İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, deprem riskine karşı vatandaşları uyardı. 1998 yılı öncesi inşa edilen bazı yapılarda ciddi sorunlar olduğunu vurgulayan Topbaş, vatandaşların bundan sonra yaptıracakları binaları, işin erbabına yaptırmaları çağrısında bulundu.

Topbaş, "Böyle kağıttan evlere oturamayız. Bunların hepsi bubi tuzağı. Hayatımızı yok eder." ifadesini kullandı.İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Silivri Boğluca Deresi ıslah çalışmalarını yerinde inceledi. Dere yatağına yapılan evlerin yıkımı hakkında basın mensuplarına bilgi veren Topbaş, iş makinesinin başına geçip, kaçak yapıların yıkımını gerçekleştirdi. Programa, milletvekilleri, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş ve çok sayıda davetli katıldı.

Konuşmasında, İstanbul'un son 12 yılda 50 milyondan fazla göç aldığını belirten Başkan Topbaş, bu göç sırasında dengesiz gelişmenin getirdiği sıkıntıların yaşandığını belirtti. 2004 yılında göreve geldiğinde, yağışlı günlerde, itfaiye ve İSKİ'ye 5 ila 6 bin civarında su baskını ihbarı geldiğini hatırlatan Topbaş, yapılan çalışmalarla, bu sayının afet boyutunda yağışlarda bile 100'ün altına düşürüldüğünü söyledi.

İSTANBUL'A 131 KİLOMETRE DERE ISLAH ÇALIŞMASI

Boğluca Deresi'nin ıslahı ile ilgili daha önce yaptığı açıklamaların, bazı çevreler tarafından eleştirildiğini belirten Topbaş, "Hayır, biz bir şablon koyduk. İnşallah, 3 bin 618 metre, yani 3 kilometrelik bir dere ıslahı çalışmamız var. Burada yaptığımız kamulaştırmalara baktığımız zaman da ciddi bir rakam. Bugüne kadar 23,5 trilyonluk bir kamulaştırma bedeli ortaya çıkmış. Bu sadece bir bölgenin, derenin geleceğini kurtarmak değil." dedi.

Geçmişte, başta dere yataklarında yapılanmalar olmak üzere, önemli yanlışlıklar yapıldığını ifade eden Topbaş, göreve geldiği zaman, neredeyse her yağışta sular altında kalan Alibeyköy'ün, yapılan yatırımlar ve ıslah çalışmalarıyla bugün bu sıkıntıdan kurtarıldığını kaydetti. Bugüne kadar İstanbul'da yapılan dere ıslah çalışmalarının, toplamda 131 kilometreye ulaştığını belirten Kadir Topbaş, bunun maliyetinin ise 1 katrilyon 257 milyon liraya ulaştığını anlattı.

'ADAM GİBİ BİNA YAPARSAN 10 ŞİDDETİNDE DEPREM BİLE SORUN OLMAZ'

İstanbul'un en önemli sorunlarından birisinin de deprem riski olduğunu vurgulayan Kadir Topbaş, 1998 öncesine kadar, İstanbul'un 2. derece deprem kuşağında kabul edildiğini ve yapıların da buna göre yapıldığını aktardı. Bazı yapıların kalfa denilen niteliksiz kişilerin oluru ile fazladan katlar çıkıldığını anlatan Başkan Topbaş, "Hatta bazı yapıların kalfalar tarafından çağrılan, bu işi bilmeyen, statiği bilmeyen insanlar tarafından 'çeker mi çeker, bir kat daha çeker' diyerek, üstüne kat konduğu ve üzerine yüklendiği yapıların sıkıntısını da riskini de şu anda yaşamaktayız." ifadesini kullandı.

Kısa bir süre önce Şili'nin başkenti Santiago'da olduğunu belirten Başbakan Topbaş, Santiago'nun 9.0 şiddetinde bir depremde bile sorun yaşamadığını söyledi. Santiago'da, bir süre önce 7,6 şiddetinde deprem olduğunu ve sadece bir gökdelenin camlarında çatlak oluştuğunu aktaran Topbaş şöyle konuştu: " 7,6 büyüklüğündeki bir depremde düşünebiliyor musunuz? Demek ki şu; Allah insanları bilimi bir imkan olarak vermiş. İlme saygısı olmayan faturasını öder. Her zeminde bina yapılır. Adam gibi yapı yaparsan 9.0 - 10.0 şiddetinde deprem bile bir problem teşkil etmez."

Vatandaşların, 3-5 kuruşunu sağlama almasına rağmen, canlarını emanet ettikleri evlerine aynı hassasiyeti göstermediğini dile getiren Kadir Topbaş, "Canımızı, hayatımızı, geleceğimizi koyacağımız yerler yapılar, binalar. Aynı hassasiyeti orada da göstermek zorundayız. Binalarımızda da aynı hassasiyeti göstermek zorundayız. Çünkü canımızı emanet ediyoruz." diye konuştu.

Mühendisliğin bir bilim dalı olduğunu ve işin bilene verilmesi gerektiğinin altını çizen Topbaş, "Mühendislik diye bir bilim dalı var. İşi bilenlerle yapmak lazım. Bu binalar kendiliğinden iskambil kağıdı gibi duruyor. Yarın gittiği zaman, hayatlar, canlar gidiyor. Bu yüzden, halkımızı ben burada uyarıyorum. Bundan sonra yapılan yapıları işin erbabıyla ve adam gibi yapmak lazım. Böyle kağıttan evlere oturamayız. Bunların hepsi bubi tuzağı. Hayatımızı yok eder. Hem orası güzel bir dere yatağı olacak. Güzel bir şehir parçası olacak." dedi.