Farklılıklara elbette saygılı olmalıyız. Ancak saygılı olmak her zaman farklılıklarımızı öne çıkarmayı da gerektirmez. Türkiye 1984’den beri terörle mücadele ediyor. Bu süreçte insanımız bu terörden büyük zarar gördü. Ana hedefimiz terör sorununun Türkiye’nin gündeminin en alt sırasına indirilmesidir.
Ülkenin ve milletin bütünlüğünün korunmasının da her zaman elbette bir bedeli olur.
TSK’NIN ÖZGÜVENİ TAMDIR
Son zamanlarda ifade ettiğimiz TSK’ya karşı yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekata değinmek istiyorum. Bu konuya değinmeyi özellikle bugün TCG Oruç Reis Fırkateyni’nde değinmemim özel bir anlamı vardır.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafya zor bir coğrafyadır. TSK’nın kendine olan özgüveni tamdır. Bundan kimsenin en ufak şüphesi olmasın.
Sahip olduğumuz bu özgüven bu TSK’nın kendisine yönelik gerçeklere, doğrulara dayanan, önyargılı olmayan, sağduyulu eleştirileri her zaman saygıyla karşıladığını, bu tip eleştirilere her zaman açık olduğunun açık bir kanıtıdır.
ASİMETRİK PSİKOLOJİK HAREKAT YÜRÜTÜLÜYOR
Ancak bu duruma karşın son zamanlarda gerçek dışı olaylara, yalanlara dayalı, önyargılı olarak bazı çevreler ve kişiler tarafından TSK’ya karşı asimetrik psikolojik harekat yürütülmektedir.
Ne acıdır ki özellikle medyanın Türkiye’de bir kısmının varoluşlarının temel nedeni gerçeklere ve doğrulara dayanmayan, önyargılı eleştiriler yaparak TSK aleyhine kampanya yürütmektir.
Bunlar aynı zamanda kendilerini demokrasinin savunucusu olarak da göstermektedir. Demokrasiyi savunmak için tek çıkar yol onlar için TSK’nın karşısında olmaktır. TSK, hukuk devletinden yana olduğunu her fırsatta dile getirmektedir. İçinde bulunduğumuz bu süreçten rahatsızız