.Gökçer Tahincioğlu/T24
CHP’nin eylül ayını adliyelerde geçireceği aslında önceden belliydi ancak görülecek davalardan belki de en önemlisi gözüyle bakılan “kurultay” davasından önce İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilerek, yönetimin görevden el çektirilmesi beklenmiyordu.
Görevden el çektirme ile İstanbul’daki il ve ilçe kongreleri sürecinin durdurulması da CHP Genel Merkezi’nin beklemediği sonuçlardan biriydi.
Ancak İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği bu kararlar, bir anda dikkatlerin 15 Eylül’de, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek olan, “mutlak butlan” tartışmalarına yol açan “CHP kurultayının iptali” davasına çevrilmesine yol açtı.
Verilen karar gerçekten kurultay davasını etkileyecek mi, CHP’nin aralık ayında yapmayı tasarladığı yeni kurultay sürecini nasıl etkileyecek? Ankara’da karardan hemen sonra bu başlıklar konuşulmaya başlandı.
Hemen baştan söyleyelim. Bu dava karara bağlanmadan, CHP hukukçuları, ihtiyati tedbir kararları istinafa götürebilir. Burada gündem yapılacak bazı başlıklar şöyle:
Gürsel Tekin daha önce partiden istifa ettiğini açıklamıştı. İstifa etmişse ya da yeniden üye olmamışsa nasıl oldu da bu göreve atanabildi? Buna karşılık Tekin'in istifa ettikten sonra partiye yeniden üye olduğu bilgisi kulislere yansıdı.
İstanbul İl Kongresi süreci durduruldu. Bu kararı CHP Genel Merkezi vermişti. Genel Merkez’in verdiği bir karar neden İstanbul’daki bir davada konu oldu. Dosya neden Ankara’ya gönderilmedi?
CHP Kurultayı’nı doğrudan etkileyecek böyle bir davanın neden Ankara’da birleştirilmesi yoluna gidilmedi?
En önemlisi Anayasa Mahkemesi içtihatlarına göre mahkemelerin kongre süreçlerini durdurması yetki aşımı. Bu kararlara rağmen İstanbul’daki il ve ilçe kongre süreçleri nasıl durduruldu?
CHP hukukçuları, daha pek çok başlık üzerinde çalışacaktır. İstinaf ne karar verir bilinmez ancak bu kararın 15 Eylül’den önce çıkması anlamlı.
* * *
CHP açısından verilen kararın ilk sonucu, partinin İstanbul’daki mitingleri ve etkinliklerinde en ön sırada yer alan İl Başkanı Özgür Çelik’in ve il yönetiminin görevden alınması. Bu durum özellikle İstanbul’da yapılan ve büyük ilgi gören CHP etkinliklerini de yakından etkileyecek. Ancak elbette öncelikli sorun bu değil.
CHP’de, Özgür Özel’in genel başkan seçildiği, Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu kaybettiği kurultayın ve bu kurultaydan sonra gerçekleştirilen olağanüstü kurultayın iptali istemiyle açılan davanın duruşması, Ankara’da 15 Eylül’de gerçekleştirilecek.
Bu davada sürekli olarak, kurultayda usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla açılan ceza davasına atıf yapılıyor. Aralarında Özgür Özel ile bazı milletvekillerinin de bulunduğu çok sayıda isim suçlanıyor ve bu isimler hakkında fezleke hazırlandı. Aynı zamanda davada Ekrem İmamoğlu ile görevden alınan İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de sanık. Davanın nerede görüleceği henüz karara bağlanmadığı için duruşmalara başlanamadı. Zaten bu görev tartışması nedeniyle hukuk davası da 30 Haziran’dan 15 Eylül’e ertelendi.
* * *
Bu iddianame mühim. Zira 15 Eylül’de bu iddianame kurultay iptali davasının ana kanıtlarından biri olacak.
İddianamede, Özgür Çelik’le ilgili sorgu kısmı da yer alıyor. Tanıkların anlatımları doğrultusunda Çelik’e., “kurultayda para dağıttığı” iddiası soruldu. Çelik, bununla ilgili bilgi ve görgüsünün olmadığını söyledi.
Ancak Çelik ve il yönetiminin görevden alınmasının etkisi bununla sınırlı değil. İstanbul İl Kongresi’nin usulsüz olması, bir anlamda bu kongrede alınan kararların da usulsüz sayılması anlamına geliyor. Mahkeme bu konuda tedbir kararı vermemiş olsa bile iddialar İstanbul delegelerinin baskı altına alındığı savına dayanıyor.
İstanbul delegeleri de CHP kurultayında doğrudan etkili oldu. Yetkileri bu aşamada durdurulmayan delegelerin baskı altında kurultayda oy kullandığı ve sonucu etkilediği konuşuluyor.
* * *
Mahkemenin kararı kesin nitelik taşımıyor ancak kurultay davasında Özgür Çelik’in de sanıklar arasında yer alması, İstanbul İl Kongresi’ndeki gibi kurultayda da delegelerin baskı altına alındığı iddiaları birlikte düşünüldüğünde, kurultay davasında tüm bu gelişmelerin “kanıt” olarak değerlendirileceği anlaşılıyor.
* * *
Asıl olarak sıkıntı yaratan, tartışmalı kararlardan biri de CHP Genel Merkezi’nin 14 Temmuz’da başlattığı yeni kurultay sürecinin İstanbul yönünden durdurulması. CHP, il ve ilçe kongrelerinin tamamlanmasıyla aralık ayında kurultayı yapmayı tasarlıyordu. Yeni delegelerle yapılacak bu kurultay, mutlak butlan tartışmalarını da bitirecekti.
Ancak mahkeme, İstanbul’daki seçimleri durdurdu. Gürsel Tekin başkanlığında oluşturulan çağrı heyetinin bu süreci yeniden başlatması gerekiyor. Ancak takvimin nasıl gelişeceği tartışma konusu. Bu takvimin gecikmesi, 15 Eylül’de olası bir “butlan” kararı verilmesi durumunda gündeme gelecek. Bu durumda, Özel ve parti yönetiminin yerine İstanbul’da olduğu gibi görevlendirme yapılması halinde aralık ayında kurultayın yapılamaması söz konusu olacak. Kurultay için İstanbul’daki seçimlerin tamamlanmasını beklemek gerekecek