Ali Koç, Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Başkanı şapkasıyla konuştu 'AB’ye üye olmasak da dünyanın sonu değil'.
Türkiye’nin 81 ilinin rekabetçilik gücünü yıllar itibarıyla sıralayan tek özgün çalışmayı yapan Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu URAK’ın Başkanı Ali Koç, ilginç değerlendirmelerde bulundu. Rekabet araştırmaları ve OECD raporları incelendiğinde Türkiye’nin “Bölgesel güç” haline geleceğinin görüldüğünü belirten Koç, URAK Başkanı şapkasıyla AB konusunda farklı düşündüğünü anlattı.
DEVLETE YENİ GÖREV
“Girmek istediğimiz AB’nin 2020 ve 2050’lerde nasıl bir konumda olacağını çok iyi analiz etmeliyiz. Belki de AB’ye hiç ihtiyacımız kalmayacak. Kendimizi bağlamayalım ve maç skoru gibi 1- 0 diye bakmayalım. Bölgesel güç olarak hayatımıza devam edelim. 500 milyon nüfuslu bir alanda söz sahibi olabiliriz” diyen Koç, krizde globalleşen dünyada yaşamın sürdürülebilirliği için devletlerin regülasyon görevi dışında elini taşın altına koyup, krizi yönetmeye çalıştıklarının da görüldüğünü söyledi ve şöyle konuştu: “Dünyada sınır tanımayan şirketler dahi devletin ağırlıklı olacağı bir döneme giriyor ki, bunu da sağlıklı görüyoruz. Sadece finans sektörüne odaklanmak, 3’er aylık üretim, tüketim ve başka istatistiklerle yatıp kalkmak yetmiyor. Devletin, ekonomide etkili olacağı bir dünya düzeni yaşayacağız.”
DOĞUDAKİ BÜYÜME BATIDA YOK
Dünyaca tanınmış birçok önemli yetkilinin de kendisi gibi düşündüğünü ve Türkiye’nin AB’ye ihtiyaç duymadan Güney Avrupa, Kafkasya, Balkanlar, Ortadoğu bölgelerinde 500 milyonluk nüfusa bölgesel liderlik yapma yeteneğine sahip olduğunu söylediğini kaydeden Koç, şöyle devam etti: “Geçenlerde uluslararası bir firmanın CEO’su, bana ‘Siz neden AB’ye mutlaka girmek istiyorsunuz? Batıda büyüme durdu. Doğuda ise büyük bir pazar var. Doğudaki büyüme batıda yok’ dedi. Bu tesbit doğruydu. Biz her zaman Türkiye’nin daha rekabetçi olmasını ve kendi bölgesinin lideri olmasını istiyoruz. Maastrich kriterlerine bakarsak, şu anda AB ülkeleri, o kriterleri bile tutturamıyor. Biz onlara göre çok daha iyi durumdayız. Ekonomik işbirliğini çıpa olarak kullanıp, topyekun ilerleme sağlayabiliriz. Helva yapacak malzeme varsa, neden bunu başarmayalım.”