Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,8582
EURO
43,7927
IMKB
9.668,000
ALTIN
4.017,160
 
Hava Durumu ANKARA
9 / 23 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
TOLON PAŞA NEDEN TUTUKLANDI AÇIKLAYIN?
TOLON PAŞA NEDEN TUTUKLANDI AÇIKLAYIN?
 
Hurşit Tolon ve onun durumunda “neyle ve hangi delillerle suçlandığı, bunların gerçekten delil sayılıp sayılmayacağı” belli olmadığı halde tutuklu bulunan onlarca kişiye yapılan bu ciddi hukuksuzluğu, haksızlığı kim telafi edecek?
 
8.2.2009 - 19:55

RUHAT MENGİ

Ülkedeki her gelişme, her olay başta bizim doğru yorumlarımıza tepki gösterenleri değil, bizi haklı çıkarıyor.

Ergenekon soruşturması kapsamında (!) tutuklanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un sağlık durumu da cezaevindeyken bozulmuştu ama serbest bırakılma nedeni bu değilmiş.

Gazetelerde Tolon’un tahliyesini bildiren haberlerde “sağlık nedeniyle değil, delil ve hukuki duruma göre tahliye edildiği” yazıyordu. Olayın tam açıklaması ise şöyle: Hurşit Tolon’un avukatı İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ‘tutukluluğa’ itirazda bulunuyor. Mahkeme bu istemi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderip görüş istiyor. Savcılık Tolon’un “tutukluluğunun devamı” yönünde görüş bildiriyor. Ama Nöbetçi Mahkeme “savcılığın bu talebini yerinde bulmayarak” Tolon’un “delil yetersizliğinden tahliyesine” karar veriyor.

Delil yetersizliği de şöyle: Hurşit Tolon’un tutuklama kararı sadece “kendisinde Ergenekon yapılanmasını içeren bir kitap fotokopisi bulunması” üzerine alınmış. Mahkeme ise “bu kitabın daha önce birçok basın kuruluşunda haber konusu yapıldığını, gizliliğinin bulunmadığını belirterek kitabın tek başına şüphelinin suç örgütüne üye veya yönetici olduğunu göstermeyeceğine, yaptığı telefon görüşmelerinin ise örgütle bağlantı gösterecek unsur içermediğine” karar vermiş.

Orduyu kışkırtma çabası

Buyrun buradan yakın! Bu ülkeye değerli hizmetler vermiş üst düzey bir TSK mensubu olan Hurşit Tolon 1 Temmuz 2008’de gözaltına alınıp 6 Temmuz’da tutuklanmış. 6 aydır “yaptığı telefon görüşmeleri veya evindeki bir kitap fotokopisi” nedeniyle Metris, Kandıra, Silivri cezaevlerinde süründürülüyor, suçlu muamelesi görüyor.

O ve onun gibi abuk sabuk iddialarla, delil sayılamayacak nedenlerle tutuklanan üst düzey askerler üzerinden ülkenin ordusu birçok işgüzarın işbirliğiyle toptan okka altına gönderiliyor. Ve neymiş “elde delil yokmuş”.

O zaman Hurşit Tolon ve onun durumunda “neyle ve hangi delillerle suçlandığı, bunların gerçekten delil sayılıp sayılmayacağı” belli olmadığı halde tutuklu bulunan onlarca kişiye yapılan bu ciddi hukuksuzluğu, haksızlığı kim telafi edecek?

Her konuda elmalarla armutların karıştırıldığı; din istismarından, yolsuzluklara, Gazze ve Davos olaylarından Ergenekon soruşturmasına kadar “Durun bir dakika, aldatmacalara, göstermelik kahramanlıklara, duygu istismarlarına değil gerçeklere bakalım” diyenlere toplu tepkiler verildiği bir ülkede bunların hesabı nasıl sorulacak?

Bu ülkede herkesin “yalanlarla gerçekleri ayıracak” bir gözlüğe ihtiyacı var, çünkü ayırabilenler de dinlenmiyor.

Kabile devleti mi?

Elbette her türlü gizli örgüt, çete ortaya çıkarılsın, artık huzur içinde yaşansın, kimse gizli dolaplar çevirmesin ama bu mazeretle “iktidarın gizli işlerini görebilen veya tepki duyduğu insanlar” da suçluluğu sabit isimlerle yanyana aylarca hapse tıkılmasın. Bunları hep söyledik.

Türkiye bir hukuk devletiyse: Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi “delil yok” derken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hangi delillere dayanarak Tolon’un tutukluluğuna karar verebildiğini açıklamak zorundadır. Aynen ona tutuklama kararı çıkaran mahkeme ve savcının bunun nedenini açıklama zorunluluğu gibi.

Türkiye muz cumhuriyeti değil, kabile devleti değil diyen Başbakan Erdoğan’dan da başta Adalet Bakanı Şahin’le birlikte bu konunun (ve cezaevindeki benzerlerinin) üzerine gitmesi bekleniyor. Gerçi son zamanlarda AKP kanadından yapılan her açıklamada bir yalan çıkmakta ama olsun.

Egemen Bağış’a “Başbakan, ABD Başkan Yardımcısı Cheney’e: ‘Ben gözaltında olmanın, cezaevinde olmanın zorluğunu bilirim, çabuk o askerlerimizi serbest bırakın’ dedi” açıklamalarını yaptıran, cezaevinde olmanın anlamını bildiğini söyleyen bir başbakanın başka insanlara yapılan bu tür bir haksızlığa da aynı tepkiyi göstermesi gerekir.

Hele de çocuk tecavüzcülerinin serbest bırakılması için Adli Tıp kadrolarını bile değiştiren bir hükümet döneminde ve her türlü ağır suçlunun serbest kaldığı bir ülkede.

Millet açıklama bekliyor.


Çelişkilerle tırlatmak mümkün mü?

Hani “aklını kaçırmak, keçileri kaçırmak” filan da diyebilirim ama bence tırlatmak daha çok yakışıyor. Zira her zaman siyasetçilerden çelişkili sözler, yalanlar duymaya alışmış bir toplum olmamıza rağmen yaklaşan yerel seçim öncesi bu yalanlar, çelişkiler ve ilkesizlikler öyle ayyuka çıktı ki dayanmak mümkün değil.

Muhallebiciye imar değişikliğinden, altın mağazası ortaklığına, kömür ve beyaz eşya dağıtımına kadar hangisine baksanız hepsinde bir yalan ya da hukuksuzluk gizli.

Her köşede bir yolsuzluk veya ilkesizlik haberi bizi bekliyor.

İki büyük parti arasına sıkışmış, ülkesinin rejimini mi korumaya çalışsın, olmayacak çelişkili açılımları mı kabul etsin ne yapacağını şaşırmış bir halk da orta yerde bakakalıyor.

Dün yazımın sonunda “uysal koyun olmayanlar”ı “uysal olmayan koyunlar” yazmış olduğumu fark edince güldüm. Ama sonra düşündüm de fazla yanlış sayılmaz, bunlar zaten o sıkışmışlıkta, çaresizlikte hepimizi koyun pozisyonuna getiriyorlar.

“Çarşaf açılımı”ndan sonra “her mahalleye Kur’an kursu” açılımını destekleyen Deniz Baykal kendisini gazlayanlardan gazı almış:

“Siyasetin ezberini bozduk” diyor. Bence “halkın psikolojisini bozduk” dese daha doğru söylemiş olacaktı. Devlet yönetiminde, dürüst siyasette “gerçekler, doğrular, yasalar, kurallar, ilkeler” vardır, bunlara bağlı iseniz ezber filan bozamazsınız. Milletin fazla seçme şansı olmadığını bilerek yüksekten atmayın.

Diğerine bakıyorsunuz Tayyip Erdoğan daha önce CHP’nin “çarşaflı üyelere rozet” açılımına zoraki olarak destek çıkmışken “Kur’an kursu” açılımına fena halde bozulmuş.

“Hamdolsun” diyor “camilerimiz de var Kur’an kurlarımız da. Bu tür kursları alacak olanlar gelirler Diyanet İşleri Başkanlığı onlara gerekli kursları verir”... Hızını alamayıp atlıyor “Hani dini siyasete alet etmeyecektiniz?”

Şimdi tabii balık hafızalı (veya uysal koyun) olmayanlar hemen Başbakan Erdoğan’ın çok değil birkaç yıl önce “kaçak Kur’an kursları”na destek verdiğini, bu konuda uyarıda bulunan o dönemin TÜSİAD Başkanı’na “Dikkat edin size dinsiz derler” dediğini hatırlayacaklardır.

Madem ki Diyanet’in yeterince kursu var (7000’ün üstünde) neden “üstelik kaçak kursları” destekliyor, karşı çıkanlara (ki çocuklar kaçak kurs binasının yıkılmasında nasıl yaşamlarını yitirdiler gördük) gözdağı veriyordunuz? Kur’an kursu açmak, çarşaflı türbanlı kadınlarla parti reklamı yapmak kendi deyişinizle “dini siyasete alet etmekse” siz bugüne kadar neden türban, din, Kur’an üzerinden bile bile reklam yaptınız?

Neden laik rejim gereği sadece devlet alanlarında dinî kıyafet ve ibadet yasağını “dine ve dindarlara karşı olmak”mış gibi, her alanda “dindarlara baskı varmış gibi” anlatıp durdunuz ve halkı “laikler-dindarlar” gibi olmayacak bir bölünmeye sürüklediniz? Neden hâlâ “o dindarlara hakaret eden parti şimdi onların yanında görünüyor” benzeri gerçekle alakasız konuşmalar yapıyorsunuz?.. (Cevap: “oy”... Oy, oy.)

Sizin “türban forması” haline getirdiğiniz kadının başörtüsü tek başına dindarlık işareti sayılmayacağı gibi bugüne kadar hiç kimse de dindarlara bir hakarette bulunmamıştır.

Anladık seçim saçmalıkları dönemindeyiz ama midelerimiz artık bu kadarını da kaldırmıyor yahu!



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


ERDOĞAN'A AĞIR YANIT

KAMU'DA KAĞIT TARİH OLUYOR

YUNANİSTAN KURTULMAYA ÇALIŞIYOR,TÜRKİYE ALIYOR
»  GÖKÇEK:"ÇANKAYA'YI YAMYAMLARIN ELİNDEN ALACAĞIZ"
»  UNAKITAN'IN YERİNE KİM GELECEK?
»  KONYA'DA İLK 45 DAKİKA GOL SESİ ÇIKMADI 0-0
»  ERDOĞAN SEÇİM STARTINI KOCAELİ'NDEN VERDİ
»  ATM'LERDE YENİ UYGULAMA
»  BAYKAL'DAN AB ATAĞI
»  MAHKEMELERDE YAPILAN ''YEMİN'' DEĞİŞİYOR
»  “KENTSEL DÖNÜŞÜM SOSYAL YIKIMA DÖNÜŞTÜ”
»  MECLİS'TE TEZKERE HAFTASI
»  AĞAR'IN MAHKEMESİ BUGÜN BAŞLIYOR
»  ERDOĞAN, İSRAİL MEDYASINI UYARDI
»  DTP'Lİ AYNA BU KEZ GÜVENLİK GÜÇLERİNE HAKARET ETTİ
»  CHP'Lİ SOYSAL'A YUMRUKLU SALDIRI
»  İKİ GÜNEŞLİ GEZEGEN SİTEMİ KEŞFEDİLDİ
»  "ERDOĞAN'IN DAVOS'TAKİ ÇIKIŞI DANIŞIKLIYDI"
»  ÇANAKKALE'DE TROYA'DAN DAHA ESKİ YERLEŞİM MERKEZİ
»  DOĞALGAZ KULLANAN MAHALLEDE BELEŞ KÖMÜR TARTIŞMASI
»  TOLON PAŞA'NIN AVUKATINDAN AÇIKLAMA!
»  BAYKAL İLE ERDOĞAN ARASINDAKİ GİZLİ BEYLERBEYİ ANLAŞMASI
»  BULUNAN BOMBALAR VE GEREK GÖRÜLMEYEN TEDBİR!
»  ÖNDER BEY'İ İLGİLENDİRMEYEN İŞLER!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.