Konuşmasında muhalefete yüklenen Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile başlayan "memur" atışmasına burada da devam etti. Erdoğan Kılıçdaroğlu’na şu sözlerle yüklendi...
Miting alanından hemşerilerine seslenen Erdoğan, "Hiç şüphesiz olmasın bu kardeşiniz ne Rize'nin ne Türkiye'nin boynunu yere eğdirmedi. Rize dostuna dost, kardeşine kardeştir. Ama gerektiğinde Karadeniz gibi coşmayı da bilir, Kaçkar gibi kükremeyi de bilir. 7.5 yıldır milletin emanetini bu anlayışla koruyoruz, uzanan ellere 'dur' diyoruz" dedi.
Dış politikada hukuku adaleti savunduklarını söyleyen Erdoğan, "Uluslararası sistem dediler, eksen kayması dediler. Türkiye sussun, gündem belirlemesin dediler. Gerektiğinde Mevlana'nın, gerektiğinde Pirsultan'ın, Dadaloğlu'nun, Yavuz Sultan Selim'in, Kanuni'nin, Gazi Mustafa Kemal'in sesiyle konuştuk" dedi. Batının etkili gazetelerinde Türkiye'yi öven yazılardan örnekler veren Erdoğan, "İnancınızla bunu siz sağladınız. Şahsınızda tüm Türkiye'ye soruyorum; Çetelerle, mafyayla, hukuk dışılıkla mücadelede yanımızda mısınız? İtibarlı, güçlü bir Türkiye için yanımızda mısınız? Özgürlüklere, ileri demokrasiye, milli iradenin güçlenmesine evet mi? 12 Eylül'den hesap sormaya evet mi, bir daha 12 Eylüllerin yaşanmaması için evet mi, Bir daha 27 mayısların yaşanmaması için evet mi?" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NA YANIT
Türkiye'yi büyütme mücadalesinde karşılarına her zaman engeller çıkarıldığını söyleyen Erdoğan, "En son bize ne diyorlar biliyor musun; 'Bak çok ileri gidiyorsun. Adnan Menderes'in akıbetini biliyorsun değil mi? Senin de akıbetin öyle olur' diyorlar. Kirli tezgahlarla, korkutmaya, caydırmaya, yolumuzdan çevirmeye çalışıyorlar. Bu tehditlerin bizim kitabımızda yeri yok. Biz kader kitabına inanarak, beyaz kefenimizi yanımıza alarak yola çıktık" dedi.
CHP Genrel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini Yüce Divan'a göndermekle tehdit etitğini ileri süren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben de diyorum ki; Bay Kemal, abdestinden şüphesi olanın namazından şüphesi olur. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz.
SÜTÜ BOZUKLARIN OLUŞTURDUĞU İKTİDAR DEĞİLDİ BİZİM İKTİDARIMIZ"
Ben İstanbul Belediye Başkanlığı'nı CHP'li belediyeden aldım. 2.5 milyar dolar borçla aldım. 1.3 milyar dolarla devrettim. Çöp dağları içinde devraldım, ama tertemiz bir İstanbul bıraktım. Hava kirliliği içinde maskeyle dolaşılan bir İstanbul vardı ama tertemiz havalı bir İstanbul bıraktım. Suyu olmayan bir İstanbul vardı. Sen hangi yüzle kalkıyorsun da bizi yolsuzlukla nitelendiriyorsun? Bunları biz nelerle yaptık, hangi imkanlarla yaptık. Başta da benim iktidarım yoktu o zaman. Buna rağmen yaptık. Çünkü sütü bozukların oluşturduğu bir iktidar değildi bizim iktidarımız. Çetelere, hortumculara fırsat vermedik ve tüm hizmetleri İstanbulumuza yaptık. Şimdi de tüm Türkiye'ye yapıyoruz."
"MHP BİZİMLE HAREKET ETMELİ"
Üniversitede başörtüsünün serbest olmasına ilişkin Meclis'ten MHP'yle birlikte 411 oyla kanun çıkarıldığını, ancak CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne giderek bunu iptal ettirdiğini söyleyen Erdoğan, "Şimdi CHP'nin genel başkanı çıkmış, başörtü meselesini halledeceğini söylüyor. İnanıyor musunuz?" diye sondu.
Referandumda MHP'nin kendileriyle birlikte haraket etmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Şimdi gitti 411'deki itirazcıların yanına takıldı. Burada iptal edilen milletin, meclisin iradesi değil miydi? MHP'nin iradesi değil miydi? MHP yönetimi böyle bir tutum takınabilir. Ancak MHP'yi destekleyenler olan biteni çok iyi görüyor. CHP'nin 27 Mayıs öncesi yüklendiği rolü şimdi MHP üst yönetimi yüklenmiş" dedi.
Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun kendisine 'din istismarı yapma' dediğini de hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bay Kemal, istismar neye denir biliyor musun? İnanmadığın, yaşamadığın halde birilerini aldatmak için bir şeyi yapıyorsan buna istismar denir. Ama senin normal yaşamın buysa buna istismar demeye senin bir defa kalibren yetmez. İstismar dahi olsa senin bu yaşamın içinde olmanı takdir ederim. Senden önce eski genel başkanınla gittiniz, çarşaflı kardeşlerime rozet taktınız. Sonra tekme tokat CHP otobüsünden dışarı attınız onları. Çünkü siz istismarcıydınız, samimi değildiniz. Aynı şeyi parlamentoda yaptınız. 411'le geçti de Anayasa Mahkemesi'ne uzaylılar mı götürdü bunu? Senin de bunun altında imzan yok muydu Bay Kemal? Beni Yüce Divan'a göndereceklermiş. Bay Kemal ne diyorsa, bay Bahçeli de aynı şeyi söylüyor."
"BAY KEMAL'İN BABASI SAĞ OLSAYDI"
Kemal Kılıçdaroğlu'nın babasına sözü getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Bay Kemal'in rahmetli babası bugün hayatta olsa, Ergenekon terör örgütüne avukatlık yapan oğluna ne derdi? O muhterem babası Türkiye Başbakanı'na kalpazan diyen oğluna, 'Eline diline beline sahip ol' demez miydi? Yoksa Bay Kemal'in muhterem babası 'Evladım CHP'ye genel başkan olmuşsun ammaaa' mı derdi? Her yerde benim maaşımı anlatıyor. İkimiz de aynı maaşı alıyoruz. Sen memur, ben işçi emeklisiyim. Başbakan olmam sebebiyle aldığım artı para ne biliyor musunuz? 280 lira. Başbakanlık makamı sebebiyle aldığım para bu. Milletvekili ve emekli maaşım var bir de. Gizlememe gerek yok ki: Abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun."
'MEMUR KEMAL' TARTIŞMASI
Başbakan Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ile girdiği 'memur' polemiğine de değinerek, şöyle dedi:
"Geçenlerde 'Memur Kemal' dedim. Akıl hocaları bunu nasıl ranta dönüştürürüz dediler. Memur kelimesi çok başka. Ben, işçi memur Bağkurlu ile gurur duyan insanım. En çok memurun alındığı dönemi yaşıyoruz. Kadronun yüzde 50'sini eğitime ayırıyoruz. Bay Kemal şu anda yaşayan bir memur olsan bununla gurur duyarsın. Ama sen memur değil, emeklisin. Seçimle gelmişsin ama kendini hala memur sandalyesinde zannediyorsun. Zaten o koltukta bulunduğun zamanda da 9 yıl SKK genel müdürlüğünü iflasa götürdün sen. Hep zarar. Yolsuzluklar o dönemde. Demek ki sen başarılı bir bürokrat da olamamışsın. Ahbab-ı yaranını oraya doldurmakla, ideolojine uygun insanları oraya doldurmakla geçirmişsin. Milletin hizmetkarı olamamışsın. Şimdi de CHP'nin statükocu zihniyetinin memurusun. Ben o anlamda sana memur diyorum. Partinin içinde birilerinin memurusun. 'Yes - no' hikayesini biliyorsunuz. Onu karıştıranların memurusun. Memur kelimesini aşağılama olarak görmesi memur kardeşlerimize saygısızlıktır. Çünkü sen iyi bir örnek teşkil etmedin. CHP tarihi boyunca atanmışlarla seçilmişler arasındaki farkı hiç anlayamadı. Tek partili dönemde CHP il başkanları aynı zamanda valiydi. Bunlar demokrasiyi yeni yeni öğreniyorlar. Bunlar hala o dönemde yaşıyorlar."
Anayasa değişikliği paketini anlatırken kadınlara pozitif ayrımcılık konusuna değinen Erdoğan, "Hanım kardeşlerimize haklar veriyoruz. Nasıldı Karadeniz'de? Erkeğe yük taşıtmazdı hanım kardeşlerimiz. Alacasun sepeti arkana, çay taşıyacasun, ot yaşıyacasun. Erkek kahveye oyun oynayacak. Artık bunlar değişecek. Hanım kardeşlerimizin hakları Anasayal güvence altına alınıyor" dedi.
Sözleri sık sık 'Vur vur inlesin Bay Kemal dinlesin' sloganlarıyla kesilen Erdoğan konuşmasının sonunda hemşehrilerinden referandumda 'evet' oyi vererek 'sandıkları patlatma' sözü aldı ve karanfil dağıtarak mitingi sonlandırdı.
Erdoğan kürsüden ayrılmadan önce de, Kılıçdaroğlu'na yönelik, 'Bay Kemal geçenlerde kahvenin rengini öğrenmiş. Bize anamızın ak sütü gibi beyaz lazım, beyaz. Ak diyoruz ak. Bembeyaz yeni bir sayfa açalım. Her evet demokrasiye davettir" dedi.