BİR İDDİA,BİR İTİRAF;TORPİLLİ ADALET!
MUSTAFA MUTLU
“Bazı hükümet üyeleri, hâkim ve savcı atamalarında benden torpil yapmamı istedi. Bunların arasında partinin genel başkan yardımcısı, Meclis Adalet Komisyonu Başkanı ve kıdemli bir milletvekili de bulunuyor.”
Bu sözleri okurken mideme inanılmaz bir sancı girdi...
Ve ilk kez bir iddianın yalanlanması için dua ettim.
***
Ama...
Dün NTV’ye özel bir demeç veren Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’i dinlerken tüm umutlarım suya düştü...
Çiçek, Kadir Özbek’in iddiası sorulduğunda, bunu “sıradan” bir olay gibi karşıladı ve aynen şunları söyledi:
“Her taraftan bu tür torpil reçeteleri gelir. AKP’den iki üç tane geliyor, diğer yerden gelmiyor demek doğru değildir. Bunların hepsi tek yanlı değerlendirmelerdir. Kurula giden herkesin cebinde bu tür torpil reçeteleri olur.”
***
HSYK Başkanı’nın ve Başbakan Yardımcısı’nın bu itirafları gösteriyor ki; artık “tuz bile kokmuş...”
Bir ülkede adalet dağıtmakla görevli teşkilat, büyük bir “adaletsizlik odağı” haline gelmiş...
Bu teşkilatta atamalar; kıdeme, hak ederliğe göre değil; “dayı” formülüne göre yapılır olmuş...
Dayısını bulan, koltuğa oturmuş...
Araya bakanı, milletvekilini koyan, başka meslektaşlarının hakkını yemek pahasına, iyi görevlere göz dikmiş...
**Torpil için devreye giren siyasetçilere de sözüm var elbette...
Ama “yaptıran”a ne diyeceğiz?
Bir hâkim, savcı düşünün ki; kendi rahatı ve çıkarı için “adalet”i, “hakkı” yok sayıyor, başka meslektaşlarının üzerine basa basa yukarılara tırmanıyor...
Peki; bu adam gerçekten adalet dağıtabilir mi?
Kendisi için “torpil” yaptıran ve hak yiyen bir hâkim, atandığı görev sırasında karar verirken “adil” davranabilir mi?
“Dayı”sını bulana, parayı basana, makam mevki sahibi olana daha farklı bir gözle bakıp, sıradan vatandaşın hakkını yemez mi?
***
Midemdeki sancı bir türlü azalmıyor...
Önce mahkemelerde süren milyonlarca dava geliyor aklıma...
Sonra bu “torpilli” hâkimler!
Onları torpil yoluyla kendi saflarına kazandıran siyasetçiler...
Acaba bugüne kadar kaç hâkim ve savcı bu yola başvurdu?
Bunlar, istedikleri görevlere atanmak için kimleri araya koydu, karşılığında ne verdi?
Ya o torpilci genel başkan yardımcıları, bakanlar, milletvekilleri... Onların amacı neydi?
HSYK; acaba bugüne kadar bu torpil ricalarının kaçını yerine getirdi?
***
Ve şimdi ben...
Hakkında açılmış onlarca dava bulunan sıradan bir Türk vatandaşı olarak...
Yargının bağımsızlığına...
Hukukun üstünlüğüne...
Her mahkeme kararıyla adaletin tecelli edeceğine...
Bundan sonra nasıl inanacağım?
***
Adalet sisteminin tepesindeki HSYK Başkanvekili’nin iddiası ve Başbakan Yardımcısı’nın itirafı; bu ülkede bugüne kadar su yüzüne çıkan en büyük yolsuzluğun ve usulsüzlüğün ta kendisidir...
Çünkü adalet dağıtan mekanizma bitmişse, tuz kokmuştur...
Kendi içinde adaletsizlik yapan bir kurum, adalet dağıtamaz...
Adaletine gölge düşen devlette de hukuk olmaz!
Dolayısıyla o devlet, devlet olmaz...
***
Midem ağrıyor...
İlaç almam lâzım...
İyi de bunun ilacı ne?
*****
GÜNÜN SORUSU
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu medyaya sitem etmiş ve gazetecilerin bazı soruları Başbakan’a soramadıklarını söylemiş... Sorum kendisine:
Başbakan, soru sorabilecek gazetecilerin karşısına çıkıyor mu ki biz o soruları kendisine sormuyoruz?
*****
Münferit Olaylar Bakanlığı!
CHP Bahçelievler Kadın Kolları üyesi üç kadın “Hayır” yazılı broşür dağıttıkları için demir çubuklarla dövüldü:
Olay İçişleri Bakanı’na soruldu:
“Münferit bir olay... Önemli değil” dedi...
***
İzmir’de vatandaşlara bir broşür dağıtıldı... Bu broşürde, referandumda “Hayır” oyu kullanacaklarını açıklayan bazı aydınların, “Evet” oyu verecekleri iddia edildi...
Olay İçişleri Bakanı’na soruldu:
“Münferit bir olay... Önemli değil” dedi...
***
Polis, CHP Şanlıurfa Gençlik Kolları’nın kent merkezine astığı pankartları, “Başbakan Erdoğan’ın kente geleceği” gerekçesiyle topladı.
Olay İçişleri Bakanı’na soruldu:
“Münferit bir olay... Önemli değil” dedi...
***
İçişleri Bakanlığı’nın adının “Münferit Olaylar Bakanlığı” olarak değiştirilmesini öneriyorum...
İtirazı olan var mı?08/09/2010