Aydoğan, verdiği iki soru önergesiyle dinlemeleri TBMM Gündemine taşıdı. Aydoğan, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in yazılı olarak yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde TBMM içindeki milletvekili ve sekreter odalarındaki analog santrale bağlı telefonların değiştirilerek, yerine internet üzerinden her türlü işleme açık dijital santrale bağlı telefonların getirildiğini belirterek bunun nedeni ve gerekçesini sordu.

İnternet üzerinden her türlü işleme açık dijital santrale bağlı telefonlarda yapılacak dinleme faaliyetlerinin, konuşmaları dinleme, verileri kaydetme ve depolama ile birlikte bu konuşmalar üzerinde montaj-değiştirme yapabilmek açısından, analog santrale oranla daha kolay ve masrafsız olduğu iddialarını da soran Aydoğan, Şahin’in şu soruları yanıtlamasını istedi:
“-TBMM santraline bağlı herhangi bir telefona ya da telefonlara yönelik olarak 2002-2009 yılları arasında herhangi bir dinleme faaliyeti gerçekleştirilmiş midir? Halen gerçekleştirilmekte midir? Eğer gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmekte ise, bu telefonlar hangi telefonlardır?
-Yargıtay’ın telefonlarının bile dinlendiğinin ortaya çıktığı böylesi bir siyasi iklimde, TBMM dahilindeki telefonların değiştirilmesi, dinleme faaliyetlerinin kolaylaştırılmasına yönelik bir uygulama mıdır?
-TBMM’deki telefonların yerine getirilen telefonların üretici şirketi olan “Nortel” firmasının ortaklık yapısı nedir? Bu şirket hangi ülkenin şirketidir? Ortaklık yapısında hangi ülkelerin şirketleri vardır?
-Nortel firması telefon yenileme işini nasıl almıştır? Bir ihale yapılmış mıdır, yoksa Nortel firmasından alımlar ihalesiz mi gerçekleşmiştir? Eğer bir ihale yapıldıysa, ihaleye katılan diğer firmalar hangileridir ve verdikleri teklifler nedir?”

-BAŞBAKAN’A “DİNLEMELERLE YARGIDA FİŞLEME Mİ YAPILIYOR?” SORUSU

Aydoğan, Başbakan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde ise Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek’in düzenlediği basın toplantısında “TİB kurulmadan önce bir Başbakan’ın 6 yıl hâkim kararı olmadan dinlendiği, kayıtlarının ele geçirildiği ve görüşmelerin basına servis yapılarak tartışıldığı hususlarıyla ilgili olarak nedense tartışma yaşanmıyor. Hiçbir hakim kararı yok, 6 yıl bir ülke Başbakan’ı dinleniyor ve hiç kimsenin kılı kıpırdamıyor. Ama bugünkü dinlemeler hâkim kararıyla yapılıyor, her nedense toplum ayağa kalkıyor. Bu çifte standarttan kurtulmamız lazım” ifadelerini anımsatarak “Telekomünikasyon İletişim Başkanı’nın görevleri arasında Başbakan’ı korumak ve onu savunmak var mıdır?” diye sordu.

Başbakan’ın bu konuyla ilgili olarak yargıya başvurma hakkı varken, kendisinin avukatlığını yapmak olarak yorumlanabilecek böylesi bir açıklama yapan TİB Başkanı’nın bu açıklamasıyla görev alanının dışına çıkıp çıkmadığını da soran Aydoğan, Başbakan’ın TİB Başkanı’nın iddialarıyla ilgili olarak yargıya başvurup başvurmadığını da sordu.

TİB Başkanı’nın bu açıklamasının, Hükümet’in kadrolaşmasının vardığı boyutları gözler önüne serdiğini ifade eden Aydoğan, Başbakan Erdoğan’a “Devlet kurum ve kuruluşları eliyle, suç işlendiği sabit olmamasına rağmen yargı mensuplarına yönelik dinlemeler yapmak ve bunun raporlamasını gerçekleştirmek andıçlama ve fişleme anlamına gelmemekte midir? Andıçlanan ve fişlenen söz konusu yargı mensuplarının mağduriyetlerini giderme yolunu mu yoksa hükümetinizin politikalarına destek vermeyen, bağımsızlıklarını korumak için çaba gösteren yargı mensuplarının tasfiye edilmesi ve kendi ‘yandaş yargı’nızı oluşturma yolunu mu tercih edeceksiniz?” sorularını da yanıtlamasını istedi. (ANKA)