YİĞİT BULUT
Her şeyden önce şunu belirteyim Türk Milleti adına özür dilemek kimsenin “haddi olmadığı” gibi böyle provokasyon kokan bir “çıkışın da” kimseye faydası yok!
Ermenistan ile “iyi geçinmek” amaç ise Cumhurbaşkanı “elinden geleni” fazlasıyla yaptı, bundan sonrası “taviz” sınırını geçer. Artık adım atması gereken taraf onlar.
Peki Ermeniler ile “kalıcı iyi dokular” tesis edilmesin mi?
Tarihi sorgulayalım, kim nerede hata yapmış “bilimsel” yöntemler ile bulup çıkaralım, iyi olma yolunda adımlar atalım. Kavga ve kin kimseye yarar sağlamaz.
Peki neler yapılabilir?
Bu köşede daha önce bahsettim şimdi detaylandıracağım. Tarih “çok farklı” gelişmiş olabilir. Bize “ezbere anlatılanlar” veya “onları dolduranlar” belki de bazı şeylerin üstünü örtmeye çalışıyor olabilirler.
Gelelim tarihi bazı detaylara...
Osmanlı’da ilk “gizli teşkilatlanma” Osmanlı’nın 1900’lü yılların başından 1919’a kadar etkisinde kaldığı Almanlar tarafından tesis ediliyor...
Kilit isim Baron Rudolf Von Sobbettondort... Bu kişi hem Türk hem de Alman vatandaşı...
Osmanlı son zamanlarda Alman nüfuzu altında ve bunun oluşmasında gizli bir örgütün çok büyük...
Gizli örgütlenme “o kadar iddialı ki” o dönemde özgürlükçü fikirleri destekleyen Bektaşi tarikatının bile içine sızıyorlar... 1826’dan beri gizliliğe itildiği için masonlarla da oldukça yakınlar...
Baron, hem Bektaşi, hem mason... Ve son döneminde hem Osmanlı hem de Alman aristokrasisini esir alan gizli bir örgütün tepe yöneticisi... Almanya’da Thule olarak bilinen bu örgütün Türkiye’deki adı kimilerine göre “Ergenekon”...
Almanya’da Alman milliyetçiliğini yönlendiren örgüt, Türkiye’de de Türk milliyetçiliğini zorluyor... Almanya’nın pagan kökenlerine inmesini düşünen örgüt, Türkiye’de de şamanizmi canlandırmaya çalışıyor... Her iki örgütte “komünizme” karşı ve halkın desteğini alamayacak sahte komünist partiler kurmak esas... Burada bir not düşelim: o dönemde Alman kökenli bir komünizmle mücadele politikası esastı, 1945 sonrası aynı ruh Amerikan esaslı bir mücadeleye dönüştü...
Peki bunların “Ermenilerle meselemizle” ne alakası var?
Arz edeceğim... Ama biraz daha bilgi vereyim...
Sevgili dostlar, o döneme ait önemli detaylar bunlarla da bitmiyor. Ermeni araştırmaları enstitüsünün belgesinden devam edelim
“...1915 yılı başlangıcından itibaren Alman Büyük Karargahı’nda yapılan değerlendirmeler, üst komuta kademesi tüm savaş boyunca Almanlar’a teslim edilen Osmanlı ordusu ve en önemlisi bir Alman tarafından yönetilen Osmanlı Genelkurmay Başkanlığı gibi etkenler sonucunda Osmanlı Ordusu kendi ülkesini korumaktan çok, Alman ütopyasına hizmet eder hale gelmişti...Bu süreç “Ermenilerin geçici bir süre zorunlu göç ettirilmesiyle” sonuçlanan 1915 Geçici Yasası’nın çıkarılmasına kadar net olarak devam etti... Bu dönemde Osmanlı Genelkurmay Başkanı ve İkinci Başkanı dahil olmak üzere komuta kademesinin büyük bir bölümü Alman generallerden oluşuyordu... Dönemin en güçlü ismi şüphesiz Enver Paşa’ydı...”
Sevgili dostlar, sanırım biraz arz edebildim...
Aslında irdelenmesi gereken şaşırtıcı detaylar bu kadar da değil. Yine aynı Almanya, Berlin’de 15 Mart 1921 tarihinde Talat Paşa’yı şehit eden Ermeni teröristi, Alman Mahkemesi’nde yargılandıktan sonra haklı görülüp beraat ettirmiştir... Ne kadar güzel “Osmanlıyı yer değiştirmeye alet et, sonra da Osmanlı Paşası’nı vuranı” haklı bul!
Sonuçlar
1- 1900’lü yılların başından Osmanlı Devleti’ni kontrol etmeye çalışan ve özellikle 1911’den itibaren “orduya sızan” bir Alman örgütlenmesi kesin.
2- Örgütü kuran Baron Rudolf Von Sobbettondort.
3- Bu örgüt 1914 sonrası öyle güçlü bir hale geliyor ki Osmanlı Genelkurmay Başkanı ve 2. Başkanı bile Alman generallerden atanıyor.
4- Ermeniler ile ilgili her kararı da “kötü bir şey yapıldı” anlamında söylemiyorum, her kararı, bu örgüte “bağlı Alman generaller” veriyor!
Son söz : Tekrar ediyorum Türk Milleti adına özür dilemek, Soros destekli “çakma aydınların” haddi değil! Cesaretle birlikte geçmişi sorgulayalım ve gerçekler ortaya çıksın!
Son Tez: Burada Türkler ile Ermenilerin “arasını” yüzyıla yakın bir süre sonra düzeltebilecek çok önemli bir tez ortaya çıkıyor: “Ermeni yer değiştirmesi Almanların aldığı bir karar” ve uygulayan da Alman generali olan Osmanlı Genelkurmay Başkanı.