''Değişiklik paketinin 12. maddesi ile askeri personelin Yüksek Askeri Şura kararları ile ordudan ilişiğinin kesilmesi yargı denetimine dahil edilmektedir'' dedi.
AKP'den, Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik imzasıyla yayımlanan basın bilgilendirme notunda, TBMM'de görüşülmekte olan Anayasa değişiklik paketi ile ilgili olarak bilgi verildi.
Dün (24 Nisan 2010) TBMM'de Anayasa değişiklik paketinin 12, 13, 14 ve 15. maddelerinin müzakere edildiği ve 4. maddenin de 330'un üzerinde oy alarak geçtiğini belirten Çelik, ''Değişiklik Paketinin 12. maddesi ile askeri personelin YAŞ (Yüksek Askeri Şura) kararları ile ordudan ilişiğinin kesilmesi yargı denetimine dahil edilmektedir'' dedi.
Çelik, Anayasa'nın 125. maddesinin mevcut haline göre, idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine tabi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Ancak bunun iki istisnası vardır: Sayın Cumhurbaşkanı'nın tek başına yaptığı işlemler ile Yüksek Askeri Şura Kararları yargı denetimine tabi değildir.
Yıllardan beri birçok askeri personel, çoğu zaman subjektif değerlendirmeler, şahsi ve aile hayatları ile ilgili birçok ithamla karşı karşıya bırakılarak ordudan ilişikleri kesilmiş, ancak hukukun en temel prensiplerin biri olan 'savunma hakkı' bu insanlardan esirgenmiştir. Kuvvet Komutanlıklarından, komutanların inisiyatifi ile atılanlar, mahkemelere müracaat etme hakkına sahipken, YAŞ kararları ile ordudan ilişiği kesilenlerin askeri mahkemeler dahil mahkemelere müracaat ederek haklarını araması, Anayasa engelinden dolayı mümkün olamamıştır.
Her darbe, en büyük zararı bizzat orduya vermiştir. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra 230 küsuru general olmak üzere binlerce subay ordudan atılmış ve ordudaki birçok tecrübeli komutan ne yazık ki en faydalı dönemlerinde kendilerini, hem de mağdur olarak, TSK'nın dışında bulmuşlardır. 12 Eylül 1980 darbesi, bu anlamda bir tasfiyeye gitmemiş, ancak Anayasa'nın 125. maddesinin verdiği yetkiyle şimdiye kadar yaklaşık 1500 subay ve astsubay, sorgusuz sualsiz ordudan atılmıştır. Bu insanların kendileri ve aile fertleri için büyük bir travma olan bu durum, maalesef her YAŞ toplantısından sonra devam etmiştir.
Elbette ordu mensuplarının suç işleme imtiyazı yoktur. Askeri disiplinin ne anlama geldiğini herkes bilir. Ne var ki, suçlu kabul edilip rütbeleri sökülen ve ardından kendisini işsiz, güvencesiz sokakta bulan insanların suçlu olup olmadığına mahkemelerin karar vermesi gerektiği aklın, vicdanın ve hukuk devleti olmanın gereğidir.
Aynı madde ile Anayasa'nın 125. maddesinin 4. fıkrasında, yapılan yeni bir düzenleme ile yargının 'yerindelik' denetimi yapamayacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Yargısal denetim hakkı 'hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz' ifadesi, tereddütleri ortadan kaldıracaktır.''
-''TÜRKİYE, YAKLAŞIK 25 MİLYAR DOLARLIK ZARARA UĞRATILMIŞTIR''-
''125. maddenin 4. fıkrasının, yargı denetimini, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlandırdığını, yürütmenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak şekilde yargının idari işlem tesis etmesinin yasaklandığını'' ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
''Ancak, uygulamada yargı, bugüne kadar maalesef yerindelik denetimi yaparak idarenin elini kolunu bağlayan, ekonomiye büyük zararlar veren kararlara imza atmıştır.
Kamu yararı gibi subjektif bir kavramla birçok özelleştirme kararı iptal edilmiş, küresel sermayenin Türkiye'de yatırım yapması ile ilgili birçok zorluk çıkarılmıştır. Sadece 90'lı yıllarda Telekom'un özelleştirilmesine mani olunması sonucu Türkiye, yaklaşık 25 milyar dolarlık zarara uğratılmıştır. 25 milyar dolarla, Türkiye'nin eğitim ve sağlık alt yapısı bir yılda İsviçre'nin düzeyine getirilebilir.
Bu düzenleme, yönetenlerin yargı denetiminden kaçması anlamına gelmez. Sadece yargı kendi alanında, yürütme de kendi alanında kalacaktır.''
Çelik, 13. madde ile yapılan düzenleme ile 6. maddede memurlara verilen toplu iş sözleşmesi hakkına paralellik sağlamak üzere, Anayasa'nın 128. maddesine ''ancak, mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır'' şeklinde bir cümle ilave edildiğini bildirdi.
14. madde ile memurlara verilen her türlü disiplin cezasının yargı denetimine verildiğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
''Muhalefet tarafından, Hükümetin, yargı denetiminden kaçtığı şeklindeki ithamların yanlışlığını ve yersizliğini gösteren maddelerden birisi de budur. Mevcut uygulama ile kamu çalışanlarına verilen uyarma ve kınama cezalarından dolayı yargıya başvurulamıyor. Subjektif değerlendirmeleri, keyfi olabilecek tasarrufları ortadan kaldırma bakımından bu düzenleme anlamlı bir adım olmuştur. Kamu çalışanlarının arzusu istikametinde yapılan bu düzenleme ile yıllardır devam eden bir haksızlık ortadan kaldırılmış olacaktır.
15. maddedeki düzenleme ile Anayasa'nın 144. maddesinde önemli bir değişiklik yapılmaktadır. Yine iddiaların aksine bu madde ile Yargı bağımsızlığı çok daha güçlü bir hale getirilmektedir.