ÖSYM, KPSS'yi yine krize çevirdi. Adaylara haber verilmeden kat sayılarda büyük değişiklikler yapıldı, bazı adayların netleri ise yanlış hesaplandı.
ÖSYM "sebep standart sapma" dese de puanları 3 ila 8 arasında düşen adaylar, hayal kırıklığı içinde ne yapacaklarını şaşırdı. Değişikliğin en büyük darbesi ise öğretmen adaylarına oldu.
Bütün hayatları boyunca iyi bir meslek sahibi olmak için çalıştılar, didindiler. Tam KPSS engelini de aşacaklardı ki önlerine bu sefer de ÖSYM'nin ani kat sayı değişikliği ve yanlış hesaplamaları çıktı.
Sınavın açıklanmasını büyük ümit ve heyecanla bekleyen adaylar, karşılarına çıkan puan ve netler karşısında şok oldu.
Sınava girenlerin artması sebebiyle puanlar fırladı. Başarı sıralaması sistemini oturtamayan ÖSYM de çaresiz kalınca çözümü, öğrencilerin puanlarını 3'er 5er' kırpmakta buldu.
2007 yılının kılavuzunda kat sayılar açıklanmadı. 2006 yılı KPSS kılavuzuna göre ise Eğitim Bilimleri sorularının 0,4 katsayısı ile çarpılması gerekiyordu. Ama öğrenciler tam aksini yani netlerin 0,3 ile çarpıldığını iddia ediyor. Genel kültür ve genel yeteneğin 0,3'lük katsayısı ise 0,5 yapıldı. Hem de adaylara bildirilmeden.
Öte yandan psikiyatrisler bu tür sınavların insanları strese soktuğunu ve verimlerini düşürdüğünü söne sürdüler.
Psikiyatristler. Türkiye'de sınavlarla ilgili bir bütünlüğün bulunmadığını ve çarpık bir sınav sisteminin bulunduğunu savladılar,
Çocukların ilk okuldan itibaren sürekli olarakr sınavlara sokulduğunu oysa bunun çok yanlış oyduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek şu görüşlere yer verdiler:
Türkiye'de çocuklar ilk okuldan itibaren büyük bir hata yapılarak sıvlara sokularak yarış atları durumuna kokulmaktadır. Bunda en büyük suç eğitimi bilmeyen ve eğitim işlerinden anlamayan ideolojik bazı yaklaşımları olan insanların iş başına getirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu insanları yaptıkları bu sınavlara soksanız inanın en düşük puanı alırlar. Bu çarpık yönetim biçiminde insanlar sürekli sınav stresi içindeyken başarı oranları düşmekte dünyaya küsmekte, hatta bu yüzden intiharlar olmaktadır."
Sorunun ne şekilde giderileceği konusunda da bilgi veren uzmanlar sorunun ilk okuldan itibaren çocukların kabiliyetlerine göre eğitilmeleri gerektiğini belirterek, Bir insanı hiç sevmediği bir konuda uzman yetiştirmek için eğitmeye kalkarseniz en kötü verimi alırsınız verdiğiniz emekler boşa gider. şimdiki eğitim sistemimiz işte böyle. Çocuk müzisyen olmak istiyorsa o yönte eğitim veren okullara yönlendirilmeli, eğer çöpçü olmak istiyorsa o yöne yönlendirilmelidir. Maalesef bukünkü koşullarda okula başlayan her bir birey ileride doktor, hakim, mühendis ve bunun gibi meslekler için anne ve baba tarafından öne sürülen koşullar olmakta buna milli eğitim de ses çıkartmamaktadır. Oysa ülkede okulan binlerce insan aç gezmektedir. Aslolan bu gençlerimizi yetiştirip salıvermek değil ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda eğitim vererek ihtiyaç olan elemanları yetiştirmek ve boşta kalmasını önlemektir. Gerisi boşuna kaynak israfıdır"