CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu, konuşmasının hemen başında 'Başbakan'a geçmiş olsun. Umarım en kısa zamanda görevinin başına döner.' dedi. İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:

Sayın Başbakan’a acil şifalar diliyorum. Umarım kısa sürede görevinin başına döner.

AİHM Mahkemesinde görevli bir yargıç AB ile Türkiye arasında hukuk anlayışı bakımından büyük fark diyor. Bunu ben söyleseydim AKP ve yalaka basın üzerimize çullanacaktı. 9 yılda AKP’nin Türkiye’yi getirdiği nokta bu.

AİHM'E 9 BİN BAŞVURU OLMUŞ

Geçen yıl 6 bin başvuru varken bu yıl 9 bin başvuru olmuş durumda. Daha Silivri toplama kampında yaşananlara ilişkin başvurular da bu sayıya eklenmemiş. Hangi hukuk zemininde yapılıyor bunlar?

Silivri’de yaşananlar daha AİHM’in gündemine gelmeyen konular. Geçen hafta Brüksel’deydim daha biz konuşmadan Türkiye’deki hukuk ve demokrasi zaafından bahsediyorlar. Bütün dünya bunu biliyor artık.

YARGIÇLAR ONA GÖRE HAREKET EDİYOR

Yargıya hep özenle yaklaştık, özenle eleştirdik. Adaletin yara almamasını istedik. Ama kendisini siyasi otoritenin hizmetine veren yargıçları da deşifre edeceğiz. Uzun tutukluluk süresinden herkes şikayetçi de neden çözülmüyor bu sorun. Çünkü bir kişiyi, Recep Bey’i ikna edemiyorlar. Onun ağzından çıkan zaten hukuk. Yargıçlar ona göre hareket ediyor.

TBMM BAŞKANI'NA ÇAĞRI: O KOLTUĞU BIRAK

TBMM Başkanı’na çağrıda bulunuyoruz, ya şikayet ettiğin konu hakkında girişimde bulun, ya da o koltuğu bırak. Silivri toplama kampında adalet gerçekleşmez. Orada bir siyasi mahkeme var. orada belli bir dünya görüşü suçlular yargılanmıyor. Orda yargılananlar AKP iktidarına karşı olanlardır.

İZMİRLİLERE: KIRMIZI KARANFİLİ DEMOKRASİ HEYKELİNE BIRAKIN

Silivri toplama kampı şu anda Türkiye’nin en önemli düşünce merkezlerinden biri haline gelmiştir. İnsanlar orada kitap yazıyor, gazete çıkıyor. Bugün İzmir milletvekilimiz Mustafa Balbay’ın 999. tutukluluk günü. İzmirlilere sesleniyorum yarın kırmızı bir karanfili Gündoğdu Meydanı’ndaki demokrasi heykeline sessizce bırakın. Sizin sessizliğiniz birilerine atılacak en büyük tokat olsun.

Bir muhalefet milletvekiline hükümeti eleştirmekten dolayı fezleke düzenleniyorsa o memlekette demokrasi yoktur.

BELEDİYELER ERDOĞAN HAKKINDA DAVA AÇACAK

Başbakan belediyelerimiz hakkında bir iddia attı ortaya biz de gensoru verdik. Başbakan gelmedi bile. Yalancı adamdan başbakan olmaz. Şimdi belediyelerimiz Recep Tayyip Erdoğan hakkında dava açacaklar.

Zaten böyle bir şey olsaydı davul zurna ile yalaka televizyonlarda yayın yaparlardı.

BASTIR PARAYI AL TEZKEREYİ

Türkiye Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanıyor. 30 bin liran varsa bastır parayı al tezkereyi. 30 bin liran yoksa doğru askere. Böyle bir şey olabilir mi?
Burdurlu kardeşlerim 21 günü geri istiyoruz diyor. Buradan onlara sesleniyorum ilk seçimde gereğini yapın.

Başbakan daha önce ne dedi: “Ben böyle bir şey yapmam. Yaparsam da referanduma giderim. Kimlerle görüştüysem, izbe yerlerdeki kimse buna sıcak bakmıyor.”

Ben izbe yer demiyorum da fakir fukara vatandaşa diyorum ki, senin çocuğun askere gidecek.

İNSANIN SOYUYLA SOPUNU SİYASETE ALET EDENLER KENDİ SOYUYLA SORUNU OLANLARDIR

Geçtiğimiz hafta Başbakan bana dedi ki, “Hangi aşirete hangi inanç grubuna ait olduğunu açıkla.” Ben de dedim ki; “Sen kin ve nefret tohumları ekiyorsun” Kimse görmedi bunu. “Sen bunu nasıl söylersin” diye beni eleştirdiler?
İnsanların soyuyla, sopuyla inancıyla meşgul olmayı siyaset aleti edenler kendi soyuyla sopuyla sorunu olanlardır.

BEN SADECE DERSİMLİ DEĞİLİM, BEN TÜRKİYELİYİM

Böyle bir ulusun çocukları arasına kin tohumları eken ilk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. İnşallah sonuncusu olacaktır.

Recep Tayyip Erdoğan unutmasın ben sadece Dersimli değilim, ben Konyalıyım, Hakkariliyim, Trabzonluyum, Edirneliyim ben Türkiyeliyim.
Kurtuluş savaşında Meclis’in taşınması gündeme gelince, Meclis’te “biz buraya kaçmaya değil savaşmaya geldik” diyen Dersim milletvekili Diyap Ağa’ydı.

Sen de diyorsun ki “Benim dedem babam tavuk kümeslerinde nasıl saklandıklarını anlatıyordu.” Ben sana daha ne diyeyim.

Biz din, mezhep, kardeş kavgasını tarihe gömen bir siyasi partiyiz. Herkesin inancı CHP’nin güvencesi altındadır.

Biz sayın Başbakan’ın soyunu sopunu neye inanıp inanmadığını da merak etmiyoruz. Biz Van’da Erciş’te çocuklar ne yapıyor onunu derdindeyiz. Yoksul vatandaşlarımızın derdindeyiz.
Ama onun derdi farklı. Onun derdi de “Ben bu ülkeyi nasıl bölerim’... Biz vatandaşın cebini o kendi cebini düşünüyoruz.

Bu milletin birliğini sana yıktırmayacağız. Dikta heveslerine boyun eğmeyeceğiz. Korku imparatorluğuna direneceğiz.

O DÖNEMİ CHP TARİHİ OLARAK GÖRMEK CAHİLLİK

Başbakan’ın 73 yıl önce Dersim’de yaşananları kullanması en büyük siyasi ahlaksızlıktır.
CHP tarihiyle yüzleşsin diyor. O dönemi sadece CHP’nin tarihi olarak görmek için cahil olmak gerekir ama bu da yetmez Recep Tayyip Erdoğan olmak gerekir.

Senin reddettiğin tarih hepimizin tarihidir. Günahıyla sevabıyla hepimizin tarihidir. Ama illa ki diyorsan “Hayır bu CHP’nin tarihidir” biz bunu sahiplenir ve onurla yüzleşiriz.

Unutma Dersimliler tarihlerinde ilk kez cumhuriyet tarihinde 1. sınıf yurttaş kimliği kazanmışlardır. Eğer bugün Dersimlilerin korktukları varsa o da kazanımlarının bu hükümet tarafından ellerinden alınma tehlikesidir.

BAŞBAKAN ÖZÜR DİLEMİŞ FALAN DEĞİL

Başbakan özür dilemiş filan değildir. Devlet böyle bir özür dilemez. Okuduklarını anlamayan yalaka korosuna şunu da söylüyorum devlet hukuk prosedür içinde özür diler.

Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir. Eğer siz özür dileyecekseniz adam gibi özür dileyin. Toplumu kışkırtarak özür dilenmez.
Tekrar bakıldığında Başbakan’ın konuşmasında kin nefret ve intikam duygusundan başka bir şey görülmeyecektir.

YÜZLEŞMEK İSTİYORSAN KOMİSYON KURARSIN

Tarih siyasetçiler arasında günlük polemik konusu yapılmamalıdır. Sayın Başbakanın tarzı ve üslubuyla tarihle yüzleşilmez. Yüzleşmek istiyorsan CHP’nin teklifini kabul eder bir komisyon kurarsın