FENERBAHÇE Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın ani bir kararla ayrılacağını açıklamasından sonra, Koç Ailesi'nin üçüncü kuşak temsilcisi Ali Koç'un başkanlığa aday olmak istediği haberleri yansıdı basına. Fenerbahçe'ye başkan olmanın çekici etkisine geçmeden önce, bir hatıramı anlatayım.
Sakıp Sabancı ile tanıştığımız andan itibaren, kamuoyuna yansıyandan çok farklı kişiliği olduğunu gördüm. Medyada gördüğümüz o bildik Sabancı portesi, iş söz konusu olduğunda bambaşka bir kişiliğe bürünüyordu. Bir gün kendisine, kameralar karşısındaki Sabancı ile normal hayattaki Sabancı arasındaki bariz farkın nedenlerini sordum. Cevabı ilginçti.
Tek başına marka...
SABANCI bana; Medyayı çok önemsiyorum. Kendimle ilgili haberlere farklı bir pencereden de bakıyorum. Bir gazetede ne kadar yer almışsam, o sayfada reklamın santimetre sütunu kaç paraysa... Bir televizyon kanalında benimle ilgili bir şey varsa, ilgili kanalda o kuşakta yayınlanan reklamın saniye dolar cinsinden maliyeti neyse bunları tek tek hesaplattırıyorum. Karşımıza ne mi çıkıyor? Biz Sabancı Grubu olarak reklam için zaten her yıl önemli bir kaynak ayırıyoruz. Fakat benim tek başıma Sabancı Grubu'nun bilinirliğine katkım, grubun bu amaçla ayırdığı kaynaktan daha fazla yekun tutuyor.
İlginç rakamlar...
VERDİĞİMİZ bu örneğin, Fenerbahçe ile ilgisine gelince...
Fenerbahçe'ye başkan olmak, insani bir zaaf olan bilinirlik ve tanınırlık açısından büyük fark attırıyor. O kadar ki, Aziz Yıldırım'ın ayrılma kararını açıkladığı basın toplantısını takip eden basın mensuplarının sayısı, aynı saatlerde Danıştay saldırısında kaybettiğimiz hakimin cenaze törenini izleyenlerden fazlaydı.
Fakat bu durum, bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Aziz Yıldırım istifa gerekçesinde bunu, iş, aile ve bireysel hayatını da olumsuz etkileyecek boyutta olarak açıkladı.
Google arama motorunda yaptığımız kısa bir tur bile, Fenerbahçe'ye başkan olmanın dayanılmaz ağırlığını yansıtmaya yetiyor. Ülkenin 40 yılına damgasını vuran Süleyman Demirel'in ismi 961 bin yerde geçiyor. Cumhurbaşkanı Sezer'in adı 429 bin, eski başbakanlardan Tansu Çiller'in 337 bin, Mesut Yılmaz'ın 246 bin, Necmettin Erbakan'ın 270 bin, Mehmet Ağar'ın 545 bin, Devlet Bahçeli'nin 392 bin, Abdullah Gül'ün 484 bin, Maliye Bakanı Unakıtan'ın 226 bin, İçişleri Bakanı Aksu'nun 163 bin yerde geçiyor.
Fener açık ara önde...
GALATASARAY Kulübü Başkanı Özhan Canaydın'ın ismi 169 bin, Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'in ismi 97 bin 200 yerde geçiyor.
Şimdi sıkı durun. Fenerbahçe'nin eski kulüp başkanlarından Ali Şen'in ismi bile 651 bin yerde geçiyor. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın ismi ise tam 1 milyon 260 bin yerde geçiyor... İşte Fenerbahçe'ye başkan olmanın, böylesine dayanılmaz bir şöhret cazibesi var.
Fenerbahçe'de oyuncu olmak da öyle... 15 yıldır birinci ligde top koşturan Hakan Şükür'ün ismi 688 bin yerde geçerken, Tuncay Şanlı'nın 1 milyon 470 bin, iki yıldır ülkemizde top koşturan Fenerbahçeli Anelka'nın 1 milyon 380 bin, Alex'in 2 milyon 490 bin yerde geçiyor.
Koç'a hatırlatma...
KOÇ Ailesi'nden birinin Fenerbahçe'ye başkan olması, Sabancı'nın stratejik bir unsur olarak ele aldığı gibi, Koç isminin medyada daha fazla duyulmasına elbette katkı sağlayacaktır. Fakat az da olsa bir riski de göze almak gerekiyor.
Kırşehir'de bulunan Petlas firması Kombassan tarafından satın alınınca, pazardaki tanınırlığını artırmak için Gölhisar takımını satın aldılar ve Petlas Kırşehirspor adıyla başarılı işlere imza attılar. Şirketin satış rakamları hızla arttı. Daha sonra, Petlas Kırşehirspor hangi şehrin takımını mağlup etmişse, o şehirde Petlas'ın satışlarında bir tepki olarak düşmeler yaşandı. Vestel Manisaspor Fenerbahçe'ye ağır darbe vurunca, Vestel yönetimi de benzer kaygıları yaşadı.
Fenerbahçe'nin bir özelliği de, tüm takımların ortak hasmı olması. Koç Ailesi'nden bir isim Fenerbahçe'ye başkan olduğunda, diğer takım taraftarlarının Koç ürünlerine yaklaşımının ne olabileceği konusunda muhakkak bir araştırma yapmalarını öneririm. Şöyle bir açmaz da var. Fenerbahçe'ye yıldız bir futbolcu satın alınması söz konusu olduğunda, soyadı Koç olan bir başkan parasal nedenleri mazeret gösteremez. Bu tür bir zayıflık durumu, Koç şirketlerinin borsadaki hisselerini bile etkiyebilir.
Spor asla sadece spor değildir. Hele Fenerbahçe, gerçekten araştırılmaya değer bir