Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,9344
EURO
44,2717
IMKB
9.356,000
ALTIN
4.203,630
 
Hava Durumu ANKARA
10 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
EĞİTİMCİLERDEN BAKAN ÇELİK'E ZAYIF NOT
EĞİTİMCİLERDEN BAKAN ÇELİK E ZAYIF NOT
 
Bağımsız Eğitimciler Sendikası yaptığı Eğitim7de yıl sonu değerlendirme toplantısında Bakan Çelik'in sadece konuştuğunu hiç bir önemli şeyi gerçekleştirmediğini, CHP'nin ise tavırları ile atatürk'ün partisi olmaktan çıktığını ve Unakıtanı da yılın en cimri Bakanı olarak belirttiler
 
10.6.2005 - 16:28

Sendika Genel Başkanı Gürkan Avcı, yaptığı basın toplantısında şu değerlendirmede bulundu. "Bugün 10 milyon 565 bini ilköğretim, 3 milyon 39 bini ortaöğretimde, 435 bini okul öncesi,   3 milyon 451 bini de yaygın eğitim öğrencisi karnesini almış ve 576 bini öğretmen olmak üzere 740 bin Eğitim çalışanı 3 ay sürecek yaz tatiline girmiştir. Bu eğitim yılı YÖK yasası, taşımalı eğitim, meslek liseleri, öğretmenlere rütbe, sözleşmeli öğretmen, tayin çilesi, kayıt çilesi, haksız tayin ve terfiler,   ücretsiz kitap dağıtımı tartışmaları arasında çözümlenemeyen sorunlarıyla birlikte başladı ve bitti. Türkiye'deki eğitim manzarası yine değişmedi.

Milli Eğitim Bakanlığı eğitim sistemimizde büyük değişiklikler yapmak istemektedir. Geleneksel olarak bu tür değişiklikler yapılmadan önce Milli Eğitim Şuraları toplanır ve eğitimcilerin, bilim adamlarının, basından ve ilgili kurumların temsilcilerinden görüşler alınır, kamuoyu yaratılırdı. Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik kamuoyundan tepki görmek istemiyorsa, hemen Milli Eğitim Şurasını toplamalı ve düşündüğü yenilikleri burada tartışmaya açmalıdır. Örneğin, yüzbinlerce öğretmenin tek meslek hastalıkları hastanesi olan ve Atatürk'ün biz öğretmenlere hediye ettiği VALİDEBAĞ Öğretmen Hastanesi kimseye sormadan Sağlık Bakanlığına devredilmiştir.

Ve yine Sağlık Eğitim Merkezleri Sağlık Bakanlığına devredilmiştir. Kesintisiz eğitim sistemi ve ardından YÖK'ün başlattığı ÖSS'ye girişte katsayı uygulaması, hükümetin hedefinin aksine düz liseler lehine dengeleri bozmuş ve hızla sanayileşme yolunda ara elemana ihtiyaç duyan ülkemizde ciddi sorunlara yol açacağını ortaya çıkmıştır.

300 kadar Sağlık Meslek Lisesi, Mili Eğitim Bakanlığına takas edilmiştir. Kanımca Sağlık Bakanlığı Sağlık Meslek Liselerinden kurtulmak istemiştir. Sağlık Bakanlığı ve diğer bazı   bakanlıklar bu liseleri Milli Eğitim Bakanlığına  devrederek büyük bir dertten, külfetten ve sorumluluktan kurtulmak istemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı 330 adet Sağlık Meslek Lisesini, Adalet Meslek Lisesini, Ziraat Meslek Lisesini,   Meteoroloji Meslek Lisesini alıp ne yapacaktır? Sağlık, Adalet, Maliye ve Tarım Bakanlıklarının onayı olmadan bu okul mezunlarının istihdamı mümkün değildir. Öğretmen okulları gibi bu meslek liselerini de parasız yatılı okullar grubuna mı sokacağız? İşsiz 30.000 hemşire ve bir o kadar da diğer bakanlıklara bağlı meslek lisesi mezunları varken. Bu Bakanların gücü bir tek Milli Eğitim Bakanına mı yetmektedir?

Öğrenci Seçme Sınavı'nda 32 bin 177, Liselere Giriş Sınavı'nda ise 64 bin 598 öğrenci sıfır puan almıştır. 130 bini ilköğretimde olmak üzere 200 bin öğretmene ihtiyaç olmasına rağmen,   son atama döneminde 10 bin öğretmen atanmıştır. Sonuçta, baştan savma eğitim sistemi öğretmen eksiliğiyle birleşince, önümüzdeki yıllarda da bol bol "sıfır çeken" öğrenciler konuşulmaya devam edilecektir. Halen 11 bin 700 okulda ikili, 18 bin 517 okulda ise birleştirilmiş sınıflarda eğitim veriliyor. Yani yaklaşık 7.5 milyon öğrenci bu okullarda olumsuz koşullarda eğitimini sürdürüyor. İlköğretimin sağlıklı koşullarda sürdürülebilmesi için 3 bin 320 okula, 100 bin dersliğe ihtiyaç var. 100 bin derslik yapabilmek için ise yaklaşık 5 katrilyon lira gerekiyor. Genel ve mesleki ortaöğretimde 366 okul, 11 bin derslik ve 74 bin öğretmen açığı bulunuyor. Eksik olan derslikleri yapmak için gerekli olan miktar ise 770 trilyon lira. Anayasada güvence altına alınan, Eğitimde fırsat eşitliği nerede? Yaptığımız araştırmaya göre; Öğrenci, öğretmen ve velilerin yüzde 75 i fırsat eşitliğinin olmadığını düşünüyor. Öğretmen ve öğrencilerin yüzde 62'si de eğitim sisteminin demokratik olmadığını söylüyor. Eğitim bileşenlerinin yüzde 74'ü okulda araç gereç ve rehberlik hizmetlerinin yeterli olmadığını belirtiyor. Öğretmenlerin yüzde 87'si atama ve terfilerde yanlı ve siyasi davranıldığını söylüyor. Dünyada 8. sınıf öğrencileri arasında yapılan test sonuçlarına göre Türkiye 38 ülke arasında matematikte 30, fen bilgisinde 32'nci sırada. Türkiye eğitim için trilyonlarca harcama yaparken, sıfır çeken ilköğretim ve liselerin bulunması, az iş yapıp çok konuşan üniversitelerin olması, Milli Eğitim Bakanlığı'nın en büyük ayıbıdır. Bütün bu manzaralar karşısında Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik'in bizden daha çok yakınıyor olması, bizden daha gür ağlıyor olması eğitim sistemimizin içler acısı olduğunun resmidir. Ki geçen 3 yıl boyunca meseleyi unutup daha sonradan bazı kesimleri memnun etmek için sorunları çözmeleri gerektiğini ifade etmek, Türkiye'nin siyasi durumunu ortaya sermesi bakımından anlamlıdır. Çözüm merciinin yakınmasının toplumu ümitsizliğe sürüklemekten ve hükümete güvensizlikten başka bir işe yaramayacağı ortadadır. Yakınmalarından anlıyoruz ki, eğitim alanındaki problemleri sayın Bakanın çok iyi bildiği ortadadır. Sayın Bakan, 350 küsur milletvekili olan bir iktidar partisinin bakanıdır. Milli Eğitim Bakanlığı şikayet etme yeri değil, bilakis icraat yapma yeridir. Zaman aciz konuşma ve şikayetlenme zamanı değildir. Zaman ortaya ciddi şeyleri sunma ve doğru şeyleri doğru zamanda yapma zamanıdır. Sloganlarla, bir yerlere sabır tavsiye etmeyle bu ülkenin eğitimi düzeltilemez ve düzeltilememiştir. Milli Eğitim Bakanlığının 2005-2006 eğitim-öğretim yılından itibaren tüm liseleri 4 yıla çıkarıyor olması olumlu bir gelişmedir, fakat; liselerde verilen eğitimin kalitesiyle ilgili olarak da hızla bir iyileşmeye gidilmesi gerekmektedir. AB'ye uyum sağlanmak isteniyorsa, önce 9 artı 4 şeklinde, okul öncesi ile birlikte ilköğretimi 9 ve liseyi 4 yıl sayarak 13 yıl zorunlu eğitim bir sonraki adım olmalıdır. Bu kapsamda yabancı dilde eğitim veren hazırlık sınıflarının kaldırılması da çok olumlu bir gelişmedir. Biz yabancı dil öğrenmeyi desteklemekle birlikte, yabancı dilde eğitimi doğru bulmuyoruz. Yalnızca sömürge ülkelere has bu uygulamanın, eğitim sistemimizi yozlaştırdığını, bilimsel gelişimi baltaladığını, kendi kültürüne uzak batı hayranı, kozmopolit bir nesil yetiştirmekten başka bir işe yaramadığını tecrübeyle gördük. Ayrıca 2003 yılında yapılan bir değişiklikle yürürlüğe giren ve polis, subay, hakim ve savcı eşlerine nakil ayrıcalığı getiren düzenlemeye son verilmesi ve   öğretmen atamalarında 'nokta tayin' sistemine geçilmesi de sevindirici bir gelişmedir. Milli Eğitim Bakanlığı kendi mensubuna üvey evlat muamelesi yapmaktan sonunda vazgeçmiştir. 2008'den itibaren liselerden mezun olan her öğrenciye hangi düzeyde yabancı dil bildiğine dair sertifika verilecek olması ve liselerde bitirme sınavı fikri de desteklenip, cesaretlendirilmesi gereken çok olumlu devrimlerdir.   Sayın Hüseyin Çelik'den yabancı dilde eğitimin kaldırılması adına daha kararlı adımlar beklemekteyiz. Çünkü; uyarılarımıza kulak verilmediğinde bu projedeki birçok olumlu girişimin olumsuzlukların arasında yok olup gitmesinden endişe duymaktayız.       

2006 yılı için IMF cenderesinde belirlenen yüzde 5,5 oranındaki memur zammı, memurlar içerisinde en düşük maaşı alan öğretmenlerin refahına olumlu bir yansıma getirmeyeceği gibi bizleri daha şimdiden kara kara düşündürmektedir. Eğitim çalışanlarının yüzde 40'ının açlık, yüzde 30'unun da yoksulluk sınırı altında maaş aldığı bir ülkede yaşıyoruz. Hala ay sonunu nasıl getireceğini hesaplayan memurun kıvranışını görmezlikten gelen hükümetin kabine üyelerini, Walt Disney'in çizgi kahramanı 'Varyemez Amca'ya"   benzetiyor, Maliye Bakanı Sayın Unakıtan'ı ise "En Cimri Varyemez Amca"  ilan ediyoruz.

Enflasyon rakamlarının inmesi, ihracatın patlaması, dövizin düşmesi, borsanın tavan yapması, büyümede dünya rekoru kırılması memur zammına ihtiyacı olmayan zenginleri ilgilendirmektedir.   Her yıl yapılan zamların ardından bir önceki yılı arayan öğretmen için enflasyon '0' olsa ne çıkar! 

57'nci Hükümetin yarattığı derin krizden kaçan Eğitim çalışanları 59. Hükümetin yarattığı sefalet   girdabında boğulmaktadır. Memurlar üç yıldır yüzde 5, yüzde 6 oranındaki komik zamlarla canından bezdirilmiştir. Enflasyonun yükseldiği dönemlerde; maaşlar, yüksek enflasyonu tetikliyor diye mağdur edilen kamu çalışanları, bu defada enflasyonu düşürüyoruz, hep birlikte düzlüğe çıkacağız mavalları ile   mağdur edilmektedir. Eskiden, Ocak ve Temmuz ayı yaklaştığında, kamu çalışanının içini tarifsiz bir telaş ve mutluluk kaplardı. Hükümet, üç yıldır uyguladığı kemer sıkma politikası ile yıllarını devlet hizmetine vermiş 700 bini aşkın Eğitim çalışanını perişan etmiş, canından bezdirmiş, değil öğretmen olmaya, dünyaya geldiğine dahi pişman ettirmiştir. Bu yolun sonu siyasi mezarlıklara gitmektedir. Sizden önceki iktidarlar öğretmenine şaşı baktılar, emekliye, memura, dul ve yetime kör baktılar. İşsize, yoksula, fakire, kimsesize arkalarını döndüler. TÜSİAD'ın, TOBB'un, TESEV'in sofralarında ağırlandılar. Hazin sonlarının ne olduğu ise ortadadır. Hükümet halkın doğal temsilcileri ve doğal lideri olan öğretmenleri dışlayarak bindiği dalı kesmektedir. Fizik kanunlarına göre bindiği dalı kesenin başına ne geliyorsa, hükümetin başına da o gelecektir. Hükümeti eğitim çalışanlarının sorunlarını çözmeye ve eğitimi birinci öncelikli konu olarak ele almaya davet ediyorum.

           Eğitime harcanmayan, öğretmene çok görülen bu paralar birilerinin cebinde buharlaşıp kaybolmaktadır. Bu buharlaşan paralar yeteneksiz, işbirlikçi yöneticiler ve siyasiler yüzünden AKP millet vekili avukat Mehmet Yılmızcan gibilerinin cebine transfer edilmektedir. 120 trilyon nakit, 300 trilyon ederinde mal varlığı bulunan İLKSAN adeta AKP yöneticilerince sorumsuzca, arpalık gibi kullanılmaktadır. 20 trilyonluk avukatlık ücretine bu benim alın terim diyen sayın YILMAZCAN'ı tüm öğretmenler adına çok şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan sınıf öğretmenlerimizin alın terinin ürünü olan İLKSAN'ı mecliste birkaç kulis ve entrikayla gerçekleştiridiği kanun maddesi değişikliği ile 20 trilyon borçlu çıkaran sayın YILMAZCAN'ı insafa davet ediyoruz. Göz göre göre yıllardır ödedikleri aidatları kapkaç edilen   öğretmenler adına eşide bir zamanlar bu kurumun üyesi olan Sayın Cumhurbaşkanını, Sayın Başbakanı, Sayın Milli Eğitim Bakanını ve Savcılarımızı göreve çağırıyor ve İLKSAN'da ki   kayıp her kuruşun hesabını sormalarını ve tazminini yapmalarını istiyoruz.        

Bağımsız Eğitimciler Sendikasına saldırmayı hayatın amacı olarak benimsemiş bu sendikacıların eylemlerinin konusu eğitim oldumu, öğretmen oldumu 30 kişiden oluşan bir ekiple   ampül patlatmakla, "Hükümet vermiyor kardeşim ne yapayım!" demekle geçiştirirler. Biat ettikleri ideolojik merkezin konuştuğu konularda yüksek sesle, suskun kaldığı konularda ise dilini yutarak şark kurnazlığı yapmaya çalışırlar. Fakat ne yazık ki; CHP gibi "Atatürk'ü, Cumhuriyeti, Hukukun Üstünlüğünü" kimseye kaptırmayan bir parti bile, Türkiyenin en üst yargı organı olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca kapatılan bu sendikaya "hazır kıta" milletvekili kadrosuyla destek vererek, seçim otobüsünü mitinglerinde bu sendikanın kullanımına sunarak, hukuku tanımayarak oy avcılığına kendini kaptırmıştır. CHP'nin Atatürk'ün partisi olduğunu unutan, unutturan Sayın CHP yöneticilerine kolay gelsin! yolunuz açık olsun! diyorum.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


'2008'DE ÜNİVERSİTE SINAVINA GİRENLERDE NİSPİ AZALMA OLACAK'

BASK'TAN ÖZEL OKUL VE DERSHANE TEPKİSİ

OKULLAR YARIN TATİLE GİRİYOR
»  HÜSEYİN ÇELİK'TEN TARTIŞILACAK KARARLAR!!
»  MİNİK PARMAKLARDAN BÜYÜK HÜNERLER
»  YÖK'TEN BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARI DİNÇER'E KÖTÜ HABER
»  ÇELİK:''LİSELERİN 4 YILA ÇIKARILMASI KARARINI BUGÜN ONAYLAYACAĞIM''
»  LİSELER GELECEK YILDAN İTİBAREN 4 YIL
»  ÖSS SORU VE CEVAPLARI BU YIL İNTERNETTE
»  YEREL YÖNETİCİLERİN DEVLET BÜYÜKLERİNE YAPTIKLARI ÖĞRENCİ YAĞCILIĞI RESMEN BİTTİ
»  ADALET BAKANI ÇİÇEK: "İSTEĞE BAĞLI DİN EĞİTİMİ ALDIRACAĞIZ"
»  UYGULAMALI DİN DERSİ MECLİS GÜNDEMİNDE
»  BAKANLIK ONAYLI AHİRET SORULARI!!
»  "HZ. MUHAMMED YERİNE MİCHAEL JAKCSON'DAN MI BAHSEDELİM?"!!
»  ANKARA'DA ÖZEL OKUL ÜCRETLERİ 6-8 BİN YTL ARASINDA
»  "ZORLA BAĞIŞ YOK AMA..."
»  ANKARA ÜNİVERSİTESİ'NDEN LAİKLİK UYARISI!!
»  10 ÖĞRETMENDEN 4'Ü SİGARA İÇİYOR
»  BAĞIMSIZ EĞİTİMCİLER SENDİKASI'NDAN ANA DİLDE EĞİTİM TEPKİSİ
»  ÜNİVERSİTELİLER DERSLERDEN Bİ HABER!!
»  ÇELİK: ''ŞİİR OKUYAN BİR ÖĞRENCİNİN GÖZALTINA ALINMASI DOĞRU DEĞİL''
»  ANLAŞMALI EVLİLİĞE MEB ENGELİ
»  MUĞLA'DA NAZIM ŞİİRİ OKUYAN ÖĞRENCİYE GÖZALTI!!!
»  ANKARA'DA ÖZEL OKUL ÜCRETLERİNE SINIRLAMA
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.