NECATİ DOĞRU
Belleği keskin okurlar hatırlayacaktır. İki hafta önce; “Nobel ödülü sahibi romancımız Orhan Pamuk da hortumculuğa meyletti!” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Yeni bilgiler geldi.
Kanunla kurulmuş “İstanbul 2010 Avrupa Başkenti Ajansı”nda biriken ve birikecek olan “1 milyar 655 milyon TL” (eski parayla 1 katrilyon 655 trilyon YTL) halkın vergilerinden kesilerek oluşmuş paranın durumunun, Orhan Pamuk’un dışında sanatla, kültürle, İstanbul şehirciliği ve kültürüyle ve “İstanbul’un Avrupa ile buluşturulması” konseptiyle uzaktan yakından alakası olmayanlarca da “pipetlendiği ve yandaşlara dağıtıldığı” belirtileri, belgeleri, kanıtları bana ulaştı.
Hayat izin verirse.
Birkaç gün yazacağım.
Proje proje dökeceğim.
İsim isim netleştireceğim.
Biliyorsunuz 2008 yılının Ocak ayında TBMM’de yasa çıktı. Otomobili için benzin kullananlardan litre başına 1.5 kuruş; kamyonu, otobüsü, traktörü olup da mazot tüketenlerden de litre başına 1 kuruş vergi “İstanbul 2010 Avrupa Başkenti Ajansı” için benzin istasyonlarında pomba başında halktan kesilecek, Ankara’da Maliye Bakanlığı kasalarında (Hazine’de) toplanacak, İstanbul’da 2010 Ajansı’nın Yürütme Kurulu kararıyla onaylanmış projelere karşılıksız (hibe) olarak verilecek.
***
Halktan; yani onun kullandığı benzin ile mazottan ne vergi kesildi? Ne kadar para toplandı? Şu bilgileri elde ettim:
2008’de 255 milyon TL.
2009’da 850 milyon TL.
2010’da 550 milyon TL
(tahmini, beklenen)
Toplam: 1 trilyon 655 milyon TL. (Eski parayla 1 katrilyon 655 milyar YTL.)
Halk cebinden para veriyor.
2010’da İstanbul Avrupa Başkenti görünümüne, görüntüsüne, havasına, etkisine ulaşsın diye projesi-fikri-buluşu olan sanat, edebiyat, kültür, müzik, resim, mimari, tarihi ve çağdaş şehircilik bilgileriyle harmanlanmış yaratıcılığı bulunanların getirecekleri projelere “hibe olarak” sunuluyor.
***
İşte; İstanbul 2010 Avrupa Başkenti çanağından Nobel Ödülü sahibi Orhan Pamuk’a romanında adını geçirdiği “Masumiyet Müzesi”ne antika sandalye, koltuk, incik boncuk, eskiciden kullanılmış kadın dudağı ruju, kaş rimeli, tırnak ojesi alıp koysun diye 754 bin TL (754 milyar YTL) hibe olarak aktarıldı..
Orhan Pamuk, zengin.
Babadan varlıklı.
Kitapları çok satıyor.
Türkiye’nin en çok kazanan yazarı fakat kuracağı müze için halkın parasından oluşmuş 2010 Avrupa Başkenti Çanağı’ndan da para istiyor ve uyanık anlamında gözü açık Orhan’a 754 milyarı veriyorlar.
Kör Osman’a para yok.
Görme engelli diyorlardı, sonra görme özürlü dediler, şimdi “kör” diyorlar. Böyle yazılıp çağırılmasının doğru olduğunu ve kendilerini incitmeyeceğini bana söyledikleri için “Kör Osman” diye yazıyorum. “Kör Fotoğrafçılar Projesi” yapmışlar, Projenin Genel Koordinatörü Nuri Kaya, iki evini bir de ticari aracını satarak altyapıyı kurmuş ve şu anda beş parasız tek ekmeğe muhtaç hale gelmiş olarak; Âşık Veysel gibi 100 doğuştan kör (yani kör Osmanlar, Aliler, Mahmutlar, Civanlar), ellerinde polaroid makinelerle İstanbul’u gönüllerinden nasıl geçiyorsa fotoğraflayacaklar. Körler, gönül gözüyle İstanbul’u görüp fotoğraflarını çekecekler. Yaşayan 100 ünlü yazar da bu fotoğrafların altına metin yazacak, “görmeyenlerin gözüyle İstanbul” başlığıyla, yurtdışından ve dünyanın her ülkesinden gelecek körlerin de algılayabilecekleri çok özel bir düzenlemeyle sergileyecekler. Koordinatör Nuri Kaya’nın bana anlattığına göre, bu projeyi 2010 Ajansı, birçok bölümünü atıp kuşa çevirdi ve 166 bin TL destek vereceği kararını çıkarttı.
Onu da vermekten vazgeçti.
Kör Osman’a damla yok.
Uyanık Orhan’a ve yazdığım zaman göreceksiniz; parti kurucusuna, oto kiralama şirketi işleticisine, cemaat bağlantılı kuruluşa, AKP’li belediyelere trilyonlarca lira bol kepçe!