OECD'nin raporunda kıdem tazminatının yerine işsizlik sigortasının ön plana çıkarılması gerektiğine yer verildi.
Hazırlanan ve çok ciddi olarak Türkkiye'ye dayatılan bu tip raporların asıl amacı o ülkedeki iş barışını bozmak ve ortamı kaosa sürüklemek.
Türkiye'nin yapılan ve oynan tüm oyunlara rağmen bölünmeyişini hazmedemeyen dış güçler AB ve IMF ve diğer benzeri kuruluşlar uzun zamandır bunu yapmanın gayreti içinde.
Daha önce de verilen asgari ücretin yüksek olduğu ve bunun düşürülmesi dayatılmış ancak hükümet bunu göze alamamıştı.
Ve asıl önemlisi hiç bir kimsede çıkıp Türk halkına içinde bulunduğu bu kötü şartlardan bahsetmiyor. Edilmesi de istenmiyor.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ekim ayında yayınlanan OECD 2006 Türkiye İnceleme Raporu'na ilişkin olarak bir açıklama yaptı. Buna göre raporda, Türkiye’de mevzuatın getirdiği yüklerin çalışan ve çalıştıranları kayıtdışı sektöre ittiği; bu bağlamda çok ciddi bir istihdam maliyeti oluşturan kıdem tazminatının kaldırılarak, işsizlik sigortasının ön plana çıkarılması gerektiği kaydedildi.
Açıklamaya göre, OECD’nin 2006 Türkiye Raporu’nda kıdem tazminatı konusunda şu tespit ve önerilere yer veriliyor:
“Kıdem tazminatı ödemeleri kayıtlı sektördeki işletmeler için çok ciddi bir istihdam maliyeti oluşturmaktadır. Kanun, en son ücret seviyesinden her hizmet yılı için bir aylık ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmesini öngörmektedir. Bu, OECD Ülkeleri içinde en yüksek kıdem tazminatı düzeyini ifade etmektedir.
Hatta kıdem tazminatı emeklilik gibi bazı gönüllü ayrılmalarda bile ödenmek durumundadır. Birçok Türk işletmesinin büyük miktarlarda bilanço-dışı mali borçları vardır ve bazı analistlere göre bu ağır yükümlülükler istihdam ayarlamaları yapılması durumunda birçok işletmenin iflas etmesine sebep olacaktır.
Kıdem tazminatı ödemeleri istihdam üzerindeki vergi ve prim yüküne eklendiğinde, bu yük büyük bir farkla OECD ülkeleri kapsamındaki en ağır vergi yükünü oluşturmaktadır."
Rapora göre, Avustralya, Çek Cumhuriyeti ve Slovak Cumhuriyeti'nde 20 yıllık kıdemi olan çalışana yapılan kıdem tazminatı 1 aylık ücrete göre ödenirken, bu oran 20 ayla Portekiz ve Türkiye'de en yüksek düzeyde bulunuyor. Söz konusu oran Fransa'da 4, Yunanistan'da ise 5. ay düzeyinde bulunuyor.
Raporda, 1999 yılında Avrupa Birliği’ndeki standart uygulamalardan esinlenilerek katkı ve kazanç kurallarının oluşumuyla resmi işsizlik sigortasının başlatıldığı belirtilirken, bu uygulamanın kıdem tazminatı sisteminin yerini alması niyetiyle doğduğu anımsatıldı. Ancak kıdem tazminatı sisteminin devam ettiği ve kayıtlı sektördeki işletmelerin kendilerini hem çok yüksek işsizlik sigortası primlerini hem de çok ağır kıdem tazminatlarını öderken buldukları kaydedildi.
Çok ağır yükler getiren kıdem tazminatı sorumluluğunun daimi istihdamı çok pahalı hale getirerek kayıtlı sektörde istihdam yaratmayı engelleyen unsurlardan biri olduğu belirtilen raporda, "Kayıtlı sektörde istihdamı teşvik etmeye yönelik kapsamlı bir işgücü piyasası reformuna acilen ihtiyaç vardır. İstihdamla ilgili düzenlemelerin işletmeler üzerindeki yükü hafifletilmelidir. Türkiye’de kıdem tazminatı kaldırılarak işsizlik sigortası ön plana çıkarılmalıdır" denildi.
OECD'NİN KIDEM
TAZMİNATI ÖNERİSİNE TEPKİ
OECD'nin Ekim ayında yayınlanan 2006 Türkiye İnceleme Raporu'nda Türkiye'de istihdam artışı için kıdem tazminatının kaldırılması önerisine Türk-İş ve DİSK'ten tepki geldi.
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, yaptığı açıklamada, OECD raporunun Türkiye'yi yönetmeye yetmeyeceğini söyleyerek: "Birileri, OECD'nin raporunu fırsat bilerek işçilerin kazanılmış haklarını geriye götürmeye çalışmasınlar. OECD de kendi işine baksın, Türkiye'nin işlerine burnunu sokmasın” dedi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de işçilerin tek güvencesi olarak kıdem tazminatının kaldığını vurgulayarak şunları kaydetti: “Bu konuda sabrımızı sınamaya kalkışmasınlar, çünkü kimsede sabır kalmadı. Böyle bir şeyin gündeme alınması ciddi bir patlama yarattır. Kimse bu tür bir patlamanın dinamitini ateşlemeye kalışmasın.” Çelebi, “istihdam artışı için kıdem tazminatının kaldırılması” gibi önerilerin gerçekçi olmadığına işaret ederek, “Gerçekten niyet istihdamı artırmaksa oturalım projeleri konuşalım, ama kimse kıdem tazminatına göz dikmesin” diye konuştu.