devlet kavramı, yıllardır tartışılıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın son açıklamaları, bu gizemli kavramı bir kez daha ülke gündemine taşıdı. Ancak kamuoyunda 'derin devletin ne olduğu' konusunda henüz ortak bir tanım yok. Kimine göre 'Ergenekon', kimine göre psikolojik savaşı organize eden üst bir kurum.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 'Cumhuriyet'i kuran asker' nitelendirmesini yaparken, eski başbakanlardan merhum Bülent Ecevit, 'kontrgerilla' adını uygun görmüştü. Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Ercan Çitlioğlu ise 'derin devlet' diye bir örgütün olduğuna ihtimal vermiyor. Çitlioğlu'na göre kendilerini devlet yerine koyarak, olmayan yetkileri kendilerine izafe edenler var.
Tanımlar konusunda farklılıklar olsa da, "bu konuda artık adım atılmalı" görüşü, kamuoyunun ortak beklentisi haline gelmiş durumda. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu tür olayların tam olarak ortaya çıkarılabilmesi için toplumun tüm kesimlerinin meseleye eğilmesinin şart olduğunu söylerken, DYP lideri Mehmet Ağar, Başbakan'ı bu konuda araştırma ve soruşturma yapmaya davet ediyor.
Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi Fikri Sağlar da, Susurluk Raporu'nda ortaya koydukları kirli ilişki ağının çözülmesi gerektiğini vurguluyor. Emekli Albay Ümit Kardaş ise şu çağrıyı yapıyor: "Bu ayıbı artık temizlemeliyiz. Ağır bedeller ödedik. Varsa bir çete, o çeteyi darmadağın edelim. Neyse, kimse, karşımıza kim çıkarsa, korkmadan üzerine gidelim."
Batı'da gladyo türü örgütlerin deşifre edildiğini belirten Ümit Kardaş, Türkiye'de derin devletin çözülemediğine işaret ediyor. Susurluk davasını buna örnek gösteriyor. Şemdinli'de bir kırılma olduğu; ancak bu olayın da üzerine gidilemediğinin altını çizen emekli Albay, Danıştay saldırısı ve Dink cinayetinin arkasında da statükonun devamını isteyen birtakım güçlerin olduğunu düşünüyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Dr. Sedat Laçiner, AK Parti döneminde bu tür olayların arttığına işaret ediyor. Laçiner, bunların çözülmesi için Meclis'te bir komisyon kurulmasını öneriyor.
Derin devleti, kurumsallaşmış bir çıkar ve siyasi şebeke olarak tanımlayan USAK Başkanı, bu ikili yapıya bir de yurtdışındaki uzantıları ekliyor. 'Türkiye'de derin devlet yok' iddialarına ise sert çıkıyor: "Derin devletin olmadığını söyleyenler ya ahmaktır, kördür ya da bildikleri bir şey var ve bunu saklıyorlar." 20. dönemde oluşturulan Susurluk Komisyonu üyesi ve eski milletvekili Fikri Sağlar ise Erdoğan'ın derin devlet ile ilgili açıklama yapmasını 'başlı başına cesaret' olarak değerlendiriyor. "Çeteleşme tabii ki var. Devletin çete kurduğunu yargı tescilledi." diyen Sağlar, söz konusu açıklamaların arkasının getirilmesini istiyor.
Türkiye'de hangi kurumun çeteleştiğinin Susurluk Raporu'nda yer aldığına işaret eden Sağlar, şöyle devam ediyor: "Daha önce bu konuya duyarlı olan başbakanlar da benzer lafları söyledi. Ama gerisini getirmediler. Çünkü derin devlet ne olduklarını gösterdi ve susmak zorunda kaldılar. Başbakan Erdoğan, Susurluk Komisyonu'nun çıkardığı raporu bir kez daha okusun, incelesin. Orada ortaya konulan argümanların üzerine giderek önemli bir noktaya ulaşacağını düşünüyorum. Derin devletin fotoğrafını ortaya çıkarır."
DENİZ BAYKAL: Sadece siyaset yetmiyor, devletin tüm kurumları meseleye eğilmeli
CHP lideri Deniz Baykal, Türkiye'yi sarsan provokatif olayların tam olarak ortaya çıkarılabilmesi için toplumun tüm kesimlerinin meseleye eğilmesinin şart olduğunu düşünüyor. "Bu tür olaylar Meclis zemininde tartışılabilir. Ancak sadece siyasi tartışmayla bu konular çözülmüyor." diyen Baykal, siyaset kurumunun yanı sıra, devlet kurumlarının, medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının elbirliği yaparak sorunların üstüne gitmesi gerektiğini vurguluyor. Dink cinayeti sonrası böyle bir girişim başlatılması gerekirken Erdoğan'ın sorulara 'derin devlet' cevapları verdiğini belirten Baykal, "Derin devlet diyeceğine, kerat cetvelinin gereğini yap. Türkiye'de bunlar oluyor, Başbakan Habeşistan'da, Habeşlileri kurtarma peşinde." şeklinde konuşuyor.
MEHMET AĞAR: Devleti, Erdoğan yönetiyor elini tutan mı var?
DYP lideri Mehmet Ağar, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Yürütme olarak belli bir yere kadar gidebiliyoruz." sözüne tepki gösteriyor. Ağar, şu görüşü dile getiriyor: "Başbakan'ın elini tutan mı var acaba? Kendi yönettiği mekanizmayı eleştirmek, kendi yönettiği mekanizmada başarısız ve acz içinde olduğunu ifade etmek durumunda olan bir başbakanı Türkiye ilk defa görüyor. Bir daha da görmeyecek zaten. Öbür seçimde varsa bir çeteleşme bunları darmadağın edecek birisini getirip millet başbakan yapacak."
ÜMİT KARDAŞ: Batı'da gladyo türü örgütler deşifre edildi. Bu ayıbı biz de artık temizlemeliyiz.
SEDAT LAÇİNER: Derin devlet, kurumsallaşmış bir çıkar şebekesi. Yok diyen ya kör ya bildiğini saklıyor.
FİKRİ SAĞLAR: Hangi kurumun içinde çete olduğu Susurluk Raporun-da var. Erdoğan, raporu okusun.