Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
40,6621
EURO
47,5399
IMKB
10.901,000
ALTIN
4.406,030
 
Hava Durumu ANKARA
24 / 36 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
RİZE'DE ÇERNOBİL RADYASYONU'NA RASTLANDI
RİZE DE ÇERNOBİL RADYASYONU NA RASTLANDI
 
Rize'de Çernobilden kaynaklanan serpintilerin neden olduğu radyoaktif maddeye rastlandı.
 
17.11.2006 - 18:22

Rize Sempozyumu için il ve ilçelerdeki doğal radyasyonu düzeyini araştıran ekibin yaptığı bilimsel ölçümlerde, Rize'nin değişik bölgelerinde, değişik oranlarda, Çernobilden kaynaklanan serpintilerin neden olduğu radyoaktif maddeye rastlandı.

 Rize Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu, “Ölçümler sırasında topraktan gelen belli radyasyon değerlerinin dışında, Çernobil ve nükleer serpintilerden kaynaklanan Sezyum (Cs-137) maddesine rastlandığını söyledi.

Kültür Merkezi nde dün başlayan sempozyumda söz alan Rize Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı, Nükleer Atom Mühendisi Prof. Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu, sempozyum için yaptıkları bilimsel çalışma sırasında Rize’deki doğal radyasyonu ölçmeye çalıştıklarını, ancak topraktan gelen belli radyasyon değerlerinin dışında, Çernobil ve nükleer serpintilerden gelen Sezyum (Cs-137) maddesine de rastladıklarını kaydetti.

“PANİĞE GEREK YOK”

Çernobil faciasından sonra çevreye yayılan radyoaktif dalgaların doğrudan doğruya Türkiye’ye gelmediğini belirten Prof. Dr. Okumuşoğlu, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Radyoaktif serpintiler önce Kuzey ülkelerine, ardından İsveç ve Danimarka gibi Avrupa ülkelerine, oradan da Trakya üzerinden Türkiye’ye, 4 Mayıs 1986 tarihinde ise Rize’ye kadar geldi. Yağmur bulutları ile bölgemize gelen radyoaktif serpintiler özellikle o dönemlerde aşırı yağış alan Ardeşen ve Fındıklı bölgelerinde diğer ilçelere oranla daha fazla yayıldı. Yaptığımız ölçümlerde, Çernobil ve nükleer serpintilerden gelebilecek Sezyum maddesine rastladık. Ardeşen ilçesinde diğer ilçelere oranla daha fazla radyasyon tespit ettik. Paniğe kapılmaya ve endişe etmeye gerek yok ama, bu değerlerin bilinmesi lazım. Bilim adamı olarak çevremizdeki her türlü bilgiyi bilmek durumundayız. Rize için yapılan bu ölçümlerin tüm Türkiye için yapılıp, ülkenin doğal radyoaktivite haritasının çıkarılması gerekiyor.”

Bilimadamları halkı kandırıyor

Çernobil'in Karadeniz'deki Etkilerini Araştırma Komisyonu Başkanı Hüseyin Ayaz bilim adamlarının halkı kandırdığını iddia ediyor.

Tarih 26 Nisan 1986... Yer Ukrayna... Çernobil Nükleer Santrali'nde gece yarısı saat 01'i 23 dakika 58 saniye geçe ardı ardına iki büyük patlama meydana geldi ve dünya tarihinin en büyük facialarından biri yaşandı. Patlamaların ardından yüzlerce kişi hayatını kaybederken, radyasyon yüklü ölüm bulutları önce Avrupa'ya, daha sonra Trakya ve Karadeniz Bölgesi'ne yayıldı. Radyasyonun yüzde 40'lık bölümü Ukrayna, Sovyetler Birliği ülkeleri ve Batı Avrupa'yı etkisi altına aldı.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)'in yaptığı araştırmaya göre, facianın ilk etkileri 30 Nisan 1986 yılında, kuzey-batı Trakya ve Karadeniz kıyılarında çevresel doğal radyasyon düzeylerindeki yükselmelerle gözlendi. Bölgenin normal koşullarda 8-10 mikro röntgen/saat olan doğal radyasyon düzeyi 4-5 Mayıs günlerinde 30-50 mikro-röntgen/saat düzeyine ulaştı. En yüksek radyasyon düzeyi 150 mikro röntgen/saat olarak Batı Karadeniz kıyısındaki Karasu'da ölçüldü. TAEK tarafından bölgede yapılan aşartırmalarda et, süt ve mamülleri, sebze ve meyveler, baharatlar denetim altına alındı.

Çernobil çayları gömüldü

O dönemde bölgede yapılan araştırmalar sonucunda uzmanlar ve bilimadamları yaptıkları açıklamalarda Doğu Karaeniz'de yetişen çay ve fındıkları laboratuar ortamında inceleyerek imha edilmesine karar verdi. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde üretilen fındıklar da Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Dünya Sağlık Teşkilatı sınırları civarında radyoaktivite tespit edildi. Çay ürünlerinde ise TAEK tarafından yapılan hesaplamalar ve AET kriterlerine göre, insan sağlığına zarar vermeyecek bir limit belirlenerek, çay paketleme fabrikalarında kurulan sistemlerinde aktivitelerine göre tasnif edildi. Buna göre, 12 bin 50 bg/kg'lık limiti aşan çaylar, Çay Kurumu'na ait depolarda TAEK'in gözetimi ve denetimi altına alındı. Bu miktarın 58 bin ton civarında olduğu, daha sonraki tarihte bu çayların çay fabrikalarının bahçelerinde toprağa gömüldüğü belirtildi. Uzmanlar, radyasyonlu çayları içen hamile bir kadının çocuğunun kansere yakalanma riski doğacağını ve halkın çayı demlemeden önce sıcak suyla yıkaması gerektiği uyarısında bulundu.

Bakan: Biraz radyasyon iyidir

Bilim adamlarına göre, Türkiye'de 40-50 bin ton çay vardı. ODTÜ'nün yaptığı araştırma raporlarında çayda kilogram başına 10 bin ton bekörel oranında radyasyon tespit edildiği ve 'çayları imha edin' ibaresine yer verildi. Rapor, dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral başkanlığında kurulan Radyasyon Güvenliği Komitesi'ne sunuldu. Komitede yer alan Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Prof. Dr, Ahmet Yüksel Özemre'nin, "Ölçümler hatalıdır. Türkiye'deki çaylar temizdir" açıklaması üzerine, Aral canlı yayında radyasyonlu çayları içerek, "biraz radyasyon iyidir" şeklinde tepkisini gösterdi.

Ulusal ve uluslararası pek çok çevre projesini yürüten TAEK, çernobil sonrasında Doğu Karadeniz ve Trakya Bölgesi'ndeki toprakları deniz suyu ve sedimentlerinden bu yörelerde üretilen çeşitli maddeler üzerinde araştırma yaptı. TAEK raporlarına göre bugüne kadar yapılan ölçümlerde, en yüksek değerler 1986 yılında ortaya çıktı. TAEK, ölçüm değerlerinin 1987 yılından itibaren hızla düşerek doğal düzeylere indiğini ve araştırmaların hala devam ettiğini açıkladı.Bu bağlamda Sağlık Bakanlığı devreye girerek bölgedeki kanser vakalarını tespit etmek ve nedenlerini ortaya koymak için araştırmalar başlattı.

Çernobil'in Karadeniz'deki Etkilerini Araştırma Komitesi Başkanı ve Trabzon Dernekler Birliği Başkan Yardımcısı Hüseyin Ayaz, Karadeniz'de 1986 yılından bu yana sağlıklı bir araştırmanın yapılmadığını belirtiyor. Bilim adamlarına güvenmediklerini ifade eden Ayaz, TBMM'nin 1994 yılında yaptığı araştırma raporuna göre 1986 yılında Türkiye'de 52 milyon insanın bulunduğu, facianın Trakya ve Karadeniz'i etkilediği ve 10 milyon insanın risk altında olduğunu vurguluyor. Ayaz, aynı raporda radyoaktif ölçüm aletlerinin de bölgeye faciadan altı ay sonra gittiğini söylüyor.

TAEK ezbere konuşuyor

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı Okay Çakıroğlu'nun, "Çernobil kazası sonrası Türkiye'de kimsenin vücudunda radyoaktif kalıntıya ya da genetik bozulmaya rastlanmadı" şeklindeki sözlerini talihsiz bir açıklama olarak değerlendiren Ayaz, TAEK'in yaptığı açıklamaların ezbere yapıldığını vurguluyor. Ayaz, "20 Ocak 2000 tarihinde Sağlık eski Bakanı Osman Durmuş yayınladığı genelgeyle, kişi, kurum ve kuruluşların haberdar oldukları kanser hastalarını il sağlık müdürlüklerine bildirmelerini, il sağlık müdürlüklerinin Sağlık Bakanlığı'na bilgi vermesi gerektiğini belirtiyor. Bölgede o tarihten itibaren hiçbir sağlık taraması yapılmıyor. Bu durumu nasıl izah edecekler?" diyor.

Ellerinde araştırma raporu yok

TAEK ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)'nün elinde sağlıklı bilgiler olmadığını iddia eden Ayaz, yetkililerin halka zoraki açıklama yapma ihtiyacı duyduklarını söylüyor. Ayaz konu ile ilgili tespitlerini şu sözlerle sürdürüyor: "Elimdeki belgelere göre konuşuyorum ancak onlar gerçekleri gizleyerek halkı kandırıyor. Elimde hastanelerden alınan resmi hasta kayıtları var. Bu kayıtlara göre, 1990-2000 yılları arasında bölgede kanser vakalarında yüzde 50 artış yaşandı. 1990 yılında Trabzon'da 90 kanser hastası varken bu sayı 2000 yılında 720'ye çıktı. Ordu'da 1990 yılında 50 kanser hastasının sayısı 2000 yılında 2 bin 167'ye ulaştı. Giresun'da ise 2000 yılında 2 bin 168 kanser vakası tespit edildi. Ayrıca, son sekiz yılda erkeklerde akciğer kanseri, kadınlarda da meme kanserinde artış gözlendi. Bu artışların nedeni çernobil değilse, gerçek nedenlerini açıklasınlar. İddia ediyorum açıklayamazlar, çünkü ellerinde araştırma raporları yok. Türkiye'de konuyla ilgili belge varsa onlar da benim elimdedir."

İnşallah ben yanılırım ama...

"Bilim adamları çernobil faciası sonrası yaptıkları açıklamalarda etkilerinin 10 yıl sonra ortaya çıkacağını belirtmişlerdi. Aradan 20 yıl geçti ve Karadeniz'de kanser vakaları özellikle genç nüfusta artış gösterdi" diyen Ayaz, Karadenizlilerin bölgede hane taraması yapılmasını istediklerini yineliyor ve ekliyor: "Son 20 yılda her hanede yaşayan kişi sayısı, ölen ve hasta olan insan sayısı tespit edilerek kanser taraması yapılabilir. Bilgilerin sonucunda gerçekler ortaya çıkar. Kanser vakalarının artışında çernobilin olduğunu iddia ediyoruz. Bu taramalar sonucunda inşallah biz yanılırız. O zaman çıkar bilim adamlarından özür dileriz."

Karadeniz halkı bilime güvenmiyor

Trabzon Kanser Hastaları ve Yakınları Dayanışma Derneği Başkanı Av. Sibel Suiçmez Karadeniz halkının bilim adamlarına güveni kalmadığını söylüyor. Facianın yıllardır insanlardan gizlendiğini öne süren Suiçmez, Karadenizlilerin bu konularla yıpratıldığını belirtiyor. Bilim adamlarının Karadeniz insanını bilime inanmayan topluluk olarak tanıttığını savunan Suiçmez, "Biz cahil insanlar değiliz. Gerek yapılan tutarsız açıklamalar, gerekse ortaya sağlıklı belgelerin konulmaması halka ister istemez kanser vakalarının tek nedeninin çernobil olduğunu düşündürüyor. Bu hastalığın çernobil yüzünden meydana geldiğini iddia etmiyoruz, ancak bilim adamları da bize gerekli açıklamaları yapmıyor, hastalığın gerçek artış nedenlerini ortaya koyacak verileri sunmu-yorlar. Karadeniz'de her hanede bir yada daha fazla kanser hastası var. Biz bilime saygısız değiliz. Sadece bilimi yanlış kullanan ve yansıtanlara inancımızı kaybettik. Bölgenin acil kanser haritasının çıkarılmasını istiyoruz. Böylece kanser vakasındaki artış net bir şekilde ortaya çıkabilir" diye konuşuyor.

Genç nüfus kanserin elinde

Karadeniz'de kanser vakalarının genç nüfusu etkilediği yönündeki iddialar bölge insanının korkulu rüyası haline geldi. Hastalığın artmasıyla neredeyse her ailede 1 kanser vakası görülür oldu. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz sanatçı Kazım Koyuncu'nun ölümü ise bu konuda bardağı taşıran son damlaydı. Bilim adamlarının yaptığı açıklamaları yetersiz bulan bölge insanı, hastalığın yayılmasındaki tek sorumluyu çernobil olarak değerlendirdi. Son 5 yılda hastalığın yüzde 60 arttığı yönündeki söylemler de vatandaşları çileden çıkarttı. Uzmanlar ise bu düşüncenin ülkede çernobil gerçeğinin tam anlamıyla bilinmemesinden kaynaklandığını açıklıyor.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


ÖZDAĞ'IN MHP'DEN İHRACININ DURDURULMASI İSTEMİNE RET

TÜRK HALKINI BÖLME OPERASYONUNDA OECD PARMAĞI

TOPUZ'DAN ERDOĞAN'A KÖŞK TEHTİDİ
»  BİNGÖL'DE OPERASYON, 6 TERÖRİST ÖLÜ ELE GEÇİRİLDİ
»  BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN SUİKASTÇISINA 11 YIL HAPİS
»  DEMİREL'DEN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ YORUMU
»  VEKİLLERİN MECLİS'TEKİ VUKUAT TUTANAKLARI!
»  GÖKÇEK'DEN DENİZ BAYKAL'A SÜRPRİZ DESTEK
»  TEM'DE 100'E YAKIN ARAÇ BİRBİRİNE GİRDİ!
»  2500 YILLIK ŞİFA KAYNAĞI!
»  ŞİDDET DURMAK BİLMİYOR?
»  KANDİL DAĞI'NI VURALIM MI?
»  TUNCELİ'DE ÇATIŞMA!
»  SEL MAĞDURLARINA MÜJDE!..
»  UÇAKTA, SİLAHLI MİLLETVEKİLİ
»  "100 KONTÖR'E KENDİLERİNİ SATIYORLAR"
»  CENAZE'DE GİZLİ KALAN PROTESTO
»  BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN ŞOVMEN CEM YILMAZ'A ÖDÜL
»  LAZ USULÜ CAMİ BÖYLE OLUR. DÜNYA'DA BAŞKA EŞİ YOK
»  BOTAŞ'TA ESRARENGİZ İNTİHAR
»  DIŞİŞLERİ BAKANI GÜL'E, ' 301'İ KALDIRIN' ZİYARETİ
»  ALİ DİBO'NUN BİR ADI DA 'ALLEM, KULLEM'MİŞ
»  ÇALIŞAN EMEKLİLERE KÖTÜ HABER
»  KOMİSYONDA GÖĞÜS ÇATALI TARTIŞMASI!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.