Star Gazetesi'nden Şamil Tayyar'ın yazısının ilgili bölümü:
PKK'nın Gabar ve Dağlıca saldırılarıyla ilgili olarak art arda kaleme aldığım yazıları yakından takip edenler biliyordur.
Aradan geçen kısa sürede ne oldu? 8 asker teslim edildi, Fatih Altaylı'nın iddia ettiği gibi 4 teröristin öldürüldüğü bir operasyon sonucuDiyarbakır'a getirilmedi. 8 asker şimdi cezaevinde. Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay Oğuz Dirik hakkındaki soruşturma sürüyor.
Son olarak Amerikalı Türkiye uzmanı Michael Rubin'in ' Dağlıca'daki saldırıda PKK'nın uyguladığı taktik, ABD'nin peşmergelere öğrettiklerine benziyor' şeklindeki açıklamasını hatırlatmalıyım. Demek istiyor ki aslında, bu eylem Guam menşeli.
Beni komplo teorileri yazmakla suçlayanların şimdi bana bir özür borcu var.
Gelelim, Tümgeneral Yılmaz meselesine... İki iddiayı tartışmaya açtım. Dedim ki, Tümgeneral Yılmaz, Genelkurmay Başkanı'nın karargaha davet ettiği 14 gazeteden birinde çalışıyor, bu kesin. Bilgiye değil tahmini yazdığım için yanılma payımın yüksek olduğunu belirterek adres olarak Hürriyet'i gösterdim.
Ne oldu ? Adres Vatan çıktı. Yani, Büyükanıt Paşa'nın tercih ettiği 14 gazeteden biri. Kesin diyordum aynen öyle çıktı. Ama Hürriyet değil? Bu konuda yanılma payımın yüksekliğine dikkat çekmiştim. Çıkış noktam, Büyükanıt'ın bir genel yayın yönetmenini doğrudan telefonla aramasıydı. Çünkü toplantıya katılan arkadaşlar, böyle yansıttılar.
Ama bu işte bir tuhaflık var. Vatan'ın Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu, 'Beni Genelkurmay'dan bir üst düzey komutan aradı' diye yazdı. Peki Büyükanıt neden 'Ben aradım' dedi? Bir soru daha: Vatan, 10 Kasım günü 'Kim bu gazeteci?' başlığını niye attı? İçinizdeki bir adam için 'Kim bu?' diye sorar mısınız?
Bu durumda Vatan, ya Hürriyet'i kurtarmak için kendini feda etti ya da 10 Kasım'da okuyucuyu kandırdı. Büyükanıt 'Ben aradım' demediyse, o da bazı akredite temsilci arkadaşlarımızın vebali.